Bölüm 27

15.9K 394 36
                                    

Merhaba Herkese. Gerek özelden gelen mesajlar için gerekse burada ki yorumlarınız için teşekkür ederim herkese. Esra için hepimiz üzülüyoruz ama bir çok kadının gerçek hayatta başına gelen şeyler bunlar. Aslında bu kitabı yazarken belki bir kaç kadına ya da genç kızımıza yol gösterebilir düşüncesindeyim. Bu arada medya da ki Esra. Hepiniz sevgiyle kalın...


Soğuk... Tenim, bedenim sanki buzullarda ki bir kar tanesi kadar soğuktu. Damarımda ki kanım bile donmuş akmıyordu sanki. Benim için ayrılan oda da Sevil, Çağan ve annem ile birlikteydim. Arkama konulan yastıklara yaslanmış bir şekil de bir elim annemin avucunun içinde diğeri ise karnımın üzerinde boş gözlerle üzerimde ki çarşafa bakıyordum.

Annem eliyle elimi ovalayıp duruyordu. Ne konuşuyordum ne de konuşulanları duyuyordum. Düşünüyordum... Bu yaşa kadar kaç kere terk edildiğimi... 26 yaşında henüz gençliğinin en güzel çağında ki bir kadının nasıl olur da bu hallere geldiğini düşünüyordum... Doğduğum da babam terk etmişti. Fazla gelmişti sorumluluğum herhalde ona da. Sonra Erdi. Aslında onu terk eden bendim ama bana çektirdikleri de ortadaydı. Ve Abdullah... Büyük bir aşkla bağlı olduğu söylediği kadını, bir kaç gecelik zevk uğruna aldatmıştı. Sahi benim ne eksiğim vardı? Abdullah ne bulmuştu diğerlerinde? Peki bebeğim neden beni terk etmişti? Çok üzmüştüm onu. Belki de herkesi üzdüğüm için gidiyorlardı benden... Belki bir gün annem de gidecekti. Bunları düşünürken gözlerimden aşağı süzülen iki damla yaş acımı anlatmaya yetmiyordu.

Sevil annemin kulağına eğilip bir şeyler söylediğin de annem yerinden doğrulup saçımı okşayarak Sevil ile birlikte dışarı çıktı. Oda da Çağan ile birlikte kalmıştık. Çağan yanıma gelip yatağımın ucuna oturduğunda yüzüne utancımdan bakamıyordum. Elimi ellerinin arasına alıp yüzümü sevmeye başladığında adeta fısıldar gibi konuşuyordu benimle,

- Geçecek güzel yüzlüm. Tüm bunlar geçecek. Biliyorum sırası değil ama ben hep senin yanında olacağım senin. Sen kendine geldiğin de emin ol herşeyi unutman için elimden geleni yapacağım..


Kendinden o kadar emin konuşuyordu ki bana Abdullah'ın ilk başta verdiği sözleri hatırlatıyordu.

'' Seni asla aldatmam Esra '' '' Sen benimsin Esra '' ve daha bir sürü palavraydı işte.

Elimi Çağan'ın ellerinin arasından çektiğim de annem ve Sevil elin de çay tepsisiyle odaya girmişlerdi. Bizi böyle el ele görmedikleri çok iyi olmuştu yoksa yanlış düşünebilirlerdi.

Annem tepsiden aldığı çay bardağıyla birlikte küçük tostu bana uzattığında kafamı yana doğru çevirip yemeyeceğim dedim. Annem sanki küçük bir çocukmuşum gibi tostu ağzıma doğru tutup '' Yiyeceksin bunu '' diyordu. Zor da olsa annem için bir ısırık aldım. Sevil elinde tuttuğu telefonbu bana uzattığında kulağıma koyup '' Efendim '' dedim.

- Yavrum.

- Seninle konuşmak istemiyorum Abdullah. Hatta adını bile anmak istemiyorum senin.

- Esra yapma böyle beni bi dinle lütfen yalvarıyorum sana.

Telefonun kapatma tuşuna dokunup kapattığım da ona karşı içim de bir nefret biriktiğini anlamıştım. Ben kinci biriydim mutlaka intikamımı almalıydım. Bu kadar yaşadığım kötü günler yanına kalmamalıydı.

İKİNCİ KADIN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin