Bölüm 74

3.4K 171 17
                                    

Aman Allah'ımmmmm.

Esmer teninin üzerine oval bir yüz yerleştirmişti Allah. Saçları siyahtı ve gürdü. Uzun boylu olduğu belliydi. Abdullah dan bayağı uzundu hatta.
Elindeki Gold sopasıyla poz vermişti fotoğrafinda. Lacivert şortu ve beyaz polo yaka t shirti ile.

Yakışıklı adamdı Allah için. İlk kez kendime birinin bakmayacağını düşünmüştüm.

Koca gün şirkette koşturup durmuştum yine. Bu aralar biraz fazla yoğundu şirket. Bir yandan da Kaan'ın doğum günü hazırlıklarını sürdürüyordum. Aslında aile arasin sevdiklerimizle birlikte kutlamayı düşünüyordum. Fazla görkemli bişey gerek yoktu. Hem daha 1.5 ay vardı

      Öğleden sonra 3 gibi telefonum çaldı. Arayan Aydın'dı.

- Nasılsın? Nasıl geçiyor günün?

- Yoğunum. Boğuldum evraklarda maillerden. Ama iyiyim şuan.

- Tabii iyi olursun benimle konuşuyorsun ... Yine o tok sesiyle gülmüştü...

- Sen de iyice egoist çıktın ya. Seninle her konuşan mutlu mu olmalı :)

- Evet ağrı kesici mutluluk verici özelliğim var benim. Özellikle ismi Esra olanlara.

Karşılıklı gulusmemizin ardından Mustafa'nın odama girmesiyle telefonu kapatmıştım. Bu aralar ona karşı tavrim daha netti. Biz bir arada olamazdık. Bu da onu anlamıştı artık.

Aksama kadar bir iki kere de Aydın mesaj atmıştı öylesine. İletişimi kopartmiyorduk anlaşılan.

      Kendimi tuhaf hissediyordum yıllar sonra. Fazla kaptırmamak için kendime engel koyarken bir taraftan da içimde ki düşüncelere engel olamıyordum. Beyninde ki herşey birbirine girmişti. Hem daha yüzünü bile tam görmediğim adama karşı ne hissedebilirdim ki? Sadece şuna emindim evet gerçekten iyi geliyordu onunla sohbet etmek...

      Akşam olduğunda başım ciddi anlamda ağrıyordu. Eve vardığımda da Esma ablanın yaptığı çorbadan yiyip uzanmıştım salonda. Kaan sehbanin üzerinde ders çalışırken bende telefon elimde internetten haber okuyordum.

- Nasılsın bakalım?

Tabii ki mesaj atan Aydın dı.

- Başım ağrıyor doktor. Bugün iyi gelmedin bana :)

- hmmm bu durumda ne yapsak acaba Esra Hanım. İstersen dışarı çıkartabilirim seni. Bildiğim güzel bir restoran var.

Bu bir çıkma teklifi miydi? Ama şuan olmazdı çünkü Kaan evde tek kalamazdı.

- Çok isterdim ama Kaan evde yalnız kalamaz. Esma abla akşamları bizde kalmıyor önceden haber veriyorum kalması için.

- O zaman yarın akşam müsait olur musun?

- Tamam ben konuşurum Esma ablayla. Yarın iş çıkışı görüşürüz o halde.

- Bu akşam erken yatabilirim haberin olsun.

- Şimdiden iyi geceler o zaman sana.

   Telefonu kapatıp Kaan' ı yanımda çağırmıştım. Kollarımı ona dolayıp yanıma yatırdım. Güzel güzel öpüp onunla ilgileniyorum. Oğlum bu hayattaki en değerli varlığım... Ana oğul birlikte salondaki koltuk da uyuyakalmıştık...

Sabaha karşı Kaan'ı odasına yatırıp bende yatağıma geçtim.

    Sabah erkenden kalkıp hazırlanmaya başlamıştım. Siyah elbisemi tercih etmiştim bugün için. Yakasında ve kollarında hafif dantel detayları vardı.
Altına da siyah stiletto giyip kombini tamamlamıştım klasik iş günüydü işte.

Çantamı alıp evden çıktığımda içim de tuhaf bir duygu vardı. İnternetten tanıdığım biriyle bugün yüzyüze görüşecektim.

Şirkete varıp bütün işleri bir anda halledip akşamı etmek istiyordum. Heyecanlı mıydım ben ya? Yoo hayır o heyecan yıllar öncesinde kalmıştı. Saçmalama Esra ya?

Asistan kızın sabahın köründe odama girmesiyle bugün ki toplantı listemize de kavuşmuş oldum. Hayatımın yüzde 70 i toplanti yaparak kalan kısmı da bu toplantıların notlarını okuyarak geçiyordu.

Akşam üstüne doğru makyajımı tazeleyip işten çıkmaya hazırlanmıştım. Sakin ol Esra sakin ol...

Aydın'ın bahsettiği restoranta geldiğim de aracı baleye verip içeriye doğru yürümeye başlamıştım. İçeri girdiğim de misafir karşılamada ki kızın güler yüzlü Hoşgeldiniz demesi çok hoşuma gitmişti açıkçası. Enerjisi yüksek insanları seviyordum. İsmimi söylediğim de eliyle bize ayrılan masayı göstermişti. Masa boştu henüz gelmemişti sanırım.

    Masaya doğru yürürken benden önce masaya koşar adım birinin gelip sandalyeyi çektiğini gördüm. İnanmıyorum Aydın dı.

- Geciktigimi düşündün ama ellerimi yıkıyordum. Hoşgeldin Esra.

Elimi uzattığı eline karşılık olarak uzatıp gülerek

- Hoşbulduk Aydın. Çok memnun oldum seni gördüğüme.

     İçimde ki heyecanı bastırmıştım zorda olsa. Fotoğraf da göründüğünden daha da yakışıklıydı. Büyük büyük gözleri yemyesildi. Esmer yüzüne çok güzel oturmuştu. Kusursuz kavisli dudak detayları ve simsiyah kaşları vardı. Kesinlikle bakımlıydı. Üzerinde açık mavi gömleği altında siyah kanvas cinsi pantalon vardı. Açık mavi tenini açmıştı.

Elleri büyük ve parmakları inceydi. Ve gerçekten uzun boyluydu.

Yemek yeme şekli konuşurken kurduğu cümleler kusursuzdu adeta. Bu adam medeniyeti çok iyi biliyordu. İlk kez biri için bunu düşünüyordum. Acaba hayat bana " Kızım sen çok yoruldum al sana bu benim hediyem " diyerek Aydın'ı mı vermişti...

     Yenen yemeğin ardından uzun uzun sohbet etmiştik. Konuşması sıkmıyordu kesinlikle. Sürekli yeni yeni konular açılıp sohbet üzüyordu.

- Seni bırakmak istemem ama saat geç oldu Aydın. İstersen kalkalım artık.

Kolunda ki saate bakıp kaşının tekini havaya kaldırdı. Bu benim hareketimdi.
Ben de bişey e dikkat ettiğimde böyle yapardım.

- Saat 10:00 olmuş. Evde oğlun olmasa devam edelim derdim ama onu da düşünmeliyim. Annesini merak etsin istemem.

   Çok hoşuma gitmişti Kaan'ı düşünmesi. Hesabı ödeyip masadan kalktığımızda kapıya doğru yürümeye başlamıştık birlikte. Valenin arabaları getirmesini bekliyorduk ikimizde.

- Esra lütfen tekrarlayalım olur mu bu yemeği? İnan çok keyif aldım.

Mahcup bir ifadeyle gülümseyip

- Elbette fırsat buldukça. Dedim.

Arabaların restoran önüne gelmesiyle tekrar tokalaşıp ayrıldık....

İKİNCİ KADIN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin