Defne ve poyraz el ele tutuşmuş vaziyette hastanenin bekleme odasında bekliyorlardı. Hastane artık ikinci evleri gibi olmuştu ama bu seferki nedenleri ikisi içinde mutluluktu. Bebeklerinin sağlığını öğrenmek onu görmek için gelmişlerdi bugün.
Sıranın onlara gelmesi ile içeriye geçtiler ikisininde heyecanı apaçık belliydi. Doktor defnenin durumunuda bildiği için daha dikkatliydi. Birkaç soru sorduktan sonra önce ultrasona alalım ardından konuşuruz diyerek içeriye aldı genç çifti.
O makineden duyulan ses ikisinide hiç bilmedikleri bir evrene sürükledi. Kendilerine ait bir canın ilk çırpınışları ilk atışlarıydı o nasıl güzel olmazdı ki.
Dolu gözlerle birbirlerine baktılar ve gözleriyle teşekkür ettiler. İkisininde teşekkürü bu güzelliği ona bahşettiği içindi. Poyraz Defneden daha büyük bir aşk olamayacağını düşünürken daha hiç görmediği sadece kalp atışını duyduğu bebeği herşeyden üstün tutabilirdi.
" Çok sağlıklı bir bebek ve henüz 1 buçuk aylık " diyen doktor çiftin kendisini net olarak dinlemediğini fark etti.
" Siz toparlanıp içeriye geçin konuşalım " diyerek mutluluklarını paylaşmaları için yalnız bıraktı genç çifti. Poyraz bir mendil alarak karısının karnını sildi ve ardından gözünden düşen yaşa aldırmadan bir öpücük kondurdu.
Henüz hissetmesede orada canı vardı. Bluzu düzelterek karısının gözlerine baktı ve bu sefer dudaklarını alnına bastırdı.
" Teşekkür ederim " diye mırıldandı dudaklarını oradan çekmeden.
Poyrazın bu tepkileri zaten duygusal olan defneyi iyice çözmüştü. Poyraz alnını öptüğü için onun dudaklarıda tam adem elması kızmına geliyorduve oda oraya bir öpücük kondurdu.
" Asıl ben teşekkür ederim " diye mırıldandı oda ardından.
İkili uzun süre o odada birbirlerine teşekkürlerini sundular. El ele odaya geçtiklerinde yüzlerindeki gülümseme görülmeye değerdi.
Hastaneden olumlu sonuçlar ile çıktıktan önce eczaneye uğraşıyıp vitaminlerini aldılar.
Poyraz her saniye teşekkür ediyordu defneye ve doğurana kadar bunu yapmaya devam edecekti.Burak o sinirle çıktıktan sonra önce İlginin ofisine gitti fakat orada bulamadı. Öğrendiği kadarıyla hanımefendi acil işim çıktı diyerek izin almıştı. Sinirle söylene söylene önce evine giderek güzelce duşunu aldı ve zorda olsa birşiyler atıştırdı.
Ardından hemen yine ilginin evine sürdü. Dışarıda parkettiği arabasının içerisinde ilgiyi beklemeye başladı nereye gidebilirdi ki elbet eve gelecekti.Gülçin anne ve babasını uğurladıktan sonra güzel bir yemek hazırladı kocasına. Süprizli geceliğinide ayarlamıştı zaten tam bir eğlence gecesi olacaktı. Fakat zaman hızla akıp giderken beklenen adam bir türlü gelmiyordu.
Sonunda telefon ile aramaya karar verdiğinde odasında sarja taktığı telefonu hatırladı.
Metenin iki kere aradığını ve bir mesaj attığırı gördüğünde heyecanla açtı mesajı.
" Sevgilim benim bugün hastanede önemli bir ameliyatım var geç gelirim merak etme "
Mesajı okuduğunda yüzünün düşmesine engel olamadı. Salona geçip yemekleri topladı. Ardından elbisesini çıkarıp geceliği ile kendisini yatağa bıraktı. Kocası olmadan bu yatak bile kötü geliyordu ama işte ne yapsındı adam çalışıyordu. Kendisini huzursuz bir uykunun kollarına bırakırken oldukça huzursuzdu.Burak sabaha kadar bekledi o kapının önünde fakat ne gelen vardı ne giden. İlginin telefonuda kapalıydı oradanda ulaşma şansı kalmamıştı.
Sinirle önce sekreterini aradı ve bugünkü tüm işlerini iptal etmesini söyledi. Polis bir arkadaşını arayarak telefon sinyalinden birini bulup bulamayacağını sordu.
Arabayı eve sürerken telefonu çalmıştı. Polis arkadaşı sinyali bulamasada bir uçak bileti bulmuştu. İlgi kıbrısa gidiyordu. Burak bunu duyduktan sonra sinsice gülümsedi.
İlgu herşeyin başladığı o otele gidiyordu. Demek ki oyun istiyordu ha o dün geceden sonra hazırdı her türlü oyuna.Gülçin yeni sabaha gözlerini açarken beline sarılmış kolları farkederek gülümsedi. Demek ki kocası gelmişti. Sevdiği kollara kedi gibi iyice sığındı.
Zorlukla arkasını dönüp çok sevdiği yüze baktı doya doya. Hayatı boyunca hep ne istesede olmuştu ama bu başına gelen en güzel şeydi. Hiçbirşeyle ölçülemeyecak kadar güzeldi bu. Kocasının yakışıklı yüzüne sıra sıra öpücüklerini dizdi içindeki aşkla. Sonunda kocasının da gözlerini açmasıyla " Günaydın Aşkların en yakışıklısı " dedi.
Mete yorgunca gülümsedi.
" Sanada günaydın aşkların en güzeli" dedi oda karısı gibi. Gülçinin hala kendisine öylece baktığını gördüğünde tek hamle ile onu altına aldı.
" Eh şimdi gelelim az önce beni kışkırtmanın bedeline " diyerek o çok sevdiğu dudaklara gömüldü. Akşam zor bir gece geçirmişti fakat bu herşeye değerdi.Defne ve poyraz için herşey çok güzeldi yeni sabaha sarmaş dolaş uyanmışlar , göz göze kahvaltılarını yaparak devam etmişlerdi. Şimdi ise poyraz için işe gitme vaktiydi.
" Yaa gitmesem olmaz mı ? " dedi dudaklarını büzerek poyraz. Hiç gitmek istemiyordu.
Defne gülümseyerek olumsuz olarak salladı başını.
" Ama ben karım ve bebeğimle kalmak istiyorum lütfen "
Karnına eğilmiş olan kocasının saçlarını okşamaya başladı Defne.
" Kocacım işe gitmelisin ama sonuçta bebeğimiz için para kazanmalısın değil mi hadi kalk ve işe git "
Poyraz astığı suratıyla doğruldu ve karısının gül dudaklarına bir öpücük kondurdu.
" Gidiyorum ama sırf sen istiyorsun diye. Beni özle olur mu? " diyerek üzerini değiştirmeye gitti.
Üzerine değiştirdikten sonra yine karısına bir öpücük vererek çıktı evden. Defne kendisini kötü hissediyordu aslında ama bunu poyraza çaktırmamaya çalışmıştı. İşe gönderebildiğine görede bunu başarmıştı.
Sabah kalktığından beri başında bir ağrı vardı ve ara ara değişik görüntüler geliyordu gözlerinin önüne. Belki uyursam biraz rahatlarım düşüncesi ile yatağa giderek kendisini uykunun kollarına bıraktı.
Fakat uykudada gördüğü görüntüler bir türlü rahat bırakmıyordu. Ne gördüğünüde tam olarak bilemiyordu çünkü flu gibiydi görüntüler , kafa karıştırıcıydı.
En son üzerine doğru gelen bir gölgeden kaçmaya çalışırken ter içinde uyandı defne öyle kötü bir rüyaydı ki bu. Koku ile etrafına bakarken sanki o gölge oralarda bir yerlerde gibiydi.
Derin derin nefesler alarak kendisini sakinleştirmeye çalıştı evde gölge falan yoktu olamazdı bir kere.
Yataktün kalkarken hafif bir sancı hissetmişti kasıklarında fakat bunu yok saymaya çalıştı olabilirdi sonuçta böyle şeyler.
Elini yüzünü yıkarken herşeyi unutarak elindeki mutluluğa tutunmaya karar verdi. Hiçbir şekilde korkmayacaktı çünkü hayat ona güzel şeylerde veriyordu üzülmenin mantığı yoktu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Kocanım ( Emek Serisi 1 )
ChickLitAşk emek isterdi ve genç adam emek vermekten hiç vazgeçmiyordu.