Bölüm 22

15.3K 361 1
                                    

Merhaba Arkadaşlar. Öncelikle hepinize tek tek teşekkür ederim. Medya da ki Abdullah ve Esra. Bu arada ufak yanlışlarım yazım hatalarım olabilir bunlar içinde özür diliyorum. Yalnız anlatım diliyle ilgili geliştirmem gereken yönler var farkındayım. Eleştirilerinizi kırıcı olmadan paylaşırsanız sevinirim. Sevgilerimle...


Sabah gözlerimi açmaya çalıştığım da sanki göz kapaklarıma biri oturmuş veya bir kocaman tavus kuşu yuva yapmıştı. Açamıyordum. O kadar başım ağrıyordu ki beynimi matkapla deliyorlardı sanki. Gözlerimi yavaş yavaş araladığım da karşımda duran saate gözüm ilişki. Sabah 07:11 di. Abdullah yanımda ince ince nefes alarak uyuyordu. Zaten horlama gibi kötü bir huyu yoktu. Tek sıkıntımız uykusunun çok hafif olmasıydı.

Yataktan yavaşça doğrulurken gözlerini açmıştı bile. Hiç halim yoktu ama lavaboya gitmek istemiştim. Yataktan doğrulup bana destek olmaya çalıştığın da sanki kızgın bir demire dokunmuş gibi tepki vermişti.

- Yavrum sen yanıyorsun.

- Sanırım hastayım. Lavaboya gitmek istiyorum yardım eder misin? Hiç halim yok.

Anne şefkatiyle kollarımdan tutup lavaboya götürdü beni. Klozete oturmama bile öyle dikkat ediyordu ki sanki iki yaşında ki bebek gibiydim. Genzim dolmuş konuşmakta zorluk çekiyordum. Elimi yüzümü yıkamama bile yardım etmişti. Birlikte yatak odasına geçtiğimiz de onun gidiş saati yaklaşmıştı. Aslında benim yanımda olmasının pekte anlamı yoktu artık şu an hastaydım ama mutlaka gidecektim, belki de bana yaşattığı acılar tüm ruhumu ve bedenimi bir virüs gibi kemirdiği için bu kadar güçsüz hale gelmiştim. Artık dayanma ve savaşma sistemim çökmüştü sayesinde.

- Sen git artık ben annemi çağırırım.

- Bu halde nasıl kalacaksın?

- Dedim ya annemi çağırırım. O bana bakar.

Hani bir reklam vardı ya '' Bir tek annem olsun bana bişey olmaz ''. Aynı öyle hissediyordum. Annem dayanamaz gelir bana bakardı ve ben eskisinden bile iyi hale gelip düzelirdim. Onun sevgi katılmış tarhana çorbasının iyi edemeyeceği beden, ruh var mıydı acaba?

Abdullah hazırlanıp evin kapısından çıkarken güçlükle ayakta durabiliyordum. Bir elimi kapının pervazına yaslayıp diğer elim ile de kapıyı tutmuş tüm gücümü kapıya vermiştim. Resmen kapı beni ayakta tutuyordu. Dudağıma öpücük kondurup evden çıktığında zorlukla kapıyı peşinden kapatıp koridorun duvarına tutuna tutuna ufak adımlarla yatağa doğru yürüdüm. Komidinin üzerinde duran su bardağını ağzıma götürürken onu bile tutmaya halim yoktu. Telefona uzanıp yarı açılmış gözlerimle numarasını çevirdim.

- Anne.

Sesim annemin kulağında bomba etkisi yaratmış olacaktı ki kuşkuyla;

- Esra noldu kızım neyin var? diye sordu.

- Hastayım anne. Araba göndersem gelir misin yanıma?

- Tamam kızım. Araba göndermene gerek yok ben şimdi taksi bulurum.

- Hayır anne Bilal'i göndericem rahat gel.

İKİNCİ KADIN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin