Poyraz ve defne güzelce kahvaltılarını yapmışlardı. Poyraz yine annesiyle konuşup günlük raporunu vermişti. Burağı da arayıp onunlada kısa bir konuşma yaptı. Bu süreçte her gün gördüğü arkadaşındanda mahrum kalmıştı. Allahtan işlerle o ilgileniyorduda poyraz rahatla karısına odaklanabiliyordu.
Defne ise artık gerçekten kendi kendine kokuyordu , saçıda kaşınıyordu.
" Poyraz " dedi usulca. Poyraz ise defnenin durumunu unutmuş dalgınlıkla " Efendim sevgilim " dedi.
Defne sevgilim lafını duyunca öylece kalakaldı. Poyraz defnenin gözlerine bakınca kırdığı potu fark etti.
" Kusura bakma ben öyle unutmuşum durumu alışkanlık yani " dedi acelece. " Tamam yani önemli değil " dedi defnede.
" Ne diyecektin sen " dedi poyraz bir süre sonra.
" Banyo yapmam gerek " dedi suratına doğru defne.
Derin bir nefes aldı poyraz. Of birde bu vardı. Tuvalette zaten yeterince sınanmıştı birde uyuma problemini atlatmıştı ama bunu yapabilir miydi bilemiyordu.
" Gülçin'i falan istemediğinden emin misin ?" Dedi poyraz sıkıntıyla.
" Hayır istemiyorum ben kimseyi lütfen gerçekten sadece senin yanında huzurlu hissederim " dedi mahsun bir kedi gibi. İşte yine yapıyordu bu kadın madem hatırlamıyordu hiçbirşeyi poyraza her dediğini nasıl yaptırabilecek olan hareketi nasıl hala yapabiliyordu. Kazada tam olarak böyle bir surata hayır diyemediği için olmamış mıydı?
Yine derin bir nefes alıp " Tamam bir yolunu bulucam ben " dedi. Öncelikle alçıları halletmeliydi onları bir poşetle halledebilirdi ama peki bu kadın çıplakken nasıl sakin kalacaktı. Sonra kafasında bir ampul yandı.
" Bikinilerini giydiririz öyle yıkanırsın o zaman " dedi defneye.
" Tamam yani sen ne dersen ben yaparım " dedi defne gülümseyerek.
Poyraz birşey demeden odaya gitti ve defnenin bikinilerini ve bir kaç poşet aldı.
Defnenin önüne gelip " Hadi başlayalım " dedi. Sanki bir iş toplantısı yapacaktı. Derin bir nefes daha aldı. Bu derin nefeslerden ciğerleri patlayacaktı. Gerçi bugün bir yerden patlayacaktıda inşallah bu ciğer olurdu. Defnenin üzerindeki tshirt koldan dolayı zor çıkacağı için kesmeye karar verdiler. Makasla kesti poyraz ve karşısına çıkan siyah sütyenle nefez alamadı. Ya birde o hafif bronzlaşmış tende nasılda güzel duruyordu öyle siyah sütyen.
Defne poyrazın baktığı yere baktı ve kızardı. Adamı resmen zorluyordu. Bir yanı tamam gülçini kabul et derken bir yanı e o gelirse bu seferde sen rahat olamıcaksın diyordu ve şu an sadece kendini düşünüyordu.
Arkasına geçip sütyeni çıkardı poyraz usulca. Bakmamaya çalışarak hemen takmaya çalıştı bikini üstünü ama işte acele işe şeytan karışıyordu. Eli defnenin tenine değdikçe alev alıyordu. Hele şükür zar zor takabilmişti o bikiniyi. Şimdide sıra alt kısımdaydı.
" Sen biraz uzan şimdi " dedi defneye. Altında ki bol şortu çıkardı ayağına dikkat ederek. Şimdide kilot vardı.
Gözlerini havaya dikip çekti kilodu ama defnenin bacağını acıtmıştı bu hareket.
" Ahh " diye inledi defne.
" Özür dilerim özür dilerim ya of defne iyi misin ?" Dedi poyraz panikle.
" İyiyim ya işte ani hareket edince acıdı biraz " dedi ama yüzü buruşuktu. Poyraz yine defnenin hafızasını unutup alçılı bacağını öptü. " Geçti mi ?" Diye sordu masumca.
Defne onun bu haline gülümsedi acısı geçmişti.
" Geçti teşekkür ederim " dedi gülümseyerek.
Poyrazda gülümsedi ama bacaktan biraz yukarı çıkınca defnenin çıplak olduğunu gördü. Ya kardeşim nikahlı karıma dokunamıyorum ölüm gibii dedi. Ne günah işledim yarabbim ben diye diye alt bikiniyi alıp yavaşça giydirmeye başladı. Tam popo kısmına gelince eli değdiği için yine yanmaya başlamıştı.
Aslında defneninde içinde daha öhce hissetmediği birşeyler vardı. Poyrazın dokunduğu yerlerde bir titreşim yayılıyordu.
Neydi ki bu titreşim?
Neden oluyordu bunlar ?
Poyraz işini bitirince kucakladı ve banyoya götürdü defneyi. Klozet kapağını kapatınca oraya oturttu. Poşetleri düzgünce alçılara bantladı.
Daha sonra ise kuvetin kenar kısmına oturttu defneyi. Suyuda bir güzel ayarlayıp defnenin saçlarını açtı.
Suyu üzerine tutup saçlarını ıslattı. Ardından defnenin greyfurt kokulu şampuanına uzanıp aldı. Şampuanı biraz kafazına döküp köpürtürken mırıldandı.
" Gözlerini kapat "
Defne hemen denileni yaptı. Şampuanın kokusu burnunu doldurken poyrazın kafasındaki masaj hareketleriyle gülümsedi. Tam mayışırken bir görüntü geldi gözünün önüne ağlıyordu yanında gülçin vardı ve onu tutmaya çalışıyordu. Sonra babası geldiğinde ona bağırıyordu defne. " Sen yaptın " diye bağırıyordu insanlar onu sakinleştirmeye çalışırken. Poyraz kafasına su tuttuğunda konuştu.
" Hatırladım poyraz hatırladım " diye. Poyraz ise hemen duş başlığını bıraktı o heyecanla. Oda ıslanırken hemen defnenin yüzüne yaklaştı.
" Gerçekten hatırladın mı defnem " diye sordu umutla. Onun bu yakınlığı defneye pek iyi gelmemişti sanki. Hem boşuna umutta yaratmıştı adamda.
" Sadece böyle bir an geldi gözümün önüne" dedi ve sonra sesi dahada kısılıp devam etti.
" Annemin cenazesini hatırladım " diye mırıldandı. Poyraz umudunun hiçe gittiğine mi yansın , defnenin asılan yüzüne mi yansın bilemedi. İçinden geleni yaptı ve sarıldı defneye.
" Ben özür dilerim" diye mırıldandı defne.
" Neden ?" Dedi poyrazda.
" Bir an öyle hatırladım dedim senide umutlandırdım ama " diyerek ağlamaya başlayan kadınla şok oldu poyraz. Onu biraz kendinden uzaklaştırıp eli ile çeneseni kaldırdı ve yüzüne bakmaya zorladı.
" Sakın birdaha benden özür dileme defne. Ben senim kocanım. O deftere imza atarken iyi günde kötü günde dedik şimdi tabiki yanında olucam. Daha önce demiştim hiçbir şeyi hatırlamasanda seni çok sevdiğimi sakın unutma " dedi poyraz. Bu ses tonu ve bu sözler defnenin ayaklarını yerden kesmişti. Nalet ediyordu kendisine böyle bir adama bu acıları yaşattığı için.
" Sen bu hayattaki en iyi adamsın. Seni hatırlamasamda iyiki kocamsın "
Dedi defne.
Gülümsedi poyraz. Defne ise o kıvrılan dudaklara baktı ama bu büyük bir hataydı. Yine daha önce hissetmediği şeyler hissediyordu. Kasıklarında birşeyler oluyordu. Kalbi onu terk etmeye çalışıyordu. Poyrazda onun baktığı yeri fark etmişti oda şu an bu kadını öpüp hayat suyunu içmeliydi ama işte onu hatırlamadığı sürece öpmeyecekti. Defne kendi ne yaptığını bilmiyordi fakat usul usul poyraza yaklaşıyordu. O tam değecek kadar yakınlaşınca poyraz parmağını dudaklarına koydu. Anlamamıştı defne ne olduğunu neden böyle yapıyordu ki şimdi. Bir açıklama beklercesine suratına baktı ve poyraz mırıldandı.
" Beni hatırlamadan seni öpemem "Gülçin ve mete ise metenin ecinin terasındaki sallanan koltukta sarmaş dolaş oturuyorlardı. Sabahtan beri güzelce kahvaltı yapmışlar , öpüşmüşler , birbirlerini tanıtmışlar , öpüşmüşler , öpüşmüşler ve öpüşmüşlerdi. Şimdi ise sarmaş dolaş oturup geçmişteki komik anılarını birbirlerine anlatıyorlardı.
" Yeter mete karnım ağrıdı" dedi gülçin. En son metenin bir hasta yakınını anlatırken gülmekten gerçekten karnı ağrımıştı gülçinin.
" Ben hemen müdahale edeyim " diyerek gülçinin karnına eğildi önce bir dinledi ve ardından gıdıklamaya başladı.
" Yaa yaa... yeter mete lütfen " diye yalvarıyordu gülçin.
" Mete değil böyle daha güzel şeyler söyle bırakayım " dedi mete muzip bir halde.
" Sevgilim bırakır mısın?" dedi gülçin ve hemen bıraktı mete onu. Kendini yukarı çekip yüzyüze geldiler.
" Bir daha söyler misin sevgilim ?" diye sordu mete. Bu ses tonunu kullanınca tabi gülçin edimişti. Zaten şimdi mete den başka birşey düşünemiyordu.
" Sevgilim " dedi cilveyle.
" Seni seviyorum gülçin " diyerek kızı öpmeye başladı mete.
İşte yine olmuştu gülçin paralel evrene uçmuştu. Bu adam hep onu böyle öpsündü başka birşeye ihtiyaç yoktu.
Nefes molası verdiklerinde
" Seni çok seviyorum mete " dedi.
Çift birlikte aşkı sonuna kadar yaşarken metenin kapısı çalmaya başladı. İlk fark edemeselerde sonunda fark etmişlerdi. Gülçin zorlukla meteyi kapıyı açmaya ikna edip gönderdi kendisi ise sallanırken gülüyordu.
Mete kapıyı açınca bir şok geçirdi. Hayat ona hiç iyi davranmıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Kocanım ( Emek Serisi 1 )
ChickLitAşk emek isterdi ve genç adam emek vermekten hiç vazgeçmiyordu.