Bölüm 79

3.7K 174 43
                                    

     Aydın'a kendini Abdullah karşısında küçük düşürdüğü için kızgındım.
    Ayrıca evlilik konusunu pat diye önüme koyması da biraz korkutmuştu beni. Emrivakileri sevmiyordum ben. Abdullah bu konuda bezdirmişti beni.
    Yaklaşık bir haftadır fazla yakın değildim Aydın'a. Soğuk davranıyordum. Kırgındım...

Öğleden sonra saat 14:00 civarı telefonum çaldı.

- Nasılsın hayatım?

- İyiyim sen nasılsın?

Bir iki saniye suskun kalmıştı Aydın. Soğukluğuma kızıyordu ama belli etmiyordu. Abdullah olsa çoktan kıyameti kopartirdi.

- Esra akşam buluşalım mı? Konuşmak istiyorum bu ilişki böyle gitmez çünkü.

- Tabii ki. İş çıkışı görüşürüz sen de müsaitsen?

- Tamamdır. Hoşçakal.

     Telefonu kapattığımız da ayrılmak istediğini anlamıştım. Elbette saygı duyardım. Evet canım acırdı ama giden insana da dur gitme diyemedim. Ben Abdullah değildim.
     Yine de onun benden ayrılacağını düşünmek üzmüştü. Akşamı zor ettim.

Akşam olduğunda şirketten çıkıp arabaya doğru yürümeye başladım.
Aydın ile nerede buluşacağımızı konuşmuştuk daha önce.
Arabaya binip buluşacağımız yere doğru hareket etmeye başlamıştım.

- Nasılsın Esra?

- İyiyim Abdullah sen nasılsın?

- İyiyim bende. Kaan uygun mu akşam bende kalsa.

- Elbette alabilirsin. Esma abla evde. Haber vereyim hazırlasın Kaan'ı.

      Anlaşılan bu akşam yalnızdım.
Buluştuğumuz yere geldiğim de arabadan inip Aydın'ı meşgule geçirmişti
Yalnız burası gerçekten çok güzel bir yerdi.

Mesire alanı gibiydi ama bungalov tarzı küçük küçük yemek yeme yerleri vardı ve anladığım kadarıyla o yerlerin içinde de mangal yapabilmek için barbekü yerleri ...

Arkamdan önüme doğru uzatılan çiçeklerle irkilmistim. Aydın arkamdan sarılmış beni kendine doğru çevirmişti.

Bele dolanan kollarının arasından yüzüne bakıp gülümsemeye başlamıştım.

- Özür dilerim canım. Seni kırmak üzmek istememiştim.

- Ben sadece boşa kendini küçük düşürdün ona kızdım.

- özür dilerim.

- Sorun değil ama bu konuyu konuşmamız gerekiyor tabii ki.

Koluna boynuma dolamıştı ben de onun beline elimi atmış yemek yiyeceğimiz yere doğru yürümeye başlamıştık.

İçeri girdiğimiz yerde herşey ahşaptı. Benim doğal şeyleri sevdiğimi bildiği için sanırım buraya gelmiştik.

- Buranın mimarı benim. Ben yaptım burayı. Patronunu tanıyorum.

- Çok güzel bir yer. Beğendim.

Yemeklerin gelmesiyle birlikte mis gibi koku sarmıştı etrafı. Aydın daha önce sipariş geçmişti yemekleri ben gelmeden önce.

Gelen yemeklerin ne olduğunu bilmiyordum açıkçası yine onun engin gurme damağına güvenip yiyecektim.

    Elimdeki çatalla önümdeki eti incelemeye başlamıştım. Aydın ise gülerek

- Önce ye sonra söyleyeceğim.

- Yılan çiyan değil dimi :)

- Hayır tabii ki.

İKİNCİ KADIN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin