Sabah gözlerini büyük bir huzurla açtı genç kadın bu adama boşuna huzurum demiyordu. Dün gece tüm o korkularını güzel sözleri , yumuşak dokunuşlarıyla nede güzel unutturmuştu. Düşüncelerinden sıyrılıp yan tarafına bakınca kocasını göremeyince yüzü düştü ama yastığının üstünde notu görünce hevesle uzandı. Notu okuyunca daha ne kadar mutlu olabilirim ki diye düşünmeden edemedi ve ellerini açıp duasını yaptı.
" Benim güzeller güzeli karım günaydın. Tabi öperek uyandırmak isterim ama şu an bu notu okuyosan ne yazık bunu yapamamışımdır. Geçerli bir nedenim var ama affet beni sana kahvaltı hazırlıyorum. Bunu okusanda o yataktan çıkmayıp beni bekle. Ben seni öpmeden o yataktan çıkmak yok karıcım.
Seni çok seven kocan ;)"
Yüzündeki şapşal gülümsemeyle kocasının emrine itaat etti zaten oda onu öpmeden bu yataktan çıkmak istemiyordu. Hatta dün gece tekrarlanabilirdi. Kocası onu bir gecede arsız bir kadına dönüştürmüştü.
Poyraz sabah uyandığında güzel karısının alnını öptü direk ve benim diye düşünüp gülümsedi. Kimisine göre maço ve ilkel bir tavırdı bu ama ne olursa olsun o defneyi kendisinin yapmayı çok beklemişti ve şimdi tamamen onunken sonuna kadar tadını çıkaracaktı. İstemesede ayrıldı karısının sıcacık kollarından her gün böyle uyanacaktı artık harika bir histi bu. Aklına gelen fikirle karısına not yazıp aşağıya indi. Şarkılar eşliğinde güzel bir kahvaltı hazırladı defnesine. En son karısının bayıldığı hellim peyniride hazır ettikten sonra karısını uyandırmaya çıktı yukarıya. Kapıyı usulca açınca defnenin numaradan hemen gözünü kapattığını fark etti saniyesinde. Onun oyununu bozmadan usulca yaklaştı. Önce alnına bir öpücük kondurdu koklayarak. Bunun karısını titrettiğini görüp çapkınca gülümsedi. Burnuna , çenesine , yanaklarına , dudak kenarlarına bir sürü öpücük bıraktı ama dudaklarını birleştirmedi. Defne ise kalbinin atışlarından korkuyordu artık biraz daha böyle atarsa çıkacaktı çünkü. Poyrazın dudaklarını artık birleştirmemesine sinirlendi. Yine çenesine bir öpücük kondurunca dayanamayıp ellerini kaldırdı ve boynuna doladı kocasının.
" Öpmek için yalvarmamı bekliyorsan yalvarabilirim kocacım " dedi muzipçe.
" Öncelikle sanada günaydın karıcım"
" Ah günaydın " dedi defne ama hemen cümlesi bitince kocasının dudaklarına uzandı. Nefessiz kalana kadar öptü kocasının sıcak dudaklarını buna doyulmazdı be. İçindeki arsız kadına hayret etti ama o kocasıydı canım istediği gibi öper koklardı. Poyraz ise karısının bu vahşi halini sevmişti hemde onu bu hale kendizinin getirdiğini bilerek inanılmaz bir ego tatmini yaşadı. Nefessiz kalıp ayrıldıklarında alnını alnına dayadı karısının.
" Bu içindeki vahşi kızı sevdim." diye mırıldandı boğuk bir sesle.
" Beni bu hale sen getirdin kocacım"
" Kendimle gurur duydum şu an hayatta yaptığım en iyi şey bu olmuş " diyerek onun konuşmasına izin vermeden kapandı karısının gül dudaklarına. Defne kocasının yatağın kenarda olmasını sevmedi kollarını sıklaştırarak onu daha fazla kendisine çekti onun ağırlığını hissetmek istiyordu. Poyraz bu isteği anlayıp yavaşça yanına uzandı karısının. Yine nefessiz kalıp ayrıldıklarında defne kafasını kocasının boyun çukuruna gömdü. Önce derin derin kokladı ardından sulu bir öpücük bıraktı. Bu öpücüğün genç adamdaki etkisini tahmin edemedi tabii. Poyraz en sonunda titrek sesiyle mırıldandı.
" Bu halini çok sevdim ama keşke balayına çıkmadan manisaya uğrayabilseydik karıcım daha iyi olurdu. " Defne neden olduğunu anlayamadı.
" Neden ki " dedi kafasını kaldırıp masumca kocasına baktı.
" Eh çünkü beni her an tahrik ediyosun. Benimde sana karşılık verebilmem için güce ihtiyacım var karıcım " dedi çapkınca. Defne bu laflarla kızardı. Ve kocasının omzuna vurdu.
" Utandırmasana benii " diye yalandan kızdı.
" Az önce beni öp diye yalvarabilecek cüretkar kadın nereye gitti "
" Kocası onunla dalga geçince kaçtı canım "
Tam poyraz cevap verecekti ama karısının karın gurultusu ile kahvaltıyı hatırladı.
" Karnın daha fazla isyan etmeden güzelce yemeğimizi yiyelim hadi " diyerek doğruldu ve karısına elini uzattı. Defne o eli tutup kalkınca çarşafın altında kalan o gül kurusu minicik gecelik açığa çıktı ve bu görüntü poyrazın yutkunmazına yol açtı. Tabi defnede ilk geldiğinde gözünü kapattığı ve sonrada direk öptüğü için kocasını inceleme fırsatı bulamamıştı ama şu an gördüğü görüntü tek kelime ile müthişti. Üstünde sadece baxeri varken o gözüne batan karın kasları , geniş omzu ah bu yataktan hiç çıkmasalar olmaz mıydı. İkiside birbirlerine aç bir şekilde bakarken mideleri başka bir açlığı belli ederek guruldadı. Bunun üzerine ikiside kahkaha atmaya başladı. Gülüşler sakinleşince el ele tutuşup önce banyoya girdiler. Poyraz karısının yüzünü elleriyle yıkadı. El ele aşağıya kahvaltıya inip güzelce yediler yemeklerini. İkiside en güzel sabahlarını yaşıyorlardı. Güzelce duş alıp hazırlandılar ve balayı gezileri için havaalanına doğru yola koyuldular.♡♡♡
Uçakta omzunda uyuyan karısının kokusuyla mest oldu poyraz. Bu kızın o kumral saçları , kömür gözleri , buğday teni , minicik burnu ve o gül kurusu dudakları onlardan şu an bahsetmesi sağlığı için iyi değildi. Hem karısıda henüz hassastı ona dikkat etmeliydi.
Defne kafasını koyduğu omzun verdiği güven duygusuyla musmutlu bir şekilde açtı gözlerini. Kedi gibi kendini iyice sığındı kocasına yine boynunu derince koklayıp bir öpücük bıraktı. Bu hareketi poyrazın acayip hoşuna gitti. Yıllardır peşinde olduğu kız sonunda onundu işte ona sığınıyordu. Tamam işte be hayat budur bide şu güzel kadına benzeyen minik kızlarım olsa daha ne isterim ki diyerek içinden taşan sevgisiyle sarıldı karısına.
" Seni çok seviyorum poyraz tekcan " diye mırıldandı defne. Konuşurken dudakları ve nefezi usul usul poyrazın boynunu okşamıştı.
" Seni çok seviyorum defne tekcan"
dedi poyrazda fısıltıyla.
İkili aşka bulanmışken uçakları inişe geçmişti. Balayı için defnenin en çok görmek istediği şehir paris seçilmişti. Poyraz bu seçimlede ne kadar centilmen bir erkek olduğunu kanıtlamıştı.♡♡♡
1 haftalık balayıları harika geçmişti. Aşk dolu , huzur dolu bir tatil yaşadılar. Gözleri gözlerinden , elleri ellerinden hiç ayrılmadı. İkiside sanki bir an birbirlerine dokunmasalar nefes alamayacaklar gibi hissediyorlardı ve onlarda öyle yaptılar birbirlerine dokunmaktan hiç vazgeçmediler. Bol bol gezip parisin tadını çıkardılar. Defnenin gittikleri heryerde onlarca fotoğraf çekmesinden sinir olsada balayılarının ve aşkının hatırına sustu ve karısına uyarak objektiflere hep gülümsedi. Sonunda evlerine dönerken defnenin yüzünü asık gören poyraz karısının yanaklarını önce sıktı ardından öptü.
" Merak etme benim biriciğim daha gezecek çok ülkemiz var hem hani ben yanındayken her yer aynıydı" diyerek yalandan sitem etti.
" Orası öyle kocacım ne demiş yıldız tilbe reis sensiz ölürüm cennette "
Karısının muzip cevabına güldü poyraz. Bu kızın bu şakacı halleri aşırı sevimliydi be.
Uçaktan inince giderken havaalanının otoparkına bıraktıkları araçlarına el ele gittiler. Poyraz bagaja bavulları koyarken defnenin ilginç bir fikri vardı.
" Aşkımmm " dedi cilveyle poyraza. Bu ses tonuyla söylenen kelimenin altından bir istek çıkacağını elbet tahmin etmişti genç adam ama karısını bozmadı.
" Söyle aşkların en güzeli " dedi oda en güzel ses tonuyla.
" Arabayı ben kullansam mı aşkım hee lütfen lütfen " diyerek kocasına çizmeli kedi bakışlarını yolladı.
" Aşkım tabiki seni kırmak istemiyorum ama bak daha acemisin biraz daha pratik yaptıktan sonra istediğin kadar kullan "
Dudaklarını büzdü defne bunun üzerine kafasına koymuştu o arabayı kullanacaktı.
" Balayından döner dönmez hemen başladın istediklerimi yapmamaya iyi sen kullan istemiyorum senden hiç bişey ben " diyerek kollarını göğsünde birleştirdi. Onun bu haline kıyamadı tabiki poyraz bu karar ne kadar doğruydu bilmiyordu ama ona kıyamazdı işte.
" Tamam hadi süpürgesiz cadı al kullan" cümlesi bitmiden üstüne atladı defne kocasının.
" Sen var yaa sen en iyi kocasın sen , en tatlı kocasın. " diye diye yüzünü öpücüklere boğdu.
" Sende en cadısın. Nasılda biliyosum beni nasıl ikna edeceğini"
" Bilirim ben bilirim " diyerek kocasının dudaklarını öpmeye başladı. Genç çift kucak kucağa öpüşürlerken yanlarından geçen insanların bazıları ayıplarken kimiside hayran hayran baktılar bu aşıklara. Ama bir teyzenin
" Ayıp bee cık cık eviniz yok mu?" demesiyle ikiside kendilerine geldiler. " Evde devam ederiz " diye fısıldadı karısının kulağına.
" Atla o zaman arabaya kocacığım sabırsızlanıyorum " cevabını alınca aceleyle bindi arabaya. Defne onun bu haline gülerek sürücü koltuğuna geçti. Ehliyeti alsada henüz acemiydi defne ama iyte inadından bunu kabul etmeyip ben kullanabiliyorum modunda olduğundan sürmek istemişti arabayı.
Arabayı titreterek kaldırınca poyraz sürmesini istemesede bişey diyemedi. Dua etmekten başka çaresi kalmamıştı. Araba düz yola çıkınca gaza yüklenen defne ne güzelde kullanıyorum abartıyo bunlar diye düşünüyordu tabi yan tarafta poyraz tedirgindi.
" Az yavaş mı gitsek güzelim he " diye uyardı karısını.
" Hani biran önce gitmek için acele ediyoduk kocacım " dedi muzipçe defne.
" Yani ediyoruz ediyoruz tabikide ama araba bu şakaya gelmez"
" Tabikide gelmez kocacım gayet iyi gidiyorum ben karışma ama bak özgüvenimi düşürüyosun"
" Tamam sustum sen önüne bak "
Kocasının tedirgin hallerine anlam veremedi defne ne güzel gidiyordu işte. Kocasına doğru usulca dönüp elini tuttu.
" Bak ne güzel gidiyoruz korkma ama " dedi ve elini kaldırıp öpeyim derken yan yoldan dikkatsizce çıkan aracı ikiside fark edememişlerdi. Saniyeler içinde yan yoldan gelen araç tamda defnenin olduğu taraftan çarparken araç savrularak barikatlara çarptı diğer taraftan. Defne ne olduğunu anlayamadı. Tek hatırladığı gözleri kapanırken kocasının " Defnee " diye bağımasıydı. Sonrası ise karanlık....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Kocanım ( Emek Serisi 1 )
ChickLitAşk emek isterdi ve genç adam emek vermekten hiç vazgeçmiyordu.