İlklerimiz

4.5K 254 6
                                    

İlgi o havuz  macerasından sonra hızla çıkarak odasına gitti ve kendisini odasına kapattı. Bütün gece çıkmamıştı ama artık yavaş yavaş acıktığını hissediyordu inmeliydi aşağıya artık fakat şimdi o adamı görmeyi hem çok istiyor hemde hiç istemiyordu. Onu görünce vücudu sanki o akşamki tepkileri yeniden veriyor o dokunuşlarını arzuluyordu. Bu utanç vericiydi özlememeliydi o arzuları asla istememeliydi yeniden o dokunuşları bir daha tekrarlanmayacaktı çünkü.  Fakat kerak ettiği şuydu ki burakta özlüyor muydu acaba ? Düşünüyormuydu kendisini.
Güzelce giyindi ilgi biliyordu ki şimdi indiğinde burağı yeniden görecekti.  Garip bir şekilde hem inip genç adamı görmek belkide azıcıkta olsa tenini hissetmek istiyordu hemde ondan kilometrelerce uzaklaşmak istiyordu. Orta yolu bulmaya çalışarak sadece ona biraz tahammül edebilirdi değil mi ?
Kahvaltı servisine yetiştiği için mutlulukla açık büfeye yöneldi. Tabağına çeşitli kahvaltılıklarla doldurdu. Boş bir masaya geçtiğinde etrafa bakındı ama göremedi aradığını.
Yemeğini yerken hissettiği hüznü dağıtmaya çalışıyordu kendisine kızarak.
" Bu kadar çok yiyip nasıl bu kadar zayıf kalabiliyorsun hayreet "
Kafasını yemekten kaldırıp tam karşısına sırıtarak oturan adama bakarken hissettiği mutluluğa nalet etti.
" Sanane " dedi sertçe fakat Burak bu sertlikten zerre etkilenmemişti.
" Ye güzelim sonuçta enerjiye ihtiyaç var değil mi ? Merakta etme o kalorileri eritmenin çok zevkli yolları var. " diyerek göz kırpan Burak halinden çık memnundu. Atışmak bile güzeldi İlgiyle.
İlgi ise bambaşka bir alemdeydi o zevkli yola takılı kalmıştı ha birde o göz kırpışta. Kasıklarında başlayan savaşa isyan olarak biraz kıpırdandı. Burağa cevap bile vermemişti ku ne diyeceğinide bilmiyordu zaten.

Gülçin Poyrazdan aldığı telefonla yaşadıkları kötü olayı dahi unutup onların bu özel gününe yardımcı olabilmek için elinden geleni yapmak için hazırlanıyordu. Mete ise karısının bu hoşgörüsüne bu iyi niyetine bir kez daha aşık oluyordu.  Gülçin o dışarıdan görülen baba parası yiyen şımarık kız değildi kesinlikle o temiz kalbiyle dünyanın en güzel insanıydı. Gömleğinin düğmelerini kapatmaya çalışan karısına arkadan yaklaştı ve yüzünü boynuna gömdü. Tazecik bir bahar kokusu yayıyordu bu güzel kadın. 
" Bir özelliğinde muhteşem olmasın be kadın " diye mırıldandı o kokuyu içine çekerken.
Bu yakınlıkla teni ürperen genç kadın " Neymiş o muhteşem özelliklerim " derken sesi oldukça boğuktu.
" Kokun " diyip seslice soludu kadının boynunu mete  " Tenin " derken bir eliyle belini tutup iyice kendisine yapıştırdı genç kadının sırtını " Güzelliğin " diyerek bu seferde boynuna bir öpücük kondurdu. Gülçini bir oyuncak bebek gibi kendisine çevirip gözlerine baktı.
" Ama en çokta kalbin muhteşem senin " diyerek eğildi ve kalbinin bulunduğu yere bir öpücük kondurdu. 
" Öyle kocaman ki kalbin merhamet ve sevgi dolu "
Genç kadının yine yüzüne bakarak alnına dudaklarını bastırdı bu kez.
" Allaha binlerce şükür ki benimsin Gülçin. Sen benim kabul olm dualarımsın bu dünyadaki cennetimsin. Beni hiç bırakma olur mu ? "
Eriyordu  genç kadın o anlarda aşktan. İçinde taşıdığı aşk sanki taşacak gibiydi içine sığmıyordu. Kollarını zorlukla kaldırıp sıkı sıkı sarıldı kocasına.
" Seni bırakırsam yaşayamam ki. Bırakmak söz konusu bile değil hatta aramızda yasak kelime olsun bu "
" Olsun sevgilim " derken Metenin yüzünde huzurlu bir gülümseme vardı. 

Defne kendisini nelerin beklediğini hiç bilemeden açtı gözlerini yeni güne. Uyanır uyanmazda onu bir süpriz karşıladı. Yatakta tek başınaydı fakat Poyrazın olması gereken yerde bir adet gül ve bir not vardı. Heyecanla hemen nota uzandı.

" Günaydın dünyanın en güzel kadını. Şu an yanında olup seni o yataktan hiç çıkarmamak için  neler vermezdim ama sana verdiğim sözü tutmalıyım sevgilim. Şimdi sana hazırladığım giysileri giyip  kapının üzerine askığım nottaki adrese geliryorsun ama önce mutfağa hazırladığım tostu yemeyi unutma.
           Seni çok  seven kocan  "

Bu adamı sevmemek mümkün müydü acaba ?
Genç adamın dediklerini uygulayıp taksiye attı kendisini defne. Herşeyi düşünen bu adamın yapacaklarını heyecanla bekliyordu.
Verilen adrese geldiklerinde oldukça şirin bir kafeye  gelmişti defne. Kapıda kendisini bekleyen gülçini gördüğünde heyecanla yanına ilerledi genç kadının.
" Hoşgeldin canım " diyerek arkadaşına sarılan Gülçinin kendiside heyecanlıydı.
" Hoşbulduk " derken gözleriyle sevdiğini arıyordu Defne.
" Haydi bakalım doğumgünü kızı gün senin " diyerek onun soru sormasını engelleyip içeriye soktu Gülçin.
İçeriye geçtiklerinde tam ağsını açacaktı ki Defne Gülçin eliyle engelledi.
" Soru sormak yok sadece ortama bırak kendini ve tadını çıkar. " dediğinde kafasıyla onayladı Defne ,
bunu yapabilirdi.
" Aaa pasta da nerede kaldıı? " dişe yüksek sesle konuştu Gülçin ve çok geçmeden üzerinde mavi bir gömlekle yüzündeki  yakışıklı gülümsemesi ile Poyraz elinde pembe bir pastayla göründü.
Akşam birlikte yatıp sabah göremediği bu adamı özlemişti Defne. Herşeyi unutup sabah notta yazdığı gubi hiç odadan çıkmasalar mıydı acaba.
Karısının kafeye yayılan kokusunu içine çekerken elindeki pastayla ilerledi poyraz ve o gün yaptığı gibi pastayı üzerine devirdi. 
Kahkalarını tutamayan iki genç kadın güzel bir görüntü  sergiliyorlardı.
" Defne bence bu adamın kafasında üfle mumu " dedi Gülçin. Aslında o gün bu fikir defneden çıkmıştı fakat o bunu bilmiyordu değil mi ?
Poyrazın kafasına bir mum koydular ve defne keşifle üfledi o mumu. Gülçinde o anları çekmekle meşkuldü.
" Doğum gününü mahfettim özür dilerim " derken muzipti Poyraz.
Gülçinin su içmekle meşgul olduğunu gördüğünde iyice poyraza yaklaşıp fısıldadı.
" Bir öpücük verirsen doğumgünümü mahfetmiş değil inanılmaz kılmış olursun " derken oda muzip bir haldeydi.
" Henüz öpücük yok " deyip karısının burnuna dokunan Poyraz " Ben üzerili değiştiriyim " diyerek içeriye kaçtı.
Sıra şimdi Gülçindeydi. Defnenin yanına gidip "Haydi bakalım " diyerek onu sürüklemeye başladı. 
" Dursana kızım nereye ? Ya poyraz kaldıı " diye isyan etsede Gülçine gücü yetmemişti genç kadının.
" Soru sormak yok defne "

Duşduğu tek şey buydu Defnenin. Bindikleri arabada ilerlerken başka bir laf alamamıştı gülçinin ağzından.
Hamile bir kadındı o bu kadar heyecan istememişti ki !
" Ya bak hamileyim ben ya heyecan ters teperse bir ipucu falan ver  ha "
" Sus defnee " dedi Gülçin. Bu kız hep böyleyi hiç akıya bırakamayacaktı kendisini.
Somurtup kollarını önünde bağladı Defne. Kocasını istiyordu şu anda yanında istediği şeye pişman olmuştu bile.
Yemyeşil bir alana geldiklerinde gülçin arabayı durdurdu ve genç kadına döndü.
" Artık yalnız sın defnecim şimdi arabadan ineceksin ve dümdüz ilerleyeceksin bu yolda sakın ha sapma bir tarafa dümdüz yürü "
Tam ağzını açacakkan elini sallayan gülçin "Soru sorma be kadın olayın tadını çıkar deyince sustu. 
Ona dil çikarıp indi araçtan. Etrafa baka baka dümdüz ilerlemeye başladı. Kimsecikler görünmüyordu etrafta. 
Biraz daha ilerlediğinde  bur melodi duyulmaya başladı.
Duyduğu şarkıyla gülümsedi Defne sanki bir yerden hatırlıyor gibiydi.
Sese doğru ilerlediğinde o yeşilliğin ortasında bembeyaz gömleği buz mavisi kotu ile bu eşsiz tabloya tam uşum sağlamış kocasını gördü. 
Gülümsemesi yüzüne yayılırken yavaş adımlarla yaklaştı kocasına. Tam olarak yüzyüze yaklaştıklarında " Hoşgeldin sevgilim " dedi poyraz. Defne  birşey diyemeden devam etti.
" Senin tam şu anda ben senin sevgilin değilim hiçbirşeyin değilim peşimu bıraksana be adam demen gerekiyor sonra benimdi sessizce bırakamam demem lazım " diyerek karısının elini tuttu.
" Sonrası tam bir mucize gelen bur yağmur bulutu ile sağanak yağış başlar ve sen bana saydırmaya başlarsın en sonunda bende delirip kolundan tutup kendime çekerim seni " diyerek gerçekten kendisini yapıştırdı defneyi.
" Yağmuru yapacaktım ama sen ve bebeğim hasta olmayın diye yapmadım ama diğer kısmı zevkle uygulaşacağım karıcım "
Defne şapşal şapşal bakıyordu sadece. Poyraz bu haline gülümsedi öyle tatlı görünüyordu ki içine sıkası geliyordu.
" Şumdi tam burada delice öpüşmemiz ve benim sana artık beni hayatından asla çıkaramazsın demem gerek ve sonra sende o zaman tüm eziyetlerime hazır ol demen gerek. " dedi ve hafif bir öpücük verdi karısının dudaklarına.
" Fakat ne yaparsan yap senden gelen hiçbirşey bana eziyet olmadı bunu bil. Seninle herşey çok güzel. Ben seni çok seviyorum Defne hepte seveceğim "
Bu sefer dudaklarına egemenlik kurmak için uzandı poyraz ve muhteşem bir tablo oluşturup öpüşürlerken kendilerini çeken gülçini bile fark etmediler...

Ben Kocanım ( Emek Serisi 1 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin