Okuyucularımı daha fazla merakta bırakmamak için hasta hasta bölümümü tamamladım sizde o küçük yıldızlara basarak beni mutlu ediverin ama dimii :)
" Yaaa bırak beni bee adam bırak "
Defnenin bitmek bilmeyen ısrarlarına hiç aldırmadan yoluna devam ediyordu Poyraz.
Defnenin kolunu poyrazdan kurtarmaya çalışırken tökezleyince onun düşme tehlikesi korkuttu genç adamı ve adımlarını durdurarak karısını bir kuş gibi kucağına aldı. Defne düşme korkusu ilekş kollarını boşnuna dolamıştı kocasının hatta kokusu ciğerlerine dolarken kafasını boynuna gömmeyi bile düşünüyor olabilirdi ama itirazlarına devam ediyordu.
" Laftan anlamıyorsun değil mi hiç "
Poyraz gülümsedi işte bu lafa karısının gözlerinin içine bakarak " Hiç anlamam bilirsin hiçbir zaman anlamadım ki " dedi.
Haklıydı genç adam hiç anlamamıştı bütün itirazlarına rağmen genç kadını kendisine aşık etmişti mesela şimdi kaybetmeyi asla gözü yemezdi.
Sustu Defne , biliyordu çünkü poyraza karşı gelemeyecekti.
İstediği yere gelince indirdi nazikçe karısını Poyraz. Tam karşına geçip gözlerinin tam içine baktı.
" Şimdi içindeki tüm zehri boşalt , boşalt ki rahatla kendi kendini zehirleme "
Şimdi gülme sırası defnedeydi , güldü oda hemde kahkahalarla. Biraz olsun durulabildiğinde ise başladı zehrini dökmeye.
" Zehrimi boşaltayım öyle mii ? Bunada mı sen karar veriyorsun ? Hatırla Defne , ölme Defne , doğurma Defne herşey ama herşey senin istediğin gibi olsun dimiii ?
Benim ne önemim var kii !!! "Hiç bu kadar çaresiz bu kadar yıkılmış ve aynı zamanda sinirli hissetmemişti Poyraz. Yıllarca peşinden koşarken de , ölümle pençeleşirken kapı önünde onu beklerkende hiç böyle hissetmemişti. Herşeye razı olabilirdi ama yaptıklarının hiçe sayılmasına canından öne getirdiği karısının onun çabalarını , üzüntülerini hiçe saymasına dayanamazdı.
Hissettiği yoğun sinirle genç kadının kolunu sıkı sıkı tuttu ve yaklaştı ona. Şimdi iki kızgın boğa gibiydi ikiside ; soluk soluğa sinirli gözlerle birbirlerine bakıyorlardı.
İlkleride yaşıyorlardı o anlarda karısının canını yaktığını farketmedi mesela Poyraz ilk defa onun canını yaktı.
" Senin ne önemin var öyle mi ? " diye bağırdığında ilk kez poyrazın bu ses tonunu duydu Defne. Hafif korkutuğu için sesini çıkaramadı.
" Ne önemin var ki ben seni gururumdan , benliğimden , ailemden önce tutmuşum. Uğruna yemediğim dayak kalmamış etmediğim kavga kalmamış. Yıllarca sonucu ne olur diye düşünmeden peşinden gelmişim. Gecelerce kapında ağlamışım , yağmur , soğuk , sıcak demeden seni beklemişim. Bildiğim bütün doğruları yanlış sayıp senin doğrularını kabullenmişim. Ispanaktan nefret etmeme rağmen senin en sevdiğin diye en sevdiğim bellemişim , yükseklik korkuma rağmen sen çok seviyorsun diye defalarca dönme dolaba binmişim.
Haklısın ya "
Karısının kolunu bıraktı ve ondan uzaklaştı genç adam. Gözünden akan tek damlayı sildi.
" Ne önemin var ki senin bende ben seninle mutsuzluğu bile göze almışım. Katil olmayı canımdan , bebeğimden vazgeçmeyi göze almışım. Ben senin tek gözyaşına ruhumu teslim edebilecekken sen hala ne önemin olduğunu sorguluyorsan yaptığım hiçbirşeyin önemi yok Defne. "İkisininde gözyaşları sel olmuştu artık.
" Ama yine de iyi ki varsın sen. Bana ne olursa olsun sen iyi ol , nefes al yeter bana oda yeter kendim nefes alamasamda yeter "
Başka birşey demek istemedi Poyraz ne diyebilirdi ki ! Kendisini hiç hissetmediği kadar kimsesiz hissederken ne diyebilirdi ki !
Defne arkasını dönüp kendisini bırakan adamın arkasından bakarken oda kendisini en dipte kimsesiz hissediyordu ve oradan kurtulmasının bir tek yolu vardı. Hayatının en büyük şansına sarılmak, onun için herşeyi göze alan adama sarılmak.
" Poyraaaaz " diye bağırdı var gücüyle çatallı çıkan sesiyle.
Durdu poyraz ne zaman onun çağrısını cevapsız bırakmıştı ki ömrü hayatında yine bırakamamıştı işte...
Ama arkasını dönüp bakmadı sadece durdu.
Defne onun durduğunu fark ettiğinde aralarındaki mesafeyi koşarak kapatıp arkasından sarıldı kocasına sıkı sıkı.
" Özür dilerim " dedi dudaklarını genç adamın sırtına bastırdı.
" Seni hiç haketmediğim için sevgine layık olamadığım için özür dilerim " derken sesi ağlamaktan o kadar yabancı çıkmıştı ki kendisi bile tanıyamamıştı.
Genç adamın tepkisiz kalmasına daha fazla dayanamayıp kollarını çözdü ve önüne geçti genç adamın.
" Şımarık , bencil bir kız çocuğuydum ben her zaman hala da öyleyim. Sevilmeyi hiç haketmedim ki babam bile sevemedi beni "
Tam karşı çıkacaktı ki poyraz elini uzatıp onun dudaklarına bastırdı defne.
" Belki kendince sevdi ama bu sevgi bana hiçbirşey katmadı kötülükten başka ama sonra bir adam geldi. Beni korudu kolladı sevdi. Gerçek hayatın kötülüğünden çekip çıkardı masal diyarına prenses yaptı ama ben yinede kıymetini bilemedim. Bir prenses olunca daha da şımardım ne kadar canını yakarsam o kadar mutlu olurum sandım.
Tam hatamdan dönmüştüm ki yine mutlu edemedim onu yine bencillik yaptım ve yine eziyet ettim ona. Elimde değildi belki ama ben yapmıştım işte bana yuva olan , aile olan adamı yine mutsuz etmiştim. Hiç şikayet etmedi ama masalımın prensi bir kere of demedi. Bende onu mutlu etmek istedim canımı versem dahi onu mutlu etmek istedim onun beni ettiği gibi. Tek aklıma gelende bir bebek oldu ama o kararımla bile ona yine eziyet ettim "
Defne kocasının dudaklarını okşayarak çekti ellerini ve sıkı sıkı sarıldı.
" Bu bencil , şımarık , aptal kızı bırakma ne olursun. Belki yine bencillik yaptığım ama bırakma beni sensiz ölürüm ben bırakma ne olursun ! "
Karısının konuşmasını hiç konuşmadan dinledi Poyraz , o kendisine sıkı sıkı sarılırken de tepkisiz kaldı.
Onun tepkisizliği ürküttü Defneyi kafasını sevdiğinin göğsünden kaldırdı ve ıslak gözlerle çizmeli kedi edasıyla baktı kocasına.
" Bırakacakmısın benii ? "
Küçük bir kız çocuğu gibiydi şu anda haklıydıda her zaman şımarık bencil bir kız çoçuğuydu Defne. Korunmaya kollanmaya muhtaç minicik bir kuştu Poyrazın gözünde. Şimdi beni bırakacak mısın diye soruyordu ya ne kadar büyük bir aptallık yapıyordu. Zaten aldığı nefes , damarında akan kan , kalbinin her odacığı Defne olmuşken ne bırakmasıydı ki !
