12 Temmuz 1944
Tom Riddle yavaşça doğrulurken tek kelime etmemişti. Parmağında korkunç bir acı hissediyordu sadece. Çok geçmeden yanan derisini ve parmağını kıpırdatamadığını fark etti. Gözleri yanıbaşında duran kıza döndü. Yorgun görünüyordu.
"Kendini kaybettin." Diye yanıtladı kız. "Yüzüğün yanmaya başladı. Çıkarmak zorunda kaldım. Parmağını kırdım sanırım. Üzgünüm yapmam gerekiyordu." Dedi ileride artık tütmeyen yüzüğü işaret ederken.
"Hatırlamıyorum." Dedi çocuk gözleri bomboş bakıyor gibiydi.
"Biliyorum." Dedi kız. "Hadi çıkalım buradan."
"Neler olduğunu anlatman lazım." Dedi kızın kapıya yönelen kolunu tutarken.
"Anlatacağım. Çıkalım sadece. Yüzüğü lütfen alma." Dedi Riddle'a çaresiz bir bakış atarak.
"Onu bırakamam." Dedi çocuk çoktan yüzüğe doğru ilerleyip cebine koymuştu.
Gecenin bir yarısı girdikleri gibi sessizce tuvaletten çıkmışlardı. Birlikte okulun arka bahçesinde kuytu ve ücra bir köşesine gittiler. Tam tepelerinde parlayan ay, önlerinde duran bahçeyi ve hemen ileride Quidditch sahasını aydınlatıyordu.
"Parmağını halledelim." Dedi kız.
Riddle ise asasını çıkarmış, kırığı hemencecik halletmişti. Yanık ise olduğu gibi duruyordu. "Onu sonra hallederim." Dedi kızın yarasına baktığını fark ederek.
"Birden değiştin Tom. Tıpkı düello'daki gibi."
"Her şeyi anlat." Dedi çocuk kızın gözlerine gözlerini diktikten sonra.
Lyncia ise dediği gibi her şeyi anlatmıştı. Bir kısım hariç. Voldemort'la birebir konuştuğunu ve buna neyin yol açtığını bildiği kısmı atladı.
"Buna yol açan bir şey olmalı." Diye sözlerini tamamladı. Çok fazla biliyor iması yapmak istemiyordu.
Riddle'ın yüzü ise içten içe anlamaya başladığını gösteriyordu. Sorun hortkuluklar olabilirdi. Demek ki geçen sefer de günlük buna yol açmıştı. Karla kaplanmış uyandığı o gece. Düello günü de yüzük. İyi ama bu da neyin nesiydi? Büyüyü öğrendiği kitapta böyle yan etkilerden, hafıza kayıplarından hatırladığı kadarıyla bahsedilmiyordu. Daldığı alemden kızın sesiyle uyandı.
"Bir fikrin var mı?"
"Var." Diye itiraf etti çocuk son derece katı bir tonda.
Lyncia ise daha fazla sormadı. Fark etmesi de bir gelişmeydi. "Yine aramızda kalacak. Sadece odayı bir daha açma. Lütfen." Dedi gözleri çocuğunkilere sabitlenmişti.
"Bir süre daha." Diye yanıtladı kızın yanından hızla ayrılmadan önce.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Riddle'ın kendi sorununun peşine düştüğünden emin olan kız, soluğu Profesör Dumbledore'un odasında aldı. Onu masasının başında bulabildiği için sevinmişti. Bir solukta olan biteni onu dikkatlice dinleyen adama anlattı.
"Artık sorunun kaynağının hortkuluklar olabileceğinden şüphelendiği kesin. Yine de bildiğini asla belli etmemelisin." dedi kıza Dumbledore, gözlüklerinin arkasından bakarken. Bir süre daha konuştuktan sonra, Lyncia kimsenin onu izlemediğinden emin biçimde yatakhaneye döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pus (Tom Riddle)
FanficFırlattığı defterden geliyormuşcasına, zihninde yankılanan, yılanın tıslamasını andıran uğursuz bir fısıltı işitti. "Tom..." "Tom..." "Tom..." Hiç durmadan adını söylüyordu sanki. "Kurtulamazsın..." "Kurtulamazsın..." "Benden.." "Benden.." Yerde h...