Aile

4K 240 2
                                    

Multimedia Mete :)

Poyraz ve defne birlikte geçirdikleri güzel günden sonra eve döndüklerinde ikiside mutluluk diyarlarına uçmuşlardı bile.
Gülüşerek eve geldiklerinde cesur beyi salonda otururken buldular. Defnenin yüzü düşerken poyraz bu olaya daha ılıman bakan taraftı.
" Hoşgeldiniz çocuklar " dedi cesur bey kanepeden kalkarken.
Defnenin soru dolu bakışlarını gördüğünde gülümsedi.
" Poyraz anahtarları vermişti bende girdim "
Poyraz ikilinin bakışmasını görüp onları biraz yalnız bırakmak isteyerek " Ben üstümü değiştiriyim canım " dedi.
Defne hala babasına bakıyordu. Bu adamı çocukluğunda öyle çok severdi ki belki hala da seviyordu ama sevmeyi artık sevmiyordu. Çünkü kahramanı olması gereken babası onun kabusu olmuştu.
O an aklına bebeği geldi ve onun ne kadar şanslı olduğunu düşündü. Çünkü poyraz gibi harika bir babası olacaktı onun. Asla bırakmayacak ve sonsuza kadar sevecek bir baba. Gerçek bir kahraman.
" Bebeğim olacak " dedi babasına bakarken.
Cesur bey ise bu lafla öyle çok duygulandı ki elbet şüpheleniyordu ama duymak, gerçek olduğunu bilmek apayrıydı.
" Kızım " dedi yaşlı gözlerle ve sarılıverdi kızına. Evet çok hata yapmıştı ama şimdi köpekler gibi pişmandı ve kızını çok özlemişti.
Defne kendisine sarılan babası ile tepkisiz kaldı. O kendisine kollarını dolayıp , saçlarını koklarken o tamamen tepkisiz kaldı. Bu işin betmesini bekledi. Farkettiği birşey vardı bu sarılmada artık babasından o eski baba kokusu yayılmıyordu. Bu farkındalık acı verdi Defneye hele ki şu en duygusal olduğu anlarda.
Babasından uzaklaştı " Sevincini anlıyorum ama bir daha kızım deme bana " diyerek odasına doğru yöneldi.
Odaya girdiğinde ise poyrazı elinde telefonuyla yatağa uzanmış vaziyette buldu. Hiçbirşey demeden bir kedi gibi yanına uzanarak adamın göğsüne sığındı. Kafasını boynuna gömerek kokusunu içine çekti derince ve bir öpücük kondurdu.
Poyrazda bu sevimli sevgi saldırısını mutlulukla karşıladı ve hiç konuşmadı çünkü karısının babayla olan durumunu biliyordu üstelemeye gerek yoktu.

Mete kötü karşılaşmadan sonra durumu net bir şekilde toparlamıştı. Evet kendisine biraz önyargılı olabilirdiler ama bunu aşabilirdi elbet çünkü sonucunda güneşi vardı.
" Ben sevdim bu çocuğu " dedi Ceylin hanım kocasıyla tavla oynayan damadına gülümseyerek bakıyordu.
Gülçinde aşkla izliyordu bu görüntüyü. İlk aşkı ve son aşkı karşılıklı oturuyordu çünkü başka türlüsü mümkün değildi.
" Bende sevdim " dedi şapşal aşık modunda.
" Hem yakışıklıda maşallah benim güzel kızıma yakışır "
Gülçinin sırıtışı dahada yayıldı.
" He valla çok yakışıklı "
Annesi onun bu haline bakıp neşeli bir kahkaha patlattı.
" Ay annem saf aşıksın sen "
Gülçin yanında oturan annesinin göğsüne sığınırken " Oldum valla " diye mırıldandı.
" Annem peki bu çocuğun ailesiyle durumu ne olacak ? Tamam şimdi iyisiniz ama ilerde sorun yaratabilir."
Gülçin elbette annesinin dediklerini biliyordu ama işte bu konuda ne yapabileceğini bir türlü bilemiyordu.
Derin bir nefes aldı ve anne kokusunu içine çekerek huzur doldu.
" Bilmiyorum anne benide korkutuyor bu durum ama bilmiyorum işte "
" Üzülme yavrum sen buluruz elbet bir çare "
Annesinin kokusuyla mayışmış olan gülçin birde saçları okşanınca iyice bebek moduna geçmişti.
" Defne nasıl kızım " diye soran Ceylin hanımın sesinde endişe vardı. O kızı asla kendi kızından ayırmazdı ve zor anlarında yanında olamamak kötü olmuştu.
Gülçin toparlayıp olanları anlatırken bombayı en sona saklayıvermişti.
Defnenin hamile olduğunu söylediğinde annesi öyle bir nida savurmuştu ki babası ve kocasınında dikkatini çekmişti bu.
" Ne bağırışorsun hanım kuyruğuna basılmış enik gibi "
" Ay bizim defne hamileymiş Arif , yarı yarıya dede sayılırsın "
" Heyt beee " diyerek Arif beyde nidasını savurduğunda herkes neşelenmişti.
Sonunda Arif beyin kızımı görelim diye tutturmasıyla toparlanıp defnelere doğru yola çıkıldı.
Defne bu insanları tanımıştı çocukluğundan ama o kadar değişmişlerdi ki. Heleki Ceylin hanımı gördüğünde iyice annesini hatırlayıp ağlamaya başlamış ve zor susturulmuştu.
Arif bey ise Cesur beyi karşısında görünce sinirlenmişti. Çünkü bu adamın kızına ve karısına çektirdiklerini biliyor , acayip kızıyordu ona. Fakat bu mutlu aile tablosunda kızgınlığını gizlemek zorundaydı. Damatlarını alarak köşeye çekildi.
" E hadi bu yeni damat sen tecrübelisin niye bana haber etmedim oğlum " diyerek poyraza döndü.
Poyraz onun evlilik mevzusunu açtığını biliyordu. Mahçup bir şekilde eğdi başını.
" Arif baba öyle ani oldu ki cidden hem sen beni bilmiyormusun ? Araştırdım önce tanıdım meteyi ve emin ol bu adamdan iyisi ancak ben olabilirim " diyerek yanındaki metenin sırtını sıvazladı.
Metede kafasını eğip mahçup gülümsedi.
" Eh iyi bişeye benziyorda yüz vermek istemiyorum "
Bunları muziplik olsun diye söylemişti Arif bey yoksa sevmişti damadını. Tabi o donla kapı açma olayı olmasa daha iyiydi ama yapacak birşey yoktu işte.
Ceylin hanım ise defneyi sıkıştırıyordu. Herşey anlatıldıktan sonra gözünden akan yaşı sildi.
" Ah benim çilekeş kuzum " diyerek sarıldı defneye.
" Ah ama poyrazı bir kez daha sevdim yani ne sabırlı ne iyi yürekli çocuk o "
Defnede gözündeki yaşı sildi elleriyle.
" Aynen öyle kendisini hatırlamayan bu hayattan umudunu kesmiş bir insanı yeniden hayata döndürdü yeniden kendine aşık etti " dedi.
" Aman ne kadar güzel benim kızlarım büyümüş te aşık olmuşlar hatta anne olacaklar " dedi ağlamaklı gülüşüyle.
" Ay darısı başıma " diyen gülçine ikiside bakıp kahkaha attı.
" Benim evlilik neymiş diyen kızıma bak evlenmişte hemen çocuk telaşına düşmüş. Ne meteymiş görüyor musun defnecim "
Defnede başını salladı gülümseyerek.
Herkes mutlu mesut yaşıyordu iki kişi hariç.
Onlarda ilgi ve buraktı.
İlgi aramın öküzlüğüne , umursamazlığına , yakışıklılığına , o ölünesi mavi gözlerinin güzelliğine ağlıyordu elinde bir kap dondurmasıyla.
Burak ise evin içinde sinirden deli daha gibi dolanıyordu.
Yaptıkları kahvaltı boyunca ilgiyi gülümsetmek için uğraşmıştı. Onun yüzüne bir gülümseme olmak için uğraşmıştı fakat katır inatlı kız bir türlü ona gülümsememiş sürekli cengizle muhattap olmuştu. Bu kızdan çekeceği vardı ama niye çekeceğini kendiside bilmiyordu. Bu hayatta ilk kez ne yapacağını bilmiyordu burak. Her zaman ne istediğini bilen biri olmuştu bir kızı isterdi alırdı sonra bırakmak isterdi bırakırdı ama şimdi bu kızla ilgili ne istiyordu orası tamamen bir belirsizlikti.
Kızı arzuluyordu orası kesin ama o kadar güzel bir kızı arzulamamak hataydı. Fakat sonrasını bilemiyordu işte şimdi ilgi gelse istediğini alsa ne olacaktı ?
Sadece bir gecede bıkabilirmiydi ilgiden ?
Sadece bir gece için istiyorsa neden onun gülümsemesini istiyor tekrar o güzel sohbetleri edebilmeyi istiyordu ki.
Kafasını kaşıyarak oturdu koltuğa düşüne düşüne bir bok olmuyordu çünkü.
Eline telefonunu aldı ve ilgiye email attı.
" Bazen birşeyi delicesine yapmak isteyipte sonrasını bilemediğin için yapamadığın oldu mu ?"

İlgi dondurmasını kaşıklarken izlediği aşk filmine ağlıyordu. O sırada telefonun ışığı yanınca hemen aldı. Yine gizemli arkadaşı yazıyordu. Yazılanları okuduğunda sırıttı şu an ki hislerini anlatıyordu adam. Oda bir yandan burağın yanına giderek adama sarılmak onunla o tatildeki gibi olmak isterken sonrasını bilemediği için yapamıyordu.
" O hissi o kadar iyi biliyorum ki gizemli arkadaş ama ne var biliyormusun ? Ne demiş şair dibini göremediğin suya atlama. O nedenle sonunu bilmediğin işe kalkışma ben kalkışmıyorum çünkü "

Burak okuduklarıyla burukça gülümsedi , haklıydı ilgi. Dibini bilmediği suya atlayamazdı. Hele ki ilgi gibi bir kızı asla yanında atamazdı o suya. İlgi bunları haketmeyecek kadar harika bir kızdı.
Verdiği kararla şu an mutsuz olsada arkasında durmalıydı.
İlgiden uzak durmalıydı !

Ben Kocanım ( Emek Serisi 1 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin