ps: En altta yer alan dış bağlantıya tıklayarak ya da https://open.spotify.com/track/1PaqNv2U6yoRfXOYz2sirT?si=e593ceebbb2a480e adresini kopyalayarak aşağıda bir sahnede çalan şarkıyı dinleyebilirsiniz. Yeri geldiğinde dinlemenizi öneririm : )--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Güzel bir Haziran sabahı, Hogwarts'da bir sene daha sona ererken, Hogwarts Express, istasyona vardığını çaldığı uzun düdük sesiyle ve çıkardığı kar beyazı dumanıyla haber veriyordu. Etraf birbiriyle vedalaşan öğrencilerle doluydu. Pek çoğu ailesini göreceği için heyecanlıydı."Slytherinliler! Trene binin!" Sınıf başkanı olarak onları uğurlamak Tom Riddle'ın göreviydi. Yaz tatilinde okulda kalacağı için hiç acelesi yoktu. Sallanarak trene binenleri sayıyor, çok umrundaymış gibi eksik olmadığından emin oluyordu. Listedeki son öğrencinin de bindiğinden emin olduğunda seslendi.
"Slytherin tamam!" Tedavisi yeni tamamlanan ve hala tam olarak kendine gelememiş Ian hariç - onun yerine Profesör Eckhart bakıyordu-, diğer sınıf başkanları da aynı görevi yerine getirdiğinde Tren bir kez daha uzun bir düdük çalarak arkasını dumana boğmuş vaziyette Kings Cross'a doğru yola çıkmıştı.
Kız ile o günden beri yalnızca bir kaç kelime konuşmuşlardı. Çoğunlukta kendisi uzak duruyordu. Hayatında yeni yeni fark etmeye başladığı bazı şeyler Riddle'ı korkutmuştu. Yine de Lyncia'nın da bu yazı okulda geçireceğini biliyordu. İlginç olan asıl şey, hiç huyu olmamasına rağmen Profesör Dumbledore ve McGonnagall'ın da bu yaz okulda kalmasıydı.
Adımlarını istasyondan okula yöneltirken, düşünceler içinde yürüdü.Artık fazlasıyla sessizleşmiş ortak salon'un kapılarından girdiğinde Lyncia'nın artık yanmayan şöminenin önünde gölün içeri yansıttığı yeşil ışıkları arasında oturduğunu gördü. Kız da kafasını kaldırıp, günlerden sonra ilk kez bile isteye Riddle'a bakmıştı. Tek kelime etmeden karşısına oturdu. Bir süre ikisi de konuşmadılar.
"Koca bir yaz ne yapacaksın?" Odaya yayılmış olan derin sessizliği kendisini de şaşırtarak Riddle bozdu.
"Bilmem. Dolaşırım, biraz çalışırım. Zaman öldürmem için ne gerekiyorsa artık. Sen?" Diye yanıtladı Lyncia tek düze bir sesle. Yine derin bir umutsuzluğa kapılır gibi olmuştu. Aklından dönmekle ilgili pek çok düşünce geçiyordu.
"Pek çok şey." Diye üstü kapalı yanıtladı çocuk.
"Fazla açıklayıcı oldun."
"Eh. Gerektiği kadar açıkladım diyelim. Her neyse, Feldcorft'u görmüş müydün?" Bu defa da Riddle'ın ağzından kelimeler kontrolsüzce dökülüyordu. O günden sonra kızla arasını düzeltmeye çalışmaya mı çalışıyordu? O mu?
"Görmedim."
"Cumartesi gösterebilirim." Diye yanıtladı çocuk kıza dikkatlice bakıyordu şimdi.
Kızın ise bunu beklemediği yüzünden okunuyordu.
"Ah. Olur tabii." Yine de pek bir coşkuya kapılamamıştı.Riddle ise kızla hala bir tuhaflık olduğunu seziyordu. "Hala kızgın mısın?" Riddle ise, birden soru vermişti.
"Kızmam yaptıklarından pişman olmanı sağlayacak mı?"
"Hayır ama yapmamam gerektiğini kabul edebilirim belki." Gerçekten de Ian'a yaptıkları için pişman olacak hali yoktu. Yine de kızı üzmek istememişti. En azından bir yanı istememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pus (Tom Riddle)
FanficFırlattığı defterden geliyormuşcasına, zihninde yankılanan, yılanın tıslamasını andıran uğursuz bir fısıltı işitti. "Tom..." "Tom..." "Tom..." Hiç durmadan adını söylüyordu sanki. "Kurtulamazsın..." "Kurtulamazsın..." "Benden.." "Benden.." Yerde h...