Az önce öyle artistik yapıp gitmişti belki ama uzaktan da olsa izlerdi o Defneyi yine korurdu kollardı.
O kendi kendine düşüncelere dalmışken Defne bu sessizliği kötüye yormuştu.
Kırgınlıkla çözdü kollarını ve eğdi kafasını yere " Niye bırakmayasın ki zaten babasının bile istemediği bir kızı niye isteyesin ?" Diye sesizce mırıldandı.
Daha fazla dayanamadan onu kendisine çekip sıkı sıkı sarıldı poyraz.
" Belki haklısın bu hayattaki en bencil en şımarık en aptal kız çocuğusun ama bende çok akıllı sayılmam ki seni ruhum bellemişim sensiz nefes alamaz olmuşum " diyerek saçına bir öpücük kondurdu.
" Unutalım defne , ikimizde tüm kötülükleri unutalım sadece sen ve ben olalım sadece aşık olalım ne olursun "
Bundan başka birşey isteyemezdi sanki defne.
" Bundan sonra sen ne dersen o " dedi sadece.Diğer tarafta ise kendisini tuvalete kapatmış bir Gülçin ve kapıda çaresizce bekleyen bir adam vardı.
" Elbet oradan çıkacaksın sen , elbet elime düşeceksin gülçin buradan gitmeyeceğim "
Gülçinden ses gelmemişti ama boğazından kopan bir hıçkırığı duymuştu genç adam. Çaresizce vurdu kafasını kapıya.
" Sende ağlıyorsun işte sende seviyorsun beni sende benden uzakta mutsuzsun neden bu eziyet Allah aşkına Gülçin canıma kastın mı var ya ?"
Evet gülçinde seviyordu kocasını canından çok , ondan uzakta dünyanın en mutsuz insanıydı ama...
Aması vardı işte hiçbir zaman kendisini bu kadar çaresiz hissetmemişti. Şu an tek istediği kapıyı açıp kocasının kucağına sığınmaktı. Zaten bana ana kucağı al hep seninle kalayım diyen bir kadın ne isteyebilirdi ki başka !
Ondan yeni bir hıçkırık sesi duyduğunda öfkeyle yumruğu vurdu kapıya Mete.
" Ya Allahını seversen bir cevap ver bana gece koynanda hayat bulduğum nefesi nefesim olan kadın neden sabah ben yapamıyorum diyerek beni ölüme mahkum eder. Neden nedeeeeen ? "
Bir yumruk daha vurduğunda elindeki kanı farketsede canı yanmamıştı genç adamın hissetmiyordu şu anda can acısından başka birşey.
" Ne olursa olsun ama o neden sana bensiz bir hayat yok kadın isteyerek ya da zorla sen benimsin ve benim kalacaksın. Arabeske bağlıyorum ulan ya benimsin ya kara toprağın "
Normal şartlarda olsa bu sözlere kahkahalarla gülerdi gülçin ama yapamamıştı o anda tek yapabildiği daha çok ağlamaktı.
" Giit " dedi çatallı sesiyle " Beni seviyorsan git " derken daha da kısılmıştı sesi ama duymuştu mete can bulduğu sesin kendisine git deyişini duymuştu.
İşte bu onun için son sınır olmuş içinde yanan ateşle yerinden kalkıp " Eğer kapının arkasındaysan çekil çünkü kıracağım " diyerek var gücüyle omuz atmıştı kapıya ve 2. denemesinde açmıştıda.
Karşısında eli yüzü ağlamaktan kıpkırmızı olup şişmiş karısını gördüğünde tek yapmak istediği şey onu sıkı sıkı sarmaktı , yaptı da.
Onu içine sokmak ister gibi sararken " Sen şu hayatta gördüğüm en aptal kadınsın bu kadar acı çekerken insan neden uzak kalmaya çalışır ki ! Öldürmek mi istiyorsun sen bizi be kadın ama artık akıllandım ipler benim elimde artık. Maço bir Meteye hazır ol kadın "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Kocanım ( Emek Serisi 1 )
ChickLitAşk emek isterdi ve genç adam emek vermekten hiç vazgeçmiyordu.