BEDEL 20 *BEN SENİN KOCANIM*

98.3K 4.3K 162
                                    

Sofra kurulmuştu ama hiç canım istemiyordu. Bekir ağaya ayıp olmasın diye yemeye çalışacaktım. Yemeğe başlayacakken açılan kapının sesiyle kapıya baktım. Gelen Ömerdi. Ömer'i görünce içime dolan heyecan yüzüme yansımıştı.

Yerimden kalkıp karşılamıştım onu. Ev halkına selam verdikten sonra elini yıkamak için içeri girmişti. Yerime oturacakken Gülsüm ana kulağıma eğildi.

"Kızım, git kocanla ilgilensene."

Gülsüm ananın uyarısıyla Ömer'in peşinden gittim. Ömer beni farkedince içten bir tebessümle yanıma yaklaşıp yüzümü ellerinin arasına almıştı. Yanağımdan öpmeye çalıştığında başımı geri çekerek engellemiştim onu. Şuan ondan iğreniyordum.

"Nasılsın canım?" Sorusuna yüzüne bakmadan "iyiyim." demiştim. Oysaki iyi değildim. Ellerini yıkadıktan sonra birlikte sofraya dönmüştük.

"Ne yaptın hallettin mi işi?"

"Hallettim baba. İki gün işe gitmeyince işler birbirine girmiş."

Ömerle babasının konuşmasından iş yüzünden geç geldiğini anlamış, kafamda kurduğum düşüncelerden dolayı kendime kızmıştım. Ama bugün gitmese başka gün gidecekti o kadına.
               
Yemekten sonra çaylar içilmiş baba oğul koyu bir muhabbete dalmıştı.
Yatsı namazımı kılmak için odama çıkmıştım. Namazdan sonra banyoya girmiştim. İki dakika geçmeden banyonun kapısı çalındı.

"İşin çok kaldı mı? Ya da ben geleyim yanına?"

Ömer'in şımarıkça söylediği söze "Gel" diye karşılık verdiğim anda kapıyı açıp içeri girmişti. Aynanın karşısında saçımı tararken aynaya yansıyan yüzündeki hayal kırıklığı beni güldürmüştü. Belime kadar uzanan saçımı toplarken arkamdan belime sarılıp boynumdan öpmüştü. Kendimi kollarının arasından kurtarayım derken beni köşeye sıkıştırmıştı. Bir elini duvara dayayıp kaçış yolumu kapatırken diğer eliyle yanağımı okşayıp öpmüştü.

"Niye kaçıyorsun benden. Ben senin kocanