Bölüm 81

3.6K 184 20
                                    

 

     Aydın ile birlikte olmamızın üzerinden üç hafta geçmişti. Abdullah artık hiç bir şekilde beni aramıyor Kaan'ı almaya geldiğin de bile doğru düzgün konuşmuyordu.

    Bu durum beni üzmüyor değildi. O sonuçta yıllarca sevdiğim adam çocuğumun babasıydı. Ben istememiştim ki böyle olmasını o aldatmıştı defalarca beni.

      Kaç kere şans vermiştim değerini bilmemişti. Ben de en sonunda gitmiştim. Şimdi sanki onu aldatan ben mişim gibi davranıyor tavır alıyordu.

     Aydın ile çok mutluydum aslında ama bı korkuda yok değildi içim de. Geçmişte çok aptallık yaptığımı biliyordum şimdi de Aydın tarafından kullanılmak yada üzülmek istemiyordum. Ufacık bir tartışma durumunda kesip atardım. Ben bütün tevazu limitimi Abdullah da doldurmuştum.  Aydın'ın bana karşı tavrı nezaketi çok iyiydi. Sahiplendiğini bana hissettiriyordu. Kırmadan dökmeden seviyordu. Hassas olduğumun farkındaydı. Konuşurken bile rica ederek konuşuyordu. Eksik olduğum yönleri mi de yine sakince söyleyip düzeltmeye çalışıyordu. 

- Günaydın hayatım.

- Günaydın bitanem. Nasılsın?

- İyiyim çok şükür. Sen nasılsın Esra hanım ?

- Bende iyiyim. Senden bişey rica edebilir miyim balım. Akşam Duru'yu okuldan alabilir misin? Senin eve götür hem Kaan ile oynarlar benim işim var çünkü. Ben gelir senden alırım.

- Elbette alırım. İstersen bende bile kalabilir. Yeliz bişey demez mi?

- Neden desin ki? Ben söyledim. Onunda işi vardı bana söyledi bende sana söyledim. Anlayacağın ihale sana kaldı bebeğim.

- Tamamdır akşam alırım ben. Görüşürüz.

     Akşam olduğunda şirketten çıkıp arabaya bindim. Aydın'ın attığı konuma varmama az kalmıştı. Duru özel bir kolej de okuyordu. Ben her zaman devlet okulundan yanaydım. Maddi olarak değildi bu düşüncem. Devlet okullarında her zaman daha iyi eğitim verildiğini düşünüyordum. Ben de bir köy okulun da ilk okul ve ortaöğretim i tamamlamış okul birincisi olarak liseye giriş yapmış ve burslu okumuştum. Üniversiteyi de tam burslu kazanıp tamamlamıştım.

       Aracımı okulun girişine park edip arabadan indim. Elimde ki telefon ile oyalanırken Duru'nun çıkış saatinin dolmasını bekliyordum.

- Esra

     Kafamı telefondan kaldırdığım da karşımda esmer hafif uzun boylu zayıf bir bayan dikiliyordu.

- Buyrun.    diyerek yanıtladım.

- Ben Yeliz. Duru'nun annesi.

      Şaşırmıştım. Hani gelmeyecekti? Yüzüme bir gülümseme yerleştirip elimi uzattım.

- A pardon. Merhaba.

Elim havada kalmıştı.

- Elini tutacağımı düşünmüyorsun herhalde. Seninle kanki olmak değil niyetim.

     Sakin kalmaya çalışarak ama dalga geçer gibi bir tavırla ona cevap vermeye başlamıştım.

- Ben şımarık insanlarla arkadaşlık kuramıyorum zaten Yeliz ama medeniyet dediğimiz şey bunu gerektiriyor işte. İlk kez gördüğümüz insana el uzatılıyor bizim oralarda. Neyse seni dinliyorum.

- Sen benimle arkadaş olamazsın zaten tatlım. Buna classın yetmez. Hayatlarımız bile farklı. Aydın ile seninde hayatınız farklı. O merdiven altı insanları yetiştirmeyi sever.

İKİNCİ KADIN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin