Poyraz ve defne hastaneden çıkarlarken ikisininde kafasında çeşitli düşünceler dönmekteydi. Bu düşüncelerde ki ortak noktaları ise birbirleriydi.
Poyraz defnenin hala ondan kurtulmak için başka insanlara yalvarmasını sindiremiyordu. Bu bu çok acı vericiydi. İlk karşılaştıkları gün bile daha samimiydiler sanki. Poyraz hem çok üzgün hem de çok endişeliydi. Endişesinin nedeni ya defne hatırlayamasaydı. Doktor süre belirsiz demişti. Evet içinde umudu vardı ama ya hiç hatırlamazsa...Defne ise açıkça korkuyordu. Evet bu adam kötü birine benzemiyordu. O tatlı kadının dediği gibi bu bakışlardan kötü birşey çıkmazdı ama. Amaları vardı işte. Annesi neredeydi mesela. Tamam babası pek sık uğramazdı yanlarına ama kaza yaptığını bilse gelirdi dimii ?
O kadarda düşüncesiz olamazdı.İkiside düşüncelerle boğuşurken arabanın yanına gelmişlerdi. Araba görünce bir titredi defne. Tabi bu poyrazın gözünden kaçmadı.
" İyi misin ?" diyerek koluna dokundu defnenin ve arkasından öne doğru eğildi. Kafasını ele doğru çevirince adamla burun buruna geldi defne ve bu acayipti. Defnenin yakınlaşmasıyla irileşen gözlerini yanlış anladı poyraz. Hemen uzaklaştı. Defne ise adamdan hem korkuyor hem yakınında kalsın istiyordu.
" İyiyim araba görünce bir garip oldum " dedi adamın sorusunu hatırlayarak.
" Kazayı hatırladın " diye çoşkuyla konuşarak kızın önüne geçip diz çöktü poyraz.
" Sadece bir ses hatırlıyorum en son defne diye bağıran gerisi yok. " dedi defne.
" O ses benim işte. Sen araba kullanıyordun bende yan koltuktaydım. Sana yavaşla dedim ama sen yavaşlamadın sonra elimi tuttun bana bakarkende kaza oldu işte. "
" Ben özür dilerim " dedi defne poyrazın gözlerine bakarak. Şaşırmıştı poyraz buna.
" Neden ?" diye sordu merakla.
" Ben kaza yapmışım ama sende yaralanmışsın canın yanmış özür dilerim "
Poyraz bu laflara içtenlikle gülümsedi. Onu hatırlamasada düşünmüştü ya bu yeterdi. Sıkı sıkı sarıldı defneye bir anda. Defne anlayamamıştı ne olduğunu ama iyi gelmişti sanki poyrazın ona sarılması. Oda karşı çıkmadı bu sarılmaya gözlerini kapatıp anın akışına bıraktı kendisini.
İkisi sarılırken işlemleri halleden burak çıktı hastaneden.
" Ooo çifte kumrular evi bekleseydiniz" diye takıldı. Ama sonra defnenin onun sesiyle hemen poyrazdan ayrıldığını görünce tutsaydım şu çenemi diye düşünmeden edemedi.
Defne şu anda herkesten korkuyordu. Yuvasından düşmüş yaralı bir yavru kuş gibiydi. Sanki tek yanında nispeten iyi hissettiği poyrazdı. Poyraz burağa kötü bakışlar atarak konuşmaya başladı.
" Hadi aç şu arabayıda gidelim biran önce" diye tısladı resmen. Burağın arabayı açıp arka kapıyı açmasıyla defreyi kucakladı.
" Diğer tarafa geç ayağını uzatalım. " diye seslendi burağa. Defnenin sağlam kolunu boynuna dolamasıyla gülümsedi yine. Burakla birlikte dikkatle yerleştirdiler defneyi. Kendilerinide binince usulca eve doğru yol aldılar.
Eve poyraz kucakladı yine defneyi. Burada tekerlekli sandalye olmadığı için defne hep bu yöntemi kullanacaktı.
Yukarı çıkarken çok heyecanlıydı defne. Bir anda gözlerini açmıştı bilmediği bir hayata. Tanımdığı bir adam ben kocanım diyordu. Tanımadığı diğerleride aileniz. Problem şuydu ki gerçek ailesi neredeydi ? Poyraz eve gidince anyatıcam demişti ve o anı bekliyordu defne. Soracak çok şeyi vardı.
Poyraz kucağında defneyle kapıya geldi ve burağın kapıyı tıklatmasıyla anında kapı açıldı. Kapıyı açan gülçin ışıl ışıl gülümsedi. Kendilerini hatırlamasada arkadaşı iyiydi.
" Ay minnoşum gelmiş . Hoşgeldiniz gerçi sizin eviniz burası ama olsun " gülçin daha konuşucaktı ki burak araya girdi.
" Bir sus be insanlar içeri girsin " dede somurtuk halde.
" Aman iyi geç hödük " diyerek yana kaydı gülçin. Defne ise şaşkın şaşkın etrafa bakıyordu ve bu arada usul usul poyraza yanaştığının farkında bile değildi ama poyraz gayet farkındaydı. Daha tam içeri geçemeden sevcan hanım mutfaktan çıktı ve sıcacık gülümsemesiyle "Hoşgeldin kızım benim " dedi. Arkasından gelen ufuk beyinde aynı sıcak şekilde konuşmasıyla defne yine tedirgin oldu. O bu insanları tanımıyordu ama onlar ona sıcak davranıyordu. Kafasını poyraza çevirip " Yoruldum " dedi.
" Tamam hadi yatıralım seni " dedi poyraz. Onu salona götürürken defne kulağına yaklaştı ve " Yalnız olsak bana anlatacakların vardı " diye mırıldandı. Kafasını olumlu olarak salladı poyraz.
" Biz odadayız biraz konuşucaz " dedi sesli olarak. Yatak odasının kapısını zorlukla açtı ve içeri geçtiler. Defneyi usulca yatağa yatırdı poyraz. Sırtı arkalığa dayalı ayaklarını uzatmış oturuyordu şimdi. Poyraz bir yastık alıp alçılı ayağını havaya kaldırdı.
Ve yüzüne bakıp " Birşey istermisin?" diye sordu.
" Yok istemiyorum sende yaralısın lütfen otur "" İyiym ben önemli değil " dedi poyraz gülümseyerek.
" Hayır önemli lütfen oturzrahatsız oluyorum " diyen defneyi dinleyip yatağa oturdu poyraz. Kendisini öyle inceleyen adama " Seni dinliyorum " dedi defne. Orman yeşili gözleri merakla irileşmişti ve poyraza çok güzel bir manzara sunuyordu.
" Tamam. Şimdi eski mahallenizi hatırlıyor musun çocukken yaşadığın. Hani böyle iki katlı bahçeli eviniz varmış."
Olumlu olarak kafasını salladı defne. O evde çok güzel anıları vardı. Ailesi mutluydu o evde daha sonra taşındıklarında herşey kötü gitmişti.
" Ordaki en yakın arkadaşın o içerideki kız işte gülçin."
" Ah gerçekten mi ?" dedi merakla defne.
" Evet güzelim bundan 8 sene önce annen babandan ayrıldı ve senide alıp o mahalleye döndü. Sende gülçinle yeniden karşılaştın tabi ve hemen eskisi gibi oldunuz. Üniversiteyi kazandın o ara ve anaokulu öğretmenisin. "
" Hayalimi gerçekleşirmişim yani " dedi defne gülerek. Çok mutluydu şu an hayali gerçek olmuştu.
" Kısmen çünkü en büyük hayalin anne olmak." dedi poyraz gülümseyerek.
" Nerden biliyorsun ?" dedi defne.
" Ben senin kocanım defne seninle ilgili herşeyi bilirim. Mesela en sevdiğin renk turkuaz. En sevdiğin yemek fırın makarna. Örümceklerden aşırı korkuyorsun hatta görüp bayıldığın bile olur. Herkes gözlerini çok beğenirken sen siyaha yakın göz rengin olsun isterdin. Hayatta en çok korktuğun şey yalnız kalmak. En çok istediğin şeyde anne olmak. Bir kozın olsun çok istiyorsun onunla herşeyini paylaşmak istiyorsun. "
Defne gözlerini büyüterek dinledi poyrazı haklıydı.
" Şimdi anlatacaklarım ağır şeyler defne lütfen sakin kal tamam mı bitirmemi bekle."
Usulca kafasını sallayıp nefesini tuttu defne.
" 8 yıl önce buraya taşındınız ama 2 ay geçmişti ki babanın sevgilisi olar kadın annenle görüşmek istedi. Annende bunu kabul etti. Kadınla buluştu ama parkta tartışırken kadın onu iktirince düştü ve kafasını kaldırıma çarpıp öldü. Annen artık yok defne "
Defne tepkisiz kalmıştı ama gözlerinden yaşlar sicim gibi akıyordu annesi yok muydu yani artık olamazdı bu.
" Yalan dimi yalan söylüyorsun "
Olumsuz olarak kafa salladı poyraz. Yalan olmasını çok isterdi ama elden birşey gelmezdi.
" Yalan olamaz lütfen yalan de yalvarırım " diyerek ağlamaya devam eden defneyle içi acıdı. Yanına gelip sıkı sıkı sarıldı karısına. Defnenin şu an şevkate ihtiyacı vardı. O yüzden poyraza karşı çıkmadı ki çıkamazdıda buna muhtaçtı ve bir poyraz vardı yanında. Ah birde o sarışın kız.
Defne ağlarken hiçbirşey demeden sarıldı ona saçını okşadı. En sonunda sakinleştiğini anlayınca ise konuşmaya başladı.
"Ağlama artık lütfen zaten çok bitkinsin. İçin acıyor biliyorum ama elden birşey gelmez defnem."
Hiçbirşey diyemedi ne diyebilirdi ki. Bir süre daha ağladıktan sonra aklında kalanı sordu.
" Peki o nerde o adam "
" Almanyadaydı en son yani öyle duydum. Konuşmuyorsun kendisiyle ama o arada sana mail atıyor."
" Bunca yıldır yaptıkları yetmemiş annemi almış benden ben kimsesiz kalmışım " dedi defne. Poyraz ise bu lafla onu kendisinden hafif uzaklaştırdı ve gözlerine baktı.
" Asla kimsesiz değilsin sen tamam mı ? En başta ben varım defne kocanım ben senin sen hatırlamasanda istemesende yanında olucam her zaman. Sonra gülçin var seni herşeyden çok seviyor oda kardeşisin sen onun. Sonra burak var onunda küçük kardeşisin. Benim annem babam var onlar seninde ailen. Şu an hatırlamıyorsun ama çok seversin onları sen. Onlarda seni. Kimse olmasa bile tekrar söylüyorum ben varım tamam mı bir daha kimsesizim deme sakın "
Defne eliyle gözündeki yaşı sildi ve poyraza baktı.
" Çok mu seviyorsun beni "
Bu söze güldü poyraz. Bu kızı uzun zamandır tanıyordu ve ne zaman kötü hissetse bunu sorardı. Birinin onu sevdiğini duymaya ihtiyaç duyardı.
" Çook seviyorum defne. Herşeyden herkesten çok kendimden bile çok. "
" Benim karnım acıktı ama içeri geçmek istemiyorum daha hazır değilim burda yiyebilir miyim ?" dedi masumca.
" Tabiki yiyebilirsin ne istersen söyle bana tamam mı? Çekinme lütfen. "
" Tamam " dedi defne.
Poyraz gidip annesinin yaptığı çorbaya baktı. Defnenin en sevdiğini yapmıştı ekşili yuvalama. Sevcan hanımda girdi ardından mutfağa.
" Ne oldu oğlum " diye sordi.
" Birşey olmadı arne annesinden bahsettik şimdide karnı aç ama odada yicekmiş daha topluluğa karışamam dedi. "
" Siz iyi olunda oğlum gerisi mühim değil "
" Tamam annem siz oturun ben yemeği götüreyim "
Sevcan hanım kafasını sallayıp içeri döndü. Poyraz çorbayı koydu ve onun sevdiği gibi bol limonladı. İki dilim ekmeğide alıp odaya döndü.
" Hadi bakalım yemek vakti " dedi odaya girince tepsiyi kucağına alıp oturdu yatağa. Çorbayı gören defne gülümsedi.
" En sevdiğim " dedi.
" Evet ve hepsi bitecek " dedi poyraz.
Ve kendi elleriyle besledi defneyi ardından suyunuda içirip uyuttu. Ardından çıktı evden defreye birşey almalıydı. Hemen gidip geldi ve yatağın başına koydu. Aileside onları yalnız bırakmıştı kendiside salona geçip uyudu.
Defne ise uyanınca komidindeki iki arabayı ve bibloyu gördü. Biblonun üzerinde yazan ise çok anlamlıydı. Bu adamı sevilirdi gerçekten.
" Ben seni çok sevdim beni unut bunu unutma "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Kocanım ( Emek Serisi 1 )
ChickLitAşk emek isterdi ve genç adam emek vermekten hiç vazgeçmiyordu.