Poyraz bir anda ne olduğunu anlayamadan kaza oluvermişti.
" Defnee " diye bağırırken karısının o bakmaya doyamadığı gözlerinin kapandığını görmesiyle onunda gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Kendiside savrulmanın etkisiyle kafasını vurmuştu ama iyiydi şu an karısından canının parçasından daha önemli hiç birşey yoktu.
" Defne kurban olduğum gül yüzlüm aç gözlerini "
"Defnee ne olur bırakma beni sensiz yapamam defneee " diye bir yandan bağırıp bir yandan ağlarken yardımlarına gelen ambulans görevlilerine " Önce karımı kurtarın " diyerek karşı çıktı ve ilk olarak karısına bakmalarını sağladı hepsinin. Karısı o haldeyken onunla bir kişi dahi ilgilenemezdi. Defnenin sıkışan bacakları zorlukla kurtarıldı. Onun o halde yavaşça ambulansa taşınırkenki görüntüsü poyrazın nefesini kesmeye yetmişti. Bacak kısımlarında çizikler kanlar , sol kolu tamamen kanla kaplı gibiydi , yüzünde çizikler vardı ve bembeyaz görünüyordu. Görevliler onu ambulansa ilerletirken
" Ne olur ona bişey olmasın ben onsuz yapamam " diyerek acısını akıttı. Onun bu halini gören ambulans görevlileri bu aşık adama baya acımışlardı. Hepsi inşallah karısına bişey olmaz diye dua etmekten geri kalmadılar.
Poyraz ambulansla karısının yanında giderken kendisine müdahale etmeye çalışan görevlilere müsade etmedi. Bu yaşaranlar onun hatasıydı. Karısının araba kullanırken dikkatini dağıtmamalıydı hatta onun acemi olduğunu bilerek o arabayı ona hiç vermemeliydi. Kendi kendine nalet etti. Ya defneye bişey olsaydı nasıl nefes alabilirdi ki onsuz. Düşüncesi bile nefesini kesmeye yetmişti. Düşüncelerle boğuşurken bir yandanda başı ağrımaya başlamıştı ve bir süre sonra onunda gözleri karardı. Bilinci yavaş yavaş bulanırken aklındaki tek şey karısıydı.Gözlerinin üstünde tonlarca ağırlık vardı sanki , vücududa ağrıyordu. Bir iki dakika nerede olduğunu hatırlayamadı genç adam. Ama sonra karısının kanlar içindeki o hali gözünün önüne gelince o ağırlığa rağmen açtı gözlerini. Kolunda serum vardı. O an kendisi önemli değildi karısını görmeliydi. Tutup çekti serumun kablosunu zorlamayla akan kanıda , zonklayan başınıda umursamadı. Defnesi önemliydi şimdi hemen onu görmezse ölebilirdi.
Tam kapıya zorlukla ulaşmıştı ki bir hemşire ve ailesi girdi içeri.
" Annem " diyerek seslenen annesine " Beyefendi niye kalktınız diyen hemşirenin sesi karıştı. Babası ve burak zorlukla geri yatırttı poyrazı.
" Ya bıraksanıza defneyi görmem lazım nerede benim karım " diye diye yattı. Ailesi tepkisiz kalırken hemşire bu adamın aklını başına getirmeliyim diye düşündü.
" Beyefendi lütfen yatıp iyileşmeye odaklanırmısınız? Şu halinizle karınıza ne faydanız olacak oturun bende neler olduğunu anlatayım yada böyle debelenin " diyerek başucuna gelip beklemeye başladı. Bir süre düşündü genç adam karısı pastanede nerede bilmiyordu birinin yardımına ihtiyacı vardı ve başı fena ağrıyordu o nedenle şimdilik hemşireyi dinlemeye karar verdi. Az önce serumu zorlayarak çıkardığı için kanayan sağ kolunu hemşireye uzattı. Hemşire hanım bu harekete gülümsedi ve koluna pansuman yapmaya başladı. Pansumanı bitirip tekrar serumunu taktı serumun içine ağrı kesici iğne eklemeyide unutmadı. Başını feci çarpmıştı bu bey ve kesin ağrıyordu. Hemşirenin işini bitirdiğini görünce dayanamadı ve sordu.
" Artık karıma ne olduğunu biriniz anlatın "
Hemşire içerde olanlara iyice bir baktı ama kimse bişey diyemiyecek gibiydi o nedenle sözü alarak en basit şekliyle anlatmaya başladı.
" Eşinizin sol tarafından araba çarptığı için sol bacağı ve kolu kırık , sağ bacağı ise sıkışma dolayısıyla çatlamış sağ koluna ön camdan çıkan camlar girmiş derin kesikleri var. Yüzündede bu nedenle kesikler mevcut ve en önemlisi kafasını çok şiddetli çarpmış bu nedenle bilinç kaybı var. Çarpma sonucu vücut hasar gördü mü şu an emin değiliz ama hasarı en aza indirmek için eşinizi uyutuyoruz. Uyku süresini şu an için belirtemem uyanınca ne olduğunuda kesin söyleyemeyiz. Tek yapmamız gereken beklemek"
Poyraz duyduklarıyla öylece kaldı. Yine kendisine binlerce kez lanet etti. İzin vermemeliydi defnenin aracı kullanmasına oma bişey olacağına bana olsaydı keşke diye düşündü.
" Benim yüzümden , benim yüzümden " diye mırıldandı. Bunu duyan annesi sevcan hanım hemen oğlunun yanına gelip sarıldı.
" Deme annem öyle kaza bu olacağı varmış hem hemen kötü düşünme inatçı kızdır defne iyileşecek " dedi inandırıcı olması için çabaladığı ses tonuyla.
" Onun yerinde ben olmalıydım. Ben iyiyken o kötü olamamalı. Ona bişey olursa ölürüm anne ölürüm ben " diyerek dahada sokuldu annesine. Sığınacak bir limana ihtiyacı vardı. Canına ne olduğu bilinmezken o nasıl rahat olsundu ki.
" Seni hiç dövmedim ama şimdi döverim poyraz ikinizede birşey olmayacak tamam mı kızımın sana en çok ihtiyaç duyduğu dönemde bu ne hal toparlan hemen ben seni böyle mi yetiştirdim " dedi Ufuk bey. Oğlunun kendini toparlaması gerekirdi ne olursa olsun böyle onu bitik görmek onuda bitiriyordu. Poyraz hemşireye dönüp " Onu görmek istiyorum " dedi. Hemşire hanım ise otoriter ses tonuyla " Serumunuz bitsin görebilirsiniz. Şimdi lütfen dinlenmeye çalışın sizde sarsıldınız" dedi. Poyraz usulca kafa salladı.
" Hepiniz odayı terk edin şimdi poyraz bey dinlensin karısının onu böyle bitik görmesini istemez bence " diyince herkes mecbur onayladı. Sevcan hanım , Ufuk bey , Burak ve Gülçin toplanmışlardı. Sevcan hanım oğlunun ve gelininin en sevdiği yemekleri yapmıştı ev süslenmişti ve genç çift bekleniyordu ama istenilen olmadı. Onlar çifti beklerken bu kötü haber gelmiş ve hepsi evden nasıl çıkacaklarını bilememişlerdi. Hepsi yıkılmış vaziyette kapıda beklerken dillerden dua , gözlerden yaş eksik olmuyordu. Daha yeni kavuşan bu çift böyle bir sonu haketmiyordu. Hayat bu kadarda acımasız olamazdı dimi ? Koridordakiler olmamasını diledi.
Odadaki genç adam ise bitmiş vaziyetteydi. Defnesine bişey olamazdı olmamalıydı. Daha yeni kavuşmuştu ona sonsuzluğa evet demişti onlar gidemezdi öyle kolayca. Bir yandan karısıyla yaşadıklarını düşünürken bir yandanda ağlıyordu. Sürenin ne kadar geçtiğini fark edememişti taki hemşire gelene kadar. Gelen hemşire çıkardı serumunu başındaki sargıya baktı. Poyraz ise umutla hadi karına gidelim demesini bekliyordu. Hemşire gökçe ise bu umutla bakan adama daha fazla kıyamadı. Bu işi uzun yıllardır yapıyordu ve bu adamın o uyuyan kadını çok sevdiği belliydi. Aşka saygısı vardı gökçenin o nedenle daha fazla eziyet etmedi genç adama.
" Hadiyin poyraz bey eşinizi görelim " dedi gülümseyerek. Buruk bir gülümseme oluştu poyrazın dudaklarında heyecanla kalktı yataktan ağrıyan vücudunu ve kafasını takmadan. Hemşirenin desteğiyle çıktı odadan. Ailesi kapının önündeydi ama o şu an kimseyi görecek durumda değildi. Hemşire gökçe herkese siz kalın manasında elini kaldırdı. Bu adamın karısını yalmız görmeye ihtiyacı vardı. Poyrazın üzerinde zaten hastane kıyafetleri vardı o nedenle onu direk yoğun bakım odasına soktu. Yatağın yanına bir sandalye koyup onu oturttu.
" Biiraz yalnız kalın ben birazdan gelirim. Fazla yormayın onu " dediğinde gözlerini karısından ayırmadan kafasını olumlu manada salladı. Bu yatakta yatan kadın onun karısımıydı. Küçücük kalmıştı sanki bu kadın bembeyaz da olmuştu ayrıca. Ama bu hastane kokusunda bile kendisini belli eden melisa kokusu kesinlikle defnenin kokusuydu. Uzanıp usulca elini tuttu. Gözünden yaşlar durmadan akıyordu. Kafasını ellerinin üstüne koyup kendi kendine mırıldanmaya başladı.
" Defnemmm " dedi derinden. Sesinden yıkılmışlık akıyordu.
" Karıcım , sevgilim , hasretim , nefesim , herşeyimsin biliyorsun değil mi ? Her filmde olur ya uyuyan hastalar böyle konuşmaları duyarlar sende duyuyomusun beni. Duy beni defne duy ki bu adamın sensi nefes anlamayacağını bil. Daha 1 hafta önce bana artık senin mutluluğun için varım demiştin. Benden mutluluğumu alma. Beni kokundan , oksijenimden ayırma. " derin bir nefes aldı ve kafasını kaldırıp karısınım yüzüne baktı. Diğer elini uzatıp yüzünü okşadı incitmekten korkar bir halde.
" Hatırlıyor musun defne seninle tanışmamızın 1.haftasında sen bana ne bu be hep peşimde mi olacaksın demiştin bende evet ister kabul et ister etme artık bir ömür peşindeyim. Sen benim kişisel oksijen alanımsın sensiz nefes alamam ki demiştim. Aradan 5 buçuk sene geçti hala aynı fikirdeyim defne sen olmadan ölürüm. Ben seni hep bekledim halada beklerim ama yeter ki gitme yanımda kal defne. Beni bırakma." Kafasını karısının elinin üstüne koyup fısıldamaya devam etti.
" Beni bırakma
beni bırakma
ölürüm ben sensiz defnem
beni bırakmaa"
Kendisi ağlamaktan heder olmuştu ama kapının önünde onun bu halini gören ailesi , hemşireler , defnenin doktoruda dahil herkez tıpkı poyraz gibi ağlıyordu. Bu aşık adamın haline ağlıyordu hepsi....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Kocanım ( Emek Serisi 1 )
ChickLitAşk emek isterdi ve genç adam emek vermekten hiç vazgeçmiyordu.