Turnuvanın ikinci ayağına bir gün kala, tüm şampiyonlar, dikkatini tamamen toplamış Tom Riddle'da dahil, gümüş kutunun gizemini çözmüştü. Kutunun üzerinde bilmeceyi çözünce yöntem ortaya çıkıyordu. Sonrasında tek yapmaları gereken onu yanan bir ateşin içinde beş dakika kadar bekletmek olmuştu. Kutunun içindense, eski püskü kocaman bir anahtar çıkmıştı.Lyncia ise, Riddle'ın yanına bir türlü yaklaşamıyordu. Çocuk buna özenle dikkat ediyor, onu duymazdan geliyor. Bulunduğu yerlere gelmiyor, gelse de oralı olmuyordu. Kız bunun o gün onu terslemesiyle alakalı olduğunu biliyor, üstelik parmağında yeniden yüzüğü de görüyordu. Kendisini suçlasa da, o gün yaşanacakları bilemeyeceğini, tahmin edemezdi. Bilmeden yapmıştı ve artık vazgeçmeyecekti. Bir şekilde düzeltme sırası ondaydı.
Tüm Şampiyonlara hazırlanabilmeleri için yarışmanın içeriği, görevin ne olduğu söylenmese de, bu defa önden haber verilmişti. Öyle ki hepsi, suyun altında vakit geçireceklerini biliyorlardı. Bir de yakın oldukları ya da sevdikleri birer isim vermeleri istenmişti. Riddle ise Mulciber'ın ismini vermişti. Elbette sevdiği ya da yakın olduğu biri olmasıyla alakası yoktu ama kimin ismini verecekti ki? Şimdi ise ise su altı için bir çözüm aramak üzere kütüphanedeydi.
Lyncia onu dikkatle izlediğinden, nereye gittiğini biliyordu.İlerlemeye başlamış olan saate aldırmadan adımlarını kütüphaneye yöneltti. Andrei kendisine su altında bir şeyler yapacaklarını ve kendisinden isim istendiğini, ve Lyncia'nın ismini verdiğin, söylemişti. Kız ise bu yarışı kendi zamanından hatırlıyordu. Demek, bu yarışma yıllar sonrakiyle aynı olacaktı. O ise Potter'ın harikalar yarattığını izlemişti. Daha sonra çok merak etmiş ve yoğun bir araştırma sonucu nasıl yaptığını çözmüştü. Şimdi bu formülü, bir barış dalı olarak Riddle'a sunmaya hazırlanıyordu.
Kütüphaneye girdiğinde etrafta dağınık vaziyette oturan beş altı öğrenci içinden Tom'u seçerek yanına ilerledi. Yanına hiç bir şey demeden oturduğunda, Riddle onu bir kez daha görmezden gelmiş, yokmuş gibi önünde duran kitabı karıştırmaya devam etmişti.
"Konuşmuyor muyuz?" diye fısıldadı Lyncia. Ancak cevap alamamıştı. Çocuğun tek bir mimiği bile değişmiyordu.
Bir süre bekledikten sonra yine fısıldadı. "Galsam otu. Su altı için." dedi. Çocuğun yine tek bir kası oynamamıştı. Daha fazla ısrar etmeyerek oturduğu yerden kalkarak, morali biraz bozulmuş halde kütüphaneden ayrıldı.
Riddle ise o gittikten sonra kendisini sıkmayı bıraktı ve kapının ardından kapanışına baktı. Onu yok saymak her şeye rağmen, hala çok zordu. Parmağındaki yüzüğün bile artık engel olmaya zorlandığını biliyordu. Seçtiği yolu unutmamaya çalışıyordu. Kendisini toparladıktan sonra, kızın söylediği bitkiye bakmak için kütüphaneyi karış karış karıştırdı. Bir kaç saatin sonunda da buldu. Yalnızca kızıl denizin derinlerinden çıkarılan ender bir bitki olduğu, yutan kişiye bir saat boyunca suyun altında nefes alma ve kolayca hareket etme yeteneği kazandırdığı yazıyordu. Kitabı yanına alarak doğruca uykusunda mışıl mışıl uyuyan Slughorn'un odasının yolunu tuttu.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yarışma günü geldiğinde, gri ancak yağmursuz bir günde, herkes kıyıdan kayıklarla, çarşaf gibi uzanan Kara Göl'ün tam üzerine kurulmuş kocaman üç dört katlı iskelelere ilerliyordu. Eliza ise, Lyncia'nın aniden ortadan kaybolmasına anlam verememiş halde Lestrange ve Avery ile birlikte, iskelelere ulaşmıştı. Mulciber da esrarengiz biçimde yanlarında yoktu. Hep birlikte nedenini tartışırken yarışmanın başlamasını beklediler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pus (Tom Riddle)
FanfictionFırlattığı defterden geliyormuşcasına, zihninde yankılanan, yılanın tıslamasını andıran uğursuz bir fısıltı işitti. "Tom..." "Tom..." "Tom..." Hiç durmadan adını söylüyordu sanki. "Kurtulamazsın..." "Kurtulamazsın..." "Benden.." "Benden.." Yerde h...