Okula bahar gelmiş, etrafı kaplayan beyaz örtü eriyerek aralarından yeni filizlenen tomurcukları gün yüzüne çıkarmıştı. Dört mevisimin de birbirinden çok yakıştığı Hogwarts'da bunun coşkusu sürüyordu.Lyncia ve Riddle, küçük sırlarını kendilerine saklıyorlardı. Halen çok sık konuştukları söylenemezdi ancak yeni bir boşluğun çocukta oluşmadığını biliyordu kız. Arada birden hırçınlaşıp asabileşiyordu elbette ama onu bir kez daha öldürmeye teşebbüs etmemişti. Böyle zamanlarda tek kelime etmeden ortamı terk ediyordu Riddle. Kız ise olan biteni daha iyi anlamaya başladığından tek bir şey söylemiyor. Hiç soru sormuyordu. Profesör McGonnagal ile Dumbledore ise umudun var olduğunu düşündüklerini itiraf etmişlerdi Lyncia'ya
Tom ise yoğunluğunu ve sınavları bahane ederek Slytherin'lilere altıncı sınfılar arasında yakında düzenlenecek turnuvadan çekildiğini, yalnızca takımı çalıştıracağını söylemişti. Asıl korkusu bir kez daha kontrolü dışında bir şeylerin bu defa herkesin gözleri önünde olmamasıydı. Elbetteki bu durum diğer çocuklar tarafından oldukça garip karşılanmıştı. Lestrange'in sorgulayan bakışlarıyla yeniden karşılaşınca hafifce delirmiş, herkes dağılıp yalnızca kendi grubu kaldığında çocuğun yakasına yapışıvermiş, elinden zor almışlardı. Bu tutumu diğerleri için de ders olduğundan herkes köşesine sinmişti. Avery ve Nott ise Lestrange'in sonunun bu olmasına şaşırmamışlardı. Lestrange ise artık eskisinden fazla hoşlanmamaya başlamıştı Riddle'dan. Rosier de her zamanki sessizliğini sürdürüyordu. Bir zamanlar söylemeye çalıştığı şeyin tam olarak bu olduğunu Lestrange'in daha iyi anladığını biliyordu şimdi. Geç olsa da.
Riddle ise, son zamanlarda başka bir hafıza kaybı yaşamadığından işlerin biraz daha yoluna girdiğine ikna olmuştu.
Bu esnada Lyncia, Dumbledore'a bir ara okulda bir Kelid Aynası olduğunu duyduğundan bahsetmişti. Albus şaşkınlıkla neden sorduğunu kurcalamıştı. Kız aklına gelen şeyi bir çırpıda anlattıktan sonra Dumbledore'dan yerini öğrenip izin almıştı. Amacı Riddle'ı daha da etkilemekti.
Bir kez daha bir ders çıkışınca tek başına yürüyen Riddle'a yetişmiş, ona ufacık bir kağıt parçası uzattıktan sonra yeniden Ian ve Eliza'nın yanına dönmüştü.
Riddle ise kağıdı alarak gözden kaybolmuştu. Kimsenin olmadığı bir yerde açıp notu okudu. "Bu gece 23.30'da Batı Kulesi 6. katta"
Ian ise Lyncia yeniden yanlarına dönerken kıza kızgın kızgın bakıyordu. "Bayılıyorsun ona." diye omuz silkti. Gözleri ileride kaybolan Tom'un yürüdüğü yere bakıyordu.
"Ian! Araştırma yapıyor, bir şeyi bulamamıştı. Kitap adı ve sayfasını ilettim sadece." diye açıkladı kendini Lyncia.
"Aman ne önemli." diye yanıtladı Ian, sesinden hayal kırıklığı yaşadığı belli oluyordu. Çok geçmeden yanlarından ayrılarak diğer Gryffindorlu'lara katıldı.
"Seni kıskanıyor." diye kıkırdadı Eliza. "Eh. Hak vermeliyim. Riddle ondan daha etkileyici."
"El. Bari sen yapma." Lyncia Ian'ı üzmüş olmayı istemiyordu.
"Bir şey yapmıyorum ki. Olanı söylüyorum." diye devam etti kız imalı biçimde gülmeye devam ederken. "Her neyse, beni öptü." diye devam etti yüzündeki gülümseme hafif bir kızarıklığa bırakırken kendini.
"Lestrange ile çıkmaya mı başladınız?" diye kaşlarını kaldırdı Lyncia. Riddle'ın haberi olup olmadığını düşünerek.
"Galiba. Yani beni öptüğüne göre." diye yanıtladı kız ayakları yine yerden kesilmiş gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pus (Tom Riddle)
FanfictionFırlattığı defterden geliyormuşcasına, zihninde yankılanan, yılanın tıslamasını andıran uğursuz bir fısıltı işitti. "Tom..." "Tom..." "Tom..." Hiç durmadan adını söylüyordu sanki. "Kurtulamazsın..." "Kurtulamazsın..." "Benden.." "Benden.." Yerde h...