Bölüm 82

3.5K 170 25
                                    

Arkadaslar merhaba. Sık sık yazmaya çalışıyorum. Bazen işim oluyor kusura bakmayın. Yorumlarınızı okuyorum mesaj atanlara cevap veriyorum mutlaka. Sohbet ediyoruz. Medyada ki Esra'nin kıyafeti.
Yorumlarınızı bekliyorum. Teşekkür ederim...

@@@@@@@@@@@@@@@@@

Aydın yine bana sormadan kendi kafasına göre planlar yapmıştı. Telefonu kapattığın da

- Aydın sen ne yapmaya çalışıyorsun? Ben bu meydan okumaları yıllar önce yaşadım. Abdullah da Sibel'e ve diğer kadınlara hep aynısını yapardı sonra da defalarca aldatırdı.

- Sen beni onunla bir mi tutuyorsun Esra? Ben şerefsiz miyim?

- Düzgün konuş! Ona şerefsiz deneme izin vermem. O benim oğlumun babası. Ne olursa olsun sevdim ben onu. Ayrıca ben Yeliz için hakaretvari konuşmuyorum farkındaysan...

- Esra konuşacak bişey yok artık. Sen söyleyeceğini söyledin.

Sehpanın üzerinde duran telefonunu ve arabanın anahtarını alıp

- Kendine dikkat et diyerek yanağımdan öptü.

Kapıdan çıkarken arkasından bakakalmıştım. Ne olursa olsun Abdullah'a laf soyletmezdim. Ever doğru onun karakteri zayıftı ama o benim oğlumun babasıydı. Ben Yeliz için o kadar beni küçük dusurmesine rağmen tek bir kötü kelime kullanmamıştım.

      İki gün geçmişti Aydın ile konuşmuyorduk. İş ev arasında gidip geliyordum ama bir yandan da aramasını bekliyordum. Eskiden yaptığım aptallıklarımı yapmayacaktım. Eğer ben ararsam bütün tavrım sıfır olacaktı ve Aydın artık ne söylerse benim hayatından gitmeyeceğimi anlayacaktı. Yine kullanıma açık hale gelecektim onun gözünde.

      Şirkette işler oldukça yoğun olmaya başlamıştı bu aralar. Maliye denetimleri başlayacaktı ve yaz da yavaş yavaş yüzünü göstermeye başlamıştı. Havalar ısınıyordu. Ağaçlar da çiçekler açmıştı.

    Aydın'ı özlemiştim. Telefonum da ki fotoğraflarımıza bakıp düşünüyordum acaba çok mu sert tepki vermiştim.

    Öğle yemeği saati olduğun da çantamı ve telefonumu alıp yemeğe çıktım. Şirketin yakınında ki yemek yerlerinden birine gidip tepsiye istediğim yemekleri alıp cam kenarı olan bir masaya yerleştim. Tam çorbamdan bir kaşık almıştım ki karşımda ki boşluğa elinde tepsiyle Aydın oturmuştu.

- Selam tatlım. Buranın yemekleri güzelmiş beğendim

    Elimdeki kaşığı ona doğru uzatarak

- Senin ne işin var burada?

- Ne demek ne işin var? Yemek yicem ben acıkamaz mıyım?

- Aydın senin şirketin buraya kaç kilometre uzak biliyor musun?

     Yine dalga geçer gibi gülüyordu karşımda...

- Benim arabam var biliyor musun istediğim yere götürüyor beni. 2020 model hem de benzinli

- Aydın dalga geçme

- Seni özledim. Görmek istedim ve geldim. Özür dilerim.

     Gülmeye başlamıştım. Gerçekten duyduklarım mutlu etmişti. Bende özlemiştim.

- Bende seni özledim. Bende özür dilerim. Belki çok sert tepki vermiş olabilirim. Seni kırmak istemedim.

- Esra bunlar olacak şeyler. Elbette tartışacağız önemli olan benden gitme.

       
       Şirkete geçerken onu da kahve içmeye davet etmiştim. Birlikte şirkete odama geçmiştik. Karşılıklı koltuklara oturup Serap'ın getirdiği şekerli türk kahvelerimizi yudumluyorduk.
      Kapının çalınmasıyla odaya Nazif bey girmişti. Ayağa kalkıp tokalaşmıştık.

İKİNCİ KADIN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin