Bölüm 25

15.5K 375 20
                                    

Merhaba Arkadaşlar :) Öncelikle hepinize çok çok teşekkür ederim beni yalnız bırakmadığınız için. Kitap hakkında düşüncelerinizi merak etmiyor değilim? Sizce nasıl ilerliyor? Ve neler olmalı gelecekte? Evet bu bölüm de belki biraz üzülebilirsiniz. Medya da ki Esra'nın dinlediği şarkı. Bölümü okurken dinleyebilirsiniz. Sevgilerimle...


Bir kadın sürekli konuşuyorsa korkmayın.O kadın bir gün susarsa, sesini çok özleyebilirsiniz....


Hiç kalbiniz ağrıdı mı? Hani böyle sanki tüm kılcal damarlarınıza kadar bir acı hissettiniz mi? Ya da pişmanlık? Hiç pişman oldunuz mu mesela? Zamanı geri almak istediniz mi? Hayat size hiç ağır bir darbe vurmuş muydu? İşte bütün bu soruları bana sorduğunuz da hepsine '' Evet '' diyebilecek kadar pişmandım artık...


Sabah erkenden mide bulantım yüzünden gözlerimi açmıştım. Yatak da sırt üstü pozisyonda tavanı seyredip bulantımın hafiflemesini bekliyordum. Elbette Abdullah yanımdaydı. Bana arkasını dönmüş bir şekil de yatıyordu. Yorganı üzerimden kaldırıp ayağımı yere attım ve yatakta oturdum. Yatağın yanında ki komidin de duran telefonuma baktığım da saat sabaha karşı 05:18 i gösteriyordu. Ayağa kalkıp odanın camından dışarıya bakmaya başladım.Hava aydınlanmaya başlamış, güneş yeni bir günün temellerini atıyordu. ''Yeni bir gün, yeni bir hayat demekti'' elimi karnıma koymuş bunu düşünüyordum. Bakalım yeni bir gün bizim hayatımıza ne getirecekti?

Banyo da elimi yüzümü yıkayıp mutfağa geçtim. Midem her bulandığın da mutfakta ne bulursam yiyordum. Eh biraz kilo almıştım tabii. Tamam itiraf ediyorum şimdiden üç buçuk kilo almıştım bile. Bu sefer tam tahıllı bir dilim ekmeğe tuzsuz peynir koyup ağzıma attım. Tuzsuz peyniri Abdullah almıştı geçen akşam marketten. Tuz bebeğe iyi gelmez diye. Arada babalık yapası geliyordu.

Yatağa döndüğüm de ufak adımlarla yere basıyordum onu uyandırmamak için. Yorganı kaldırıp yatağa girdiğim de Abdullah gözlerini aralamış, bana doğru dönmüştü.

-'' Noldu yavrum '' dedi uyku mahmuru haliyle.

- Midem bulandı bitanem. Seninki rahat durmuyor yine'' dedim onun yüzünü severken.

Bu adamın her haline aşıktım ben. Eğilip dudağına ufak bir öpücük kondurduğum da Abdullah da belimden tutmuş beni kendine doğru çekmişti. Yorganı üzerime örttüğün de başımı omzuna koymuştum. Keşke hep böyle huzurlu olsaydık...

- Abdullah.

- Efendim yavrum.

- Beni seviyor musun?

- Seni de seviyorum. Sizi de seviyorum.

Çok hoşuma gitmişti bu cümle... Biz... Ben ve bebeğim... Evet bazen sinir atakları geçiriyordu ama seviyordu bizi Abdullah emindim buna. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken sevdiğimin kokusu genzime doluyordu. İşte huzur buydu...

Sabah gözlerimi açtığım da Abdullah'ın eli saçlarıma dolanmış bir haldeydi. Beni severken uyuyakalmıştı. Kendimi ondan kurtarmaya çalışırken üzerime attığı bacağını çekti. Üzerimden bir yük kalkmıştı. Tabii bu arada o da uyanmıştı.

- '' Hadi bakalım komutan kalk bana yardım et '' diyerek gülümsedim.

Yataktan kalkıp mutfağa gittiğim de o hala yatıyordu.

'' Komutan kalk hadiiii '' diyerek bağırdığım da cevabı '' Geliyorum '' olmuştu. Yine kahvaltı hazır olunca gelmişti tabi kii.


İKİNCİ KADIN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin