25 Eylül 1944Lyncia, aradan geçen bunca zamana rağmen, Tom Riddle ile tek kelime etmemişti. Onu derslerde, yemeklerde, ortak salonda, her yerde görüyordu. Zihni adeta tutulmuş gibi harekete geçmesini engelliyordu.
Yine bir akşam yemeğinde, düşünceleri arasında otururken, Professör Dippet'ın herkesin dikkatini çekebilmek için kadehine vurmasıyla irkilmişti. Yavaş yavaş oturduğu yerden kalkıp kürsüye yönelen, yerlerde sürünen cübbesinin içine kaçmış gibi görünen yaşlı adama gözlerini dikti. İçinden bir ses, bunun bir süre önce Dumbledore'un Lyncia'ya bahsettiği turnuvayla alakası olduğunu söylüyordu. Ne de olsa tarih yaklaşmıştı ve artık duyuru yapılmasının vakti gelmiş olmalıydı.
Dippet boğazını temizledikten sonra, kürsüden destek alır gibi her iki eliyle tutarak öğrencilere doğru eğildi.
"Çocuklar. Beş senede bir, Hogwarts, Drumstang ve Beauxbeautons arasında yapılan, iki ay sürecek Üç Büyücü Turnuvasına bu sene 15 Kasımda biz ev sahipliği yapacağız. Son sınıflar Drumstang'de yapılan bir önceki turnuvayı hatırlayacaktır."
Salonda bulunan herkes heyecan içinde birbirine dönmüş, fısır fısır yorum yapmaya başlamışlardı. Eliza ise heyecanla kulağının dibinde bir şeylerden bahsediyordu. Öyle ki, herkese süpriz olduğu belli oluyordu. Bu heyecanı en çok paylaşanlar ise altıncı ve yedinci sınıflardı. On yedi yaşından küçüklerin katılmasına izin yoktu.
"Yarından itibaren, ateş kadehi bu salonda olacak. Katılmak isteyen on yedi yaşını doldurmuş altıncı sınıflar ve yedinci sınıflar başvurularını bir ay boyunca yapabilirler. 25 Ekim'de Hogwarts'ın şampiyonunu belirleyeceğiz." sözlerini bitirdiğinde aynı şekilde ağır ağır yeniden Dumbledore'un hemen yanına, Müdür Sandalyesine dönmüştü. Lyncia Profesör Dumbledore ile göz göze geldikten sonra yeniden henüz harekete geçmemiş olmasının suçluluğuyla yeniden yemeğine döndü. Bitirdiğinde ise, Eliza'ya yorgun olduğunu söyleyerek Ortak Salon'un yolunu tuttu.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
8 Ekim 1944
Gecenin bir körü, uyku tutmamış halde yatağından çıkarak, göl'ün yeşil ışıkları arasına, salon'a yürüdü. Pek çok gece olduğu gibi geç saatlere kadar oturan Riddle ise her zamanki yerinde, şöminenin önündeki deri koltuklarda bir şeyler okuyordu. Yakın zamanda hep yaptığı gibi yanından geçip gitmek yerine, karşısına oturdu.
Çocuk ise onun gelmesiyle tek kelime etmeden koltuktan kalkmıştı.
"Konuşabilir miyiz?" dedi adım atmaya hazırlanan çocuğa.
Riddle'ın ise sessizliğinden ve öylece durmasından tereddüt ettiği anlaşılıyordu.
"Ne konuda?" dedi oturmadan hala kıza bakmıyordu.
"Birbirimizi görmezden gelmemize gerek yok." dedi kız aniden. "Haklıydın. Ben bazı şeyleri abarttım." Lyncia böyle düşünmese de, onu dengede tutup iletişim kurabilmek adına, doğru cümleleri seçmeye çalışıyordu.
Riddle kızın son sözlerinden sonra, kalktığı yere oturmuştu.
"Sonuçta pek çok şey yaşadık ve-"
"Ve?"
"Aramız böyle garip olsun istemiyorum. Üstüme vazife olmayan işlerine karışmayacağım. Ne istiyorsan onu yap. Yine de hala arkadaş olabiliriz bence." dedi bir çırpıda. Çocuğun o geceden sonra yeniden takmaya başladığı yüzüğüne gözü kaymıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pus (Tom Riddle)
FanfictionFırlattığı defterden geliyormuşcasına, zihninde yankılanan, yılanın tıslamasını andıran uğursuz bir fısıltı işitti. "Tom..." "Tom..." "Tom..." Hiç durmadan adını söylüyordu sanki. "Kurtulamazsın..." "Kurtulamazsın..." "Benden.." "Benden.." Yerde h...