Bu bölüm baya bir duygusal oldu şahsen ben yazarken çok duygulandım. Umarım sizde de aynı duyguyu yaratır :) Bu arada sessiz okuyucularım bir yıldıza basmak bu kadar zor olmasa gerek ha ne dersiniz ;) Multimedia eşliğinde okuyun çünkü ben onu dinleyerek yazdım :)
Defne ve poyraz hiç konuşmadılar hastaneden çıkana kadar sadece doktorla iletişim kurmuşlardı. Defnenin ayağınıda kontrol ettirdirdiler ve şükür ki oradan iyi haber aldılar defnenin alçısı çıkıp bandajlandı ve yavaş yavaş yürüme egzersizi yapması gerektiği söylendi.
Ama bu bile onları mutlu etmedi. İkisininde arabaya binip eve gidene kadar yüzü hiç gülmedi. Nasıl gülsündü ki zaten.
Eve geldiklerinde poyrazın yardımıyla çıktı merdivenleri defne. Hastanede baya oyalanmışlardı. Akşam üzeri olmuştu vakit ve sadece öyle atıştırdıkları poğaça vardı midelerinde.
" Ben yiyecek birşeyler hazırlıyım " diyerek kalkan poyrazı defnenin eli engelledi. Onun sıcacık elini kolunda hissettiğinde kendini tutamayacak kıvama geldi genç adam. Oturup hıçkıra hıçkıra ağlayarak neden ben demek istiyordu.
" Yemek yemenin vakti mi sence " dedi defne ve onunda sesinde birazdan ağlamaya başlayacağını belli eden bir ton vardı.
" Sabahtan beri doğru dürüst birşey yemedin iyileşmen için vitamine ihtiyacın var. " dedi poyraz kaçma bahanesiyle. En azından biraz sakinleşene kadar yalnız olmalıydı. Çünkü hep güçlü olan taraf olmalıydı ona göre erkek dediğin her daim güçlü durmalı ve ailesine sahip çıkıp ayakta tutmalıydı. Kendiside öyle yapacaktı şu anda.
" Konuşmamız gerek " dedi defne ısrarla.
Derin bir nefes alıp " Tamam konuşalım " dedi poyraz ve defnenin yanına oturdu.
Defne şu anda adamın bu bitik hallerini gördüğünde kendisini öldürmek istiyordu. Çünkü bunun sorumlusu tamamen kendisiydi. O gün ısrarla arabayı kullanmak istemese şu anda mutlu yuvalarında huzurla oturuyor olurlardı. Mutlu olacaklarına öyle emindi ki poyrazla evliydi çünkü.
" Ben sana bunu yapamam " dedi en sonunda ve gözlerini sıktığı için birkaç damla yaş firar etti gözünden.
" Neyi yapamazsın ?" Dedi poyrazda kendisini sıktığı için boğuk çıkan sesiyle.
" Sana bu haksızlığı yapamam poyraz. Sen öyle iyi öyle muhteşem bir adamsın ki seni bu mutsuzluğa bu belirsizliğe hapsetmek istemiyorum. O ilk gün gördüğüm , videolarda , fotığraflarda gördüğüm gülüyün hep seninle kalsın istiyorum ben ama benimle bu halde mutlu olamazsın "
Poyraz anlam veremiyordu defnenin konuşmalarına hele ki onun o bayıldığı yeşilleri ağladığı izin cam gibi olmuş halde ona bakarken kafası yerinde değildi.
" Ne demek bu " dedi yine zorlanarak.
Defne elini uzatıp yanağını okşadı poyrazın.
" Beni bırakmanı istiyorum. Kendine yepyeni bir hayat kur. Ne zaman neyi unutacağı belli olmayan bir kadınla olma. Belki o kitle büyüyecek ve beni öldürecek. Sana bunu yaşatamam ben " dedi ve hıçkırarak ağlamaya başladı defne. Ve ardından sımsıkı adamın boynuna doladı kollarını.
" Yapamam "
Hala ağlamaya devam ederken mırıldanıyordu kendi kendine.
" Seni mutsuz edemem "
" Yapamam "Dili beni bırak desede defnenin beden dili öyle bir yapışmıştı ki poyraza beni bırakma diyerek haykırıyordu sanki.
Poyraz sakince bekledi kızın sakinleşmesi için çünkü o sakinleştiğinde kendisi delirecekti sadece kısa bir an için defneye dersini vermek için.
Defnenin ağlaması kesik kesik soluklanmaya dönüştüğünde hala sıkı sıkı poyraza sarılıyordi ve hiç bırakmak gelmiyordu içinden
Böyle bir huzuru nasıl bırakabilirdi ki ama adamla biraz daha kalırsa ondaki o huzuru yok edecekti bunu bilerekte kalınmazdı. Poyraz defnenin sakinleştiğini fark ettiğinde onu kendisinde uzaklaştırdı ve ormanlarının etkisine girmemeye çalışarak konuşmaya başladı." Bu mudur yani tamam beni hatırlamıyorsun ama bu kadar zamanda hiç mi tanımadın ben bu kadar şerefsiz bir adam mıyım gözünde. Nasıl diyebilirsin ki sen bana beni bırak yeni bir hayat kur. Manyak mısın , deli misin be kadın ben sensiz nefes alamıyorum sen ne diyorsun "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Kocanım ( Emek Serisi 1 )
ChickLitAşk emek isterdi ve genç adam emek vermekten hiç vazgeçmiyordu.