Multimedya: Kasım
Bir anda ayağa fırladım. Bu adam hangi cüretle kapıyı kilitlerdi. Öfke kusan bakışlarımı ona dikmiştim.
"Sen kim oluyorsun da o kapıyı kilitliyorsun."
Kapıya yönelecekken o benden önce davranıp kapının önünde durmuştu.
Zafer kazanmış edasıyla gülüyordu."Vay vay Elif hanıma bakın. Hala aynı hırçın kız. Ama buraya kadar küçük hanım. Kumalıktan kurtulup bu konağa hanım olacağını mı sanmıştın? Senin için asıl zulüm bundan sonra başlıyor. Gözünü açmaya geldim kızım."
Söylediklerinden birşey anlamıyor hırsımdan yumruklarımı sıkıyordum.
"Kardeşimin bedelini hanımağa olarak mı ödeyeceksin sandın? Sen kuma olmadın ama üstüne kuma gelecek."
Hayır hayır benden intikam almak için böyle konuşuyordu. Amacı bir anlık bile olsa beni çıldırtmaktı.
"Defol git burdan midemi bulandırıyorsun."
"Gideceğim hanımım fakat gerçekleri söyleyeyim de gözün açılsın. Ömer niye senle evlenmeyi kabul etti bir düşün bakalım."
Bu soruyu daha önce defalarca düşünmüştüm. Ama cevabı bu adamdan mı öğrenecektim. Hayır bunu Ömer'e soracaktım. Ondan öğrenmeliydim. Tekrar kapıya yönelmeye çalışsam da engel olmuştu. Neden kimse bu odaya girip beni bu iğrenç adamdan kurtarmıyordu.
"Çık dedim sana. Ömer gelip seni burda görürse..."
"Ömer mi? "Ömer'in gözü seni görür mü ki?" Diye alaycı bir kahkaha atmasıyla sinirden ağlayacaktım neredeyse.
"Ömer'in sevdiği var."
Duyduğum söz karşısında başım dönmeye başladı. Olduğum yerde kalmış, düşmemek için duvara tutunmuştum. Kendimi toparlayıp hışımla başımı kaldırıp yüzüne baktığımda pis pis sırıtması beni çıldırtsa da sakin kalmalıydım.
"Çık dışarı daha fazla seni dinlemek istemiyorum."
"Ya işte böyle küçük hanım. Eğer benim olsaydın seni sultanlar gibi yaşatırdım. Oysa ki Ömer sırf sevgilisiyle evlenmek için seni kullandı."
Kapıya yakın duran koltuğa bedenini bırakmış yayılarak oturup devam etti.
"Amcam Sevda'yı istemiyordu. Senle evlenmesini isteyince Ömer önce kabul etmedi. Sonra Sevda'yı senin üstüne kuma getirmek şartıyla kabul etti. Ömer sana değil ona kocalık yapacak. Sevdiği kadını el üstünde tutarken sen besleme gibi olacaksın bu evde."
Ellerimle kulağımı kapatsam da söylediklerini duyabiliyordum. Hayır bu adama istediğini vermeyecektim. Amacı belliydi. Gözleriyle beni süzüyor vereceğim tepkiyi bekliyordu."Sen zavallı birisin." diyebilmiştim. Bu sözüm üzerine pis pis gülerek yerinden kalkarak elini kapıya atmış çıkmak için hamle yapmıştı. O sırada arkasını dönüp bana bakarak "Asıl zavallı kimmiş göreceğiz." diyerek çıkıp gitmişti.
Odanın içinde dönüp duruyordum. Gülsüm hanım yada Ömer gelse bunların doğru olup olmadığını öğrenecektim. Ömerle ilgili yaşadıklarım film şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu. Nişanına ve beni evimden almaya gelmemiş bir kez olsun arayıp sormamıştı beni. Ama buraya geldiğimden beri ilgileniyordu benle. Beni gönlüne kabul etmişti. Bir insanın gönlü iki kişiyi alır mı? Üstelik gece merak edip yanıma gelmiş benim için uykusuz kalmıştı. Ama bana mesafeli davranmış bugün bile yanımda fazla oturmamıştı.
Aklımdaki sorularla kafayı yiyecektim. Hayır bu adam yalan söylüyordu. Amacı benden intikam almaktı. Yerime oturmuş ağrısı şiddetlenen başımı eğip ellerimin arasına almıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL
SpiritualBEDEL SERİSİ 1 Bir canın bedeli kaç can, kaç hayat, kaç umut eder? Elif ve Ömer'in hikayesi bu.. Bedele kurban edilen iki hayatın hikayesi.. Birbirine zıt iki karakter, iki yaşam, iki kırık kalp.. Mecburen birleşen iki hayat.. Elif.. İstanbul'da doğ...