Bölüm 7

21.2K 501 12
                                    

Gözlerimi kapının kapanma sesiyle açmıştım. Yanıma baktığımda Abdullah'ın olmadığını fark edip sehpanın üzerinde duran saati elime alıp baktım. Henüz öğleden sonra 13:00 dü. Yatakta doğrulup kalktığımda evden de ses gelmiyordu sanırım dışarı çıkmıştı. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Salonda ki siyah renk masanın üzerinde duran telefonumu alıp onu aradım. Cevap vermiyordu. Camdan dışarı baktığımda arabanın yerinde olmadığını görüp tekrar numarasını çevirdim.

- Nerdesin?

- Geldim canım kapıyı aç ellerim dolu.

Telefonu masaya bırakıp kapıyı açtığımda kucağında poşetler dolu olan Abdullah'ı gördüm. Alışveriş yapmıştı ben uyurken. Kucağında ki poşetleri alıp mutfak tezgahının önüne bıraktım, bu davranışı çok hoşuma gitmişti. Aynı evin erkeği gibi ben uyurken gidip yiyecek şeyler almıştı. Arkamdan sarılıp omzuma bir öpücük kondururken;

- Uyurken kıyamadım seni kaldırmaya. Bende gittim tek başına aldım. dedi.

Arkamı dönüp dudaklarına öpücükler koymaya başlamıştım. Madem ki o erkeğim olmayı bu kadar kafasına koymuştu bende ona kadınlık yapacaktım. Bunu ilk defa istiyordum.

Yaptığım davranıştan dolayı şaşırmış olacaktı ki karşılık bile veremiyordu. Bir kez daha dudaklarımı dudaklarına değdirip fısıldadım

'' Seni istiyorum. ''

Dudaklarıma yapışıp beni mutfak tezgahına yaslamıştı bile. Öyle istekli öpüyordu ki beni sanki senelerdir kimseye dokunmamış gibiydi. Saçlarımı kavradığında kulağıma eğilip '' Gerçekten istiyor musun Esra '' diye sordu.

'' Evet '' dedim '' Seni istiyorum ''.

Dudakları boynuma ulaştığında ben çoktan ıslanmıştım zaten. Elleriyle tüm bedenimi okşarken '' Senden asla vazgeçmeyeceğim '' diye sayıklıyordu. Üstümdeki bluz u çıkartıp yere doğru fırlattığında dudakları ile göğüslerimi keşfetmeye başlamıştı bile. Göbeğimden aşağı indiğinde ise elleriyle alt eşofmanımı indirip küloduma ulaşmıştı. İç çamaşırımı çıkartmaya bile zahmet etmeyip kenara çekmişti dili kadınlığımda gezinirken artık inlemelerim artmaya başlamıştı bile. Artık onun kadını olmaya hazırdım. Erdi'den sonra ilk kez bir erkeğe dokunuyordum. Üstelik başta istemediğim birine kendimi teslim ediyordum.

Ayağa kalkıp belime sarıldığında içimizde ki ufak kıvılcımların artık yangına döndüğünü ikimizde biliyorduk. Boynumu yalamaya başladığında erkekliği kadınlığımın derinliklerinde ki yolculuğuna başlamıştı bile. Git gelleri hızlandıkça adım dudaklarının arasından dökülüyordu ve bu beni deli ediyordu. İçimde sıcaklığını hissettiğimde bende zaten kendimden geçmiştim artık.

Boynuma sarılıp '' Kadınımsın artık '' diye fısıldadı. Gözlerim dolmuştu sanki Erdi'ye ihanet eder gibiydim. Yanağıma bıraktığı öpücüğün ardından banyoya gitti. O kadar tuhaf bir duygu içindeydim ki bir yanım sevilmekten dolayı mutlu diğer yarım kan ağlıyordu. Bende peşinden banyoya gidip ılık bir duş aldım. Bornoza sarılıp odaya geçtiğimde Abdullah ikimize de kahve yapmış salonda ki fransız balkonun önünde duran koltuklarda beni bekliyordu. Bornozla yanına gidip oturdum. Yerinden kalkıp oturduğum koltuğun önüne gelip yere oturdu, ellerimi ellerinin arasına alıp;

- Sakın pişman olma Esra. Utanılacak bişey yapmadık. Ben nefes aldıkça hep benim olacaksın sana söz veriyorum. Ben sana aşığım hem de deli dolu.

Söyledikleri şaşırtmıştı beni. Bu zamana kadar bir kere bile aşkım demeyen adam bana aşık olduğunu söylüyordu.

- Sen bana aşık mısın?

- Evet ilk kez şube de gördüğüm günden beri aşığım sana. Ağır başlı oluşuna, gülümsemene aşığım.

- Ben çok şaşırdım.

- Sen bana aşık falan değilsin biliyorum bunu ama ben beklerim. İlk zamanlar hiç istemezken şimdi kadınım oldun eminim bir gün sen de seveceksin. Benim yapım sert biraz sürekli aşkım canım demem ama benim baş tacımsın bunu bil bebeğim.

Bunları duymak hoşuma gitmişti. Yüzümdeki gülümsemeyi görüp koltuğun kenarına oturdu ve saçlarıma sayamadığım bir sürü öpücük kondurdu.

Onu sevmeye başlamıştım artık hem onun olmuştum kabul etmeliydim bazı şeyleri. Üzerimde ki bornozdan kurtulmak için oturduğum koltuktan kalkıp yatak odasına gittim. Buraya gelirken giydiğim kıyafetlerimi üzerime geçirip odaya döndüğüm de Abdullah mutfakta yemek hazırlamaya başlamıştı bile. Yanına gidip elinde ki bıçağı aldım.

- Aman komutanım ben yaparım siz zahmet buyurmayın.

- Bu evin komutanı sizsiniz Esra hanım ne demek.

Evli çiftler gibi mutfakta hem yemek yapıp hem şakalaşıyorduk ve sanırım gerçek huzur buydu. Gözlerimde ki o ışık geri gelmişti benim. Sote yaptığımız tavukların yanına pilav yapmak istemiştik fakat bi sorun vardı ben pilav yapmayı bilmiyordum ki...

Abdullah bunu öğrendiğin de,

- Hayat müşterektir sevgilim. Sen tavukları hallettin ben de pilavı demişti.

Ben ne kadar şanslıydım böyle. Ne kadar anlayışlı bir erkeğe sahip olmuştum. Abdullah pilavı yaparken bana da göstermeyi ihmal etmiyordu.

- Bir su bardağı pirince iki bardak ılık su koyacaksın balım. Fazla koyarsan lapa olur az koyarsan pişmez.

Askerleri tarafından neden bu kadar sevildiğini şimdi daha iyi anlıyordum. Öğretici ve anlayışlı oluşu kendini sevdirmeye yetiyordu.

Yemek pişene kadar masayı hazırlamıştım ben o da çalışma masasına oturmus lap toptan haberlere bakıyor hem de bana gündemi özetliyordu. Yemekler hazır olduğunda birlikte masaya geçip oturduk. Tabağında ki yemekten bir lokma aldıktan sonra yüzüme bakıp gülümsemeye başladı.

- Esra.

- Efendim.

- Biz aynı evde olsak sence nasıl olur ?

- Ne demek şimdi bu ?

- Ben mesleğim gereği bi süre evlenemem bir kaç ay yasağım var ama bu süre de senden uzak olmak istemiyorum. Yasağım bittiğinde de evleniriz.

- Aslında bende evden ayrılıp kendime yeni bi hayat kurmak istiyorum

- Bu evde oturmayız çünkü evli olmadığımız için askeriye aynı evde olduğumuzu öğrenirse mesleğim gereği sıkıntı olur. Evlenmeden aynı evde oturmak yasak çünkü. Burası kalır sana başka bir ev tutarım.

Söyledikleri olumlu gelmişti bana. Benim acelem yoktu ona karşı içim de tuhaf bi güven vardı.

- Sorun değil hayatım ben beklerim acelem yok. Sen yanımda ol yeter bana.

Saate baktığım da iyice akşam olmaya başlamıştı. Çıkmak için hazırlanırken akşam yemeğinden kalma masayı hemen toplamıştım. Çantamı alıp kapıya yöneldiğim de Abdullah da valizini alip çıkmıştı. Yola çıktığımız da artık hiç bisey eskisi gibi değildi. Ona karşı daha bağlı daha saygılı bir Esra vardı. Artık onun olmuştum sonuçta onu taşımayı öğrenecektim...

İKİNCİ KADIN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin