Bölüm 93

5.2K 209 39
                                    

Aydın telefonu kapattığın da yüzüme doğru bakmaya başlamıştı. Kafama iki yana ne oldu anlamında sallayıp durdum. Gözleriyle telefonumu göstererek bana mesaj atmıştı.

" Yeliz ölmüş Hastaneye gitmemiz lazım. Duru'ya ne diyeceğiz "

- Bilmiyorum ki

         Böyle bir şey daha 9 yaşındaki çocuğa nasıl söylenirdi bilmiyordum. Üstelik daha bir kaç saat önce ayrılmıştık yanından. Benimde gözlerim dolmuştu aslında. Yaşın kaç olursa olsun annesizlik çok kötü bir şeydi...

     Aydın biz yemeği bitirene kadar sabretmisti. Hemen kalkıp Duru'yu panikletmek istemiyordu.

- Bitanem yediysen kalkalım mı Duru'cum?

- Tamam nereye gidiyoruz baba?

- Tatlım hastaneye dönmemiz lazım. Annenin biraz ağrısı varmış onu görelim. Seni görünce geçer biliyorsun.

    Masadan kalkıp arabaya doğru yürürken Aydın elimden tutup biraz geride kalmamızı sağlamıştı.

- Esra nasıl soylicez bunu Duru'ya?

- İnan bilmiyorum.  Hastaneye gidince bı doktora sorarız. Psikolojik destekle belki söylenebilir.

       Aydın oldukça hızlı bir şekilde hastaneye varmıştı. İkimizde hem üzgün hem Duru için dusunceliydik. Yeliz'in annesi o kadar çok ağlayıp bağırıyordu ki  Duru'ya bir şey aciklamamiza gerek kalmamıştı.

- Anneanne anneme bişey mi oldu? Öldü mü? Annemi istiyorummm.

   Duru annesinin öldüğünü anlamıştı bile. Öyle kötü anne diye bağırıyordu ki ben bile ağlamaya başlamıştım. Annem için ağladığım aklıma gelmişti. Cennet olsun mekanın anne diye geçirmiştim içimden. Canim yanmıştı be.

    Aydın Duru'ya sarılmış teselli ediyor Kaan ise bana sarılmış şaşkınca çevrede olanlara bakıyordu.
   
      Cenaze işlemleriyle Aydın ilgilenirken tüm aile buradaydı. Ebru Duygu hatta Seher Anne... Bense halsizdim. Yorulmuştum iyice.  Eve gitmek az da olsa dinlenmek istiyordum.

     Aydın'dan izin alarak Kaan'ı da alıp eve geçmiştim. Adım atacak halim kalmamıştı. Tabii Duygu da benimle birlikte gelmişti eve.

- Esra çok solgun görünüyorsun?

- Evet çok yoruldum. Duru'nun ağlaması falan çok üzdü. Kendi annem aklıma geldi. Bende çok özledim onu Duygu. Bir de hamilelik insanı duygusal yapıyor.

- Neee sen hamile mısın?

- Ay evet söyleyemedim ortalık karışıktı. Hamileyim 2 aylık.

    Duygu hemen telefona sarılıp Seher anneyi aramıştı bile.

- Anne mujdemi isterim Esra yengem hamileeee.

      Telefonu kapattığın da ona çok kızmıştım. Bu durumda insan müjdeli haber mi verirdi?

- Duygu diğer gelin öldü yenisi hamile dedin resmen sen. Çok ayıp ya.

- Hiç de bile annem çok sevindi. Hem hepimiz seni çok seviyoruz Esra. İnan biz Yeliz'i bu kadar benimseyemedik. O hep yukardan baktı bize. Allah büyüktür ama bak o kadar böbürlendi şimdi o da toprak altına konacak. Bu hayatta hepimiz oraya gideceğiz. Fazla havalı olmanın anlamı yok.

- Tatlım abin de farklı değil ama soylim.

- Evet Aydın abimde havalıdır biraz ama Yeliz kadar değildir. Bir de kimseyi küçük görmez asla.

     Dedikodu yaparken uyuyakalmıştım. Duygu Kaan ile birlikte oyun oynamaya başlamıştı.

       Aydın'ın saçlarımı sevmesiyle gözlerimi araladım.

- Hoşgeldin.

- Hoşbulduk.

- Naptınız?

- İşlemleri hallettik. Duru bu akşam orada kalacak. Teyzeleri falan ilgilenirler. Bende yanına geldim senin.

      Kolumda ki saate baktığım da gece 21.30 u gösteriyordu. Bayagidir uyumuştum.

      Yatağımdan kalkıp elimi yüzümü yıkadığım da midem fena derece de bulanmaya başlamıştı. Lavaboya koşarken Aydın da peşimden geliyordu zaten.

- Biliyor musun kiminle evlensem eski eşi ölüyor. Abdullah'ın da eski eşi Aysun öldü. Bir keramet var bende ama hayırlısı.

     Aydın bu sözlerime dayanamayıp kahkaha atmıştı.

-Senin beddua tutuyor o zaman.

        Ertesi gün işten cenaze nedeniyle izin almıştım. Erkenden kalkmıştık hepimiz Aydın Duru'nun yanına gitmiş bende oğlumla öğlenleyin cenazeye gidecektim. Telefonun titremesiyle elime aldığım da arayan Abdullah'dı.

- Efendim.

- Nasılsın Esra?

- İyiyim. Bişey mi oldu?

- Noldu neyin var?

- Ya Abdullah sen nasıl bı adamsın? Nasıl kocama mesaj atar o bana dönecek dersin? O akşam beni de boş yere çağırmadın sen.

- Ben gerçeği söyledim Esra. Sen ne kadar başkasıyla evli de olsan benimsin. Ben varım aklında.

- Sen bir ruh hastasısın. Nasıl yıllardır bunu fark etmeden yaşadım anlamıyorum.

- Aşıktın ondandır. Bende sana aşıktım. Hala da aşığım.

- Ben hamileyim. Kocamı da çok seviyorum. Onu görünce içim ferahliyor. Güveniyorum. Ben ona aşığım anla bunu. İnan Kaan senin gibi bir adamdan oldu diye bin pişmanım. Uckuru zayıf karaktersiz birisin sen. Bana aşık olan adam evine 16 yaş küçük birini almaz.

- Esra Kaan'ın velayetini senden alıyorum.

      Sinir olmuştum iyice bu cümlesine.

- Sen kimsin ya? Git daha aç bakalım verecek mi mahkeme görüşürüz. Şimdi siktir git benim daha fazla asabimi bozma.

        Tepem atmıştı iyice. Velayet alacakmış. Sen köpek bile bakmazsın çocuğa nasıl bakacaksın beyinsiz.

    Oturup ağlamaya başlamıştım. Ben ona yıllarca katlanmış her kahrını çekmiştim. Şimdi duyduklarım bunun karşılığı mıydı?





İKİNCİ KADIN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin