🅾 49. Bölüm: 'BAŞKA BİR HİKAYE'🅾

1.2K 87 74
                                    







Her acı günün birinde son bulurdu.

Buldu...

*

✨07.01~ İyi ki doğdun Beria Aytun.❤️
Beria&Arslan

Soğuk ızdırap, sınırsız gökyüzü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Soğuk ızdırap, sınırsız gökyüzü. Çamur bataklığına bulaşmış, yüzü gözükmeyen bedenin ağlamaklı sesleri var. Mavi gökyüzünden süzülüyor damlalar, orada güneş batıyor, batarken sesler çoğalıyor. Bir dil konuşuyorlar. Anlamıyorum.

Haykırıyorlar. Onları duymamı istedikleri belli. Mavilikten damlayan yaşlar çamurlu bedeni yıkadıklarında ayaklarının bacaklarıyla kesilmiş, zayıf bir bebek vücudunu gösteriyor bana. Yuvarlak yüzlü, zayıf, kafasında siyah seyrek saçları olan yabancı bir bebekti bu. Küçük burnunun çıkıntısı dolgun, ince hatları kemikli yüzünü çevreleyen masumane bir bebekti. Sağ elimi ona doğru uzattım. Gelsin istedim, avucuma doğru süzülsün ki tutayım. Bebek cenin pozisyonunda gökyüzüne doğru biraz daha süzüldüğünde, gitsin istemedim. Sağ avucumda yaşatacağım bebek, başka birinin parmakları tarafından başka bir ele hapsedildi. Parmaklar kafes misali bebeğe zindan olurken onu orada bırakamazdım.

"Kurtar beni," diye işittim o dili. Türkçe'ydi.

Başımı kaldırdım, kurtulması zordu.

Bebek gökyüzündeyken ben yeryüzündeyim. Bebek başka bir el tarafından hapsedilirken ben ona doğru adım bile atamıyorum.

"Canı orada bırakma."

Kulaklarımda patlayan bir yankı; çığlık, haykırışlar, serzenişler... Sesin bebeği tutan elinin parmakları cenin vücuduna sarılıp onu sıkmaya başladığında yabancının elinden süzülen kanlar mavi gökyüzünü kirletmezken, "Anne!" diye bir çığlık işittim. Kız bebeğin çığlığını... Cinsiyetini gösteren o masum bağırışı.

Duruyorum. Adım atmak istiyordum ancak ayaklarımda ağırlıklar var. Eğilip bakıyorum bana engel olan ağırlıklara. Sol ayağımdaki baskı, yumruğumdan biraz daha büyük damarları olan kötü kokulu bir nesneydi. Sağımdaki ise kıvrımları belirgin on taraşlı başka bir nesneyken mavi gökyüzünden akan damlalar el tarafından hapsedilip öldürülesiye sıkılan kız bebeğin kanıydı.

"Yaşat beni anne!"

Sağ ayağımı öne doğru atmaya çalıştım. Ayağım zemine yapışmış hareket etmemi engelliyorken, mavi gökyüzünün rengi kirlenmeye başlamıştı. "Ölüyorum anne!"

Başım dönüyor, midem bulanıyor. Aydınlık bir dünyanın içerisine hapsoluyoruz. Benden başka kimse yok.

Bize yardım edecek biri yok.

Ateşin Bilinmez Tonu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin