Bölüm 39

12.8K 362 18
                                    


Merhaba Herkese. Biliyorum meraktasınız ama yorumlarınızı eksik etmeyin. Sizleri seviyorum.

Doktorun yere bakan gözleri beni deliye çevirmişti. Abdullah'ın omzundan kaldığım kafamın içinde bulutlar dolaşıyordu adeta. Bir anlık sinirle;

- Ne söyleyecekseniz söyleyin artık diye doktorun konuşmasını böldüm.

Adam zaten konuşuyordu ben neden böyle bir tavır sergilemiştim ki.... Sinirdendi herhalde.

- Hanım efendi sakin olun anlatıyorum zaten.

Ağlamaya başlamıştım yine.

- Annenizin ameliyatı başarılı geçti. Fakat çok stresli olduğu için kalp damarları daralmış durumda ve üzüntüden uzak durması şart yoksa bir daha ki sefere kaldıramaz kalp bunu.

O anki sinirle Abdullah'a dönüp yakasına yapışmıştım.

- Allah belanı versin senin. Hepsi senin yüzünden. Sen hayatımın içine sıçtın sen üzdün bizi bu kadar.

Güçsüz kalan bacaklarım artık dayanamamış yere yığılmıştım hastane koridorunda. Gözlerimi açtığım da ilk sorduğum yine annemdi. Teyzem yanımdaki koltuğa oturmuş başımda bekliyordu.

- Annen iyi güzel kızım. Sen sakin ol lütfen.

Dudağımın acısını ilk kez hissetmiştim. Evet Abdullah'ın kıskançlık krizine girip parçaladığı dudaklarım vardı benim...

Yattığım yatakta ilk günlerimizi düşünüyordum...Ne kadar aşk doluyduk. Aysun'a ve diğer zorluklara rağmen hep sevmiştim onu. Her dokunduğum da tenimi alev almıştı... Şimdi ise aramıza dağlar girmişti nerdeyse. Sevgim bitmemişti ama soğumuştum artık yorulmuştum. Ve her seferinde adımları hep boşa çıkartmıştı Abdullah...

Yarın doğum günümdü. 27 Yaşına girecektim. En büyük doğum günü hediyem ise annemin kendine gelmesi ve taburcu ediyor olmamdı. Şimdilik herşey düzelene kadar kendi evime götürecektim ve ne olursa olsun kimseye bişey belli etmeden mutlu evlilik rolü oynayacaktım. Abdullah göreve gittiği için annemin çıkış işlemlerini kendim yaptırıp hemşire yardımıyla hastaneden çıktık. Arabanın arka koltuğuna annemi güzelce uzanmasını sağlayıp direksiyona geçtim. Yol boyunca dörtlü farlarımı açık bırakıp yavaş yavaş kullanıyordum arabayı. Annem ise halinden memnundu. Abdullah ile olan konuşmalarıma kulak misafiri oluyor ve ben ona belli etmemek için gerçek bir eş gibi davranıyordum. Pollyanna gibiydim işte.... Rol yapıyordum sadece...

Siteye girdiğimizde arabayı otoparka park edip anemin kapısını açtım. Bilal benden önce gelip otoparkta beni bekliyordu. Onunda yardımıyla annemi asansöre bindirip eve çıkartmıştık. Bilal valizleri taşıyor ben ise anneme destek oluyordum. Evin kapısından girdiğim de uzun süredir buraya gelmediğimi fark ettim. Doğru düzgün bir türlü oturamamıştım bu evde. Neyse ki Abdullah dağınık biri olmadığı için etraf derli topluydu.

Annemi salonda ki koltuğa oturtup hemen misafir odasındaki koltuğa yatak hazırladım. Açılan koltuğa yatak serip üzerine yastıkları yerleştirdim. Annem yürüyebildiği için sorun yoktu aslında ama ben yine de üzerine düşüyordum.

Akşama kadar annem uyumuş dinlenmiş ben ise yemek yapmakla vakit geçirmiştim. Akşam olduğunda ise Abdullah işten gelmiş hep birlikte yemek yemiştik. Gece olduğunda ise benim aklımdaki düşünceler birbirine girmişti yine. Onunla aynı odada yatacaktım. Aklıma annemin yatağının karşısında ki koltukta uyumak gelmişti. Yastığımı yorganımı alıp annemin odasına geçtim. Abdullah ise bu duruma bir hayli bozulmuştu.

İKİNCİ KADIN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin