Sabahlar

6.1K 374 9
                                    

Defne gözlerini açtığında hala poyrazla sarılmış haldeydi. Poyraz ise derin bir uykuda gibiydi. Uyuyan adamı incelemeye başladı. Yakışıklı bir adamdı yalan yok ama ona bu kadar çabuk alışmasının nedeni kalbinin güzelliğiydi. Kendisine olan bu sonsuz merhametiydi. Ne kadar büyük bir kalbi vardı ki bu adamın onu hatırlamadığı halde onun için herşeyi yapıyordu , hiç şikayet etmeden hemde. İşte bu yüzden bu adamı hatırlamasada onun yanında güvende hissediyordu. Ailesinin yanında gibiydi poyrazla , hatta gibisi bile fazlaydı galiba çünkü poyrazın anlattıklarına göre tek ailesi oydu. Sağlam olan elini uzatıp poyrazın uzamış sakallarını okşadı. Yüzüne bir gülümseme yayıldı farkında olmadan. Poyraz yüzünü okşayan bir elle huylanarak açtı gözlerini. Gözlerini açınca kendisine bakan o yemyeşil gözleri görünce nefes aldığını hissetti. Kendizine büyüttüğü gözleriyle bakan bu kadın onun için oksijen alanıydı. Onun o ormanı andıran gözlerinin ürettiği oksijen olmasa yaşayamazdı.
" Günaydın " diye mırıldandı defne eli hala adamın yüzündeyken.
" Günaydın" diye yanıtladı genç adam hi hareket etmeden. Bu yakınlık ona iyi gelmişti yanlış bir hareket ile kızı kendisinden uzaklaştırmak istemiyordu. İkiside ne kadar öyle durdu bilinmez ama artık defnenin midesi bu olaya son koydu.
Defnenin karnı guruldayınca güldüler.
" Birileri isyanda ben kahvaltı hazırlıyım " diyerek kalktı poyraz. Odanın içindeki banyoya geçip elini yüzünü yıkadı. Odaya geçtiğinde defneninde banyo tarafına baktığını görünce gülümsedi. Ama defne hiç gülmüyordu.
" Ne oldu ?" diye sordu poyraz merakla.
" Şey ben kokmaya başladım saçlarımda berbat bir duş almam gerek sanki " dedi defne suratını buruşturup. O an poyrazın gözleri pörtledi ne banyosuydu ama yani tek yapamayacağı ortadaydı.
Eeee ?
Diyen iç sesini hemen susturdu. Bunları düşünmek saçmaydı. Olmazdı.
" Gülçini çağıralım yardım eder o " dedi ama sesi mi titremişti.
" Ya ben bir ısınamadım o kıza çocukluğumdada tanıyormuşum ama" dedi defne hala suratı asıkken.
" Annem annemi çağıralım " dedi poyraz son umut.
" Yani onuda tanımıyorum rahat edemem bak sen beni banyoya koy ben halletmeye çalışayım " dedi defne.
Yapamayacağını biliyordu poyraz. Tuvalete girerken bile eşofmanını zor indirirken nasıl kendi başına duş alacaktı ki.
" Defne tuvalette bile zorlanıyorsun tek başına duş olmaz yapamazsın yani " dedi içindende dua ediyordu. Benden yardım isteme diye.
" Sen yardım etsen " dedi defne. Bunu söylerken o kadar sevimli duruyordu ki büyümüş yemyeşil gözler , minicik sevimli bir burun , büzüşmüş kırmızı dudaklar. Nasıl hayır denirdi ki şimdi bu tipe.
" Yani ederim tabi rahat ediceksen " dedi poyraz ama sesi hiç ister gibi değildi. Defne tam birşey diyecekti ki karnı yine guruldadı.
" Önce kahvaltı yapalım sonra bakarız banyoya " diyerek çıktı odadan poyraz. Nasıl olacaktı bu banyo işi büyük bir muammaydı.
Gülçin şu anda ölüyordu galiba. Gözleri acıyordu , başı çatlıyordu vücudu da pek iyi durumda değildi sanki. Bok vardı o kadar içtin diye söylendi kendisine. Kafasıda şu an sert bir yerdeydi ya ne olmuştu bu yastığa. Kafasını bir yastığa gömmeye çalıştı ama olmamıştı. Ne biçim bir yastıktı bu. Elinide yastığa uzattı ama bu yastık gibi değildi. Burnunuda yaklaştırıp kokladı ama bu koku. Mete kokuyordu bu yastık yoo olamaz dedi kendi kendine yine. Gecenin sonunu hatırlamıyordu ama eve gelmişimdir diye düşünüyordu.
" Ne olur olmasın " diye mırıldandı. Bu sesi duymuştu mete. Kızın kendisini ellemesini ve koklamasını hissetmişti. Demek ki bu küçük sarhoş uyanıyordu.
" Ne olmasın bebeğim " dedi. Biraz oyun oynamak iyi olabilirdi.
Sesi duyan gülçin hemen kaldırdı kafasını ama ağrıyı hiçe saydığı için canı yanmıştı. Elini kafasına koydu ve " Pufff" diye inledi. Ardından durumu hatırladı ve eli başındayken açtı gözlerini kocaman. Ama meteyi görünce kapadı elleriyle ovuşturdu. 10'a kadar saydı. Derin bir nefes alıp açtı gözlerini yeniden.
Ama amaa mete gitmemişti işte oradaydı. Bir kendine baktı bir meteye. Üzerinde tanımadığı bir tshirt vardı. Şaşkınca mırıldanmaya başladı. " Sen.... Iııı.... Ben... şimdi.... ııı... Yaa konuşamıyorum " dedi en sonunda.
Mete ise şu haline bir kahkaha attı ve ardından kızın iyice dibine girdi. Nefesleri birbirine giriyordu şimdi.
" Evet bebeğim sen ve ben artık sen ve ben değiliz biz olduk" dedi.
Gülçine bu yakınlık fazlaydı ama. Yeni uykudan uyanmışsın be adam bir ağzın falan koksun bir çirkin görün ama yok hala mis gibi kokuyor hala çok yakışıklı.
" Biiz derken " dedi titreyen sesiyle.
" Biz derken biz işte " dedi mete. Aklına gelen şeyle gözleri iyice büyüdü gülçinin. Bir an yatakta ayağa kalkıp üzerlerindeki pikeyi çekti ve çarşafa bakmaya başladı. Meteyide çekeleyip onun tarafada baktı ama aradığımı bulamadı. Mete kızın ne yaptığını anlamıyordu.
" Ne yapıyorsun " dedi ama bir cevap alamadı. En sonunda aramasını bitiren gülçin meteye baktı.
" Ee kan lekesi yok burada " dedi.
" Neden olacaktı ki " dedi mete.
" Ee biz olduk dedin birlikte olduk sandım ben" dedi masumca.
Kan demek gülçinin bakireliği demekti. Bu bilgi aşırı mutlu etmişti onu ve bu kızı elde etmek onun kılmak için içindeki istek bin kat artmıştı.
" Senin sarhoşluğundan faydalanıp masumluğunu alabileceğimi düşünmen gururumu kırdı gülçin " dedi masumca.
" Hiç masum taklidi yapma bana ne işim var benim burada " dedi sonra üzerine baktı ve devam etti.
" Bu halde "
Mete sakinliğini korudu.
" Bardaydın aşırı sarhoş olmuştun ve bir adam seni sıkıştırıyordu bende sana yardım ettim. Arabada sızınca evini bilmediğimden buraya getirdim" diye açıkladı mete.
" Ha yardım ama bu benimle aynı yatağa neden girdiğini açıklamıyor. "
" Ee sen istedin çünkü " dedi mete yatakta iyice yayılırken.
" Ya sarhoşmuşum nasıl istemiş olabilirim ki " dedi gülçin. Şu an hala tam kendinde değildi ama anlamıyordu. Mete sakince kalktı yataktan ve kızın yanına gelip dikildi. Kafasını eğerek kızın iyice dibine girdi. İşte yine gitmişti gülçinin aklıda kalbide. Aklı bir karış havaya uçmuştu , kalbi ise bavulunu toplayıp meteye doğru uçmuştu.
" İstedin gülçin yanımda kal , beni bırakma dedin. Hatta ve hatta beni öp diye yalvardın " dedi ve iyice nefesini gülçinin dudaklarına doğru verdi. İstekle aralanan dudakları görünce keyfi iyice yerine geldi.
" Ben... " dedi ve kaldı öylece gülçin. Şu an tek düşünebildiği adamın dibindeki dudakları ve yüzüne vuran nefesti.
" Evet bebeğim sen " dedi mete. Oda çok zorlanıyordu bu dudaklara kapanmamak için.
" Yalvarmış olabilirim " dedi "Hatta tekrar yalvarabilirim " diye devam etti. Bazen içindeki deli ortaya çıkıyordu ve bu adamı bu kadar isterkende çıkmıştı tabi. Mete iyi bir onay almalıydı kimseyi zorla öpemezdi çok istesede.
" Seni öpmemi ister misin ? " diye mırıldandı. Dudağını bir kere sürtüp geri çekti.
" Hıı hıı " dedi gülçin. Gülümseyen adamın dudaklarına bakakalmıştı. Mete arayo toptan kapatıp kapandı o öpmek için delirdiği dudaklara. Önce usulca alt dudağı ağzına aldı ve tadını özümsemek için iyice emdi. Gülçininde ona karşılık vermesi ve kollarıyla ona tutunması acayip hoşuna gitmişti. Aralanan dudakların arasına dilini uzattı. Dilleri birbirlerine değince ikiside inledi ve o andan sonra metede de kibarlık denen şey kalmamıştı. Ellerini kızın dün gözlediği kalçalarına koyup okşamaya başladı. Gülçinde boynuna sarıldığı adamın saçları arasına daldırdı parmaklarını. İkiside nefessiz kalana kadar birbirlerinin ağızlarını talan ettiler. Nefes molası verilince mete boynuna doğru ilerledi gülçinin. İşte mis kokunun merkezindeydi. Usul usul öpücüklerini kondurmaya devam etti. Gülçin kendinden geçmiş vaziyetteydi. Ama sonra bir şimşik çaktı kafasına neden sarhoş olduğunu hatırladı. O kadına sarılan görüntüsü gözlerinin önüne gelince hemen itti meteyi ve bir tokat patlattı suratına. Mete ne olduğunu anlamamıştı. Az önce kollarında eriyen kıza ne olmuştu.
" Sen dün başkalarına sarılıyordun kim bilir sonra neler yaptın. Şimdi beni öpemezsin." diye bağıran kıza şaşkınca baktı.
" Kime sarılmışım ben anlamıyorum gülçin ben seni gördüğümden beri kimseyi görmedim ki " dedi. Bu İtirafla bir an duraksasada devam etti gülçin.
" Ya gözlerimle gördüm sarıldın işte hemde acayip samimiydin " dedi gülçin hala sinirliydi. Az önceki öpüşmenin etkisi geçmemişte olsa sinir ağır basıyordu.
" Ne zaman gördün anlamıyorum gülçin " dedi mete.
" Dün sabah gördüm sana poğaça getirmiştim ama sen o kıza sarılıyordun "
Dün mü ? Dün ? Aha minik bücür ilgiyi görmüş olmalıydı bu kız. Vee vee kendinisine poğaça getirmişti hem kıskanmıştıda. Bu hoşuna gitti ve güldü. O gülünce sinirlendi gülçin.
" Gülme bee pis sapık seni herkese sarılırmısın sen " diye bağırdı. Mete yaklaştı ve sarıldı zorda olsa gülçine.
" Herkese değil. Kuzenime ve sevdiğim kadına sarılıyorum sadece " dedi kulağına doğru. Gülçin anlamamıştı.
" Ne " diye mırıldandı tepinmeyi kesip.
" Dünkü kız kuzenimdi sende sevdiğim kadınsın küçük sarhoş " dedi ve yine öpmeye başladı kızı. İşte şimdi gülçinde ipler kopmuştu. Oda aynı hırsla saldırdı adama....

Ben Kocanım ( Emek Serisi 1 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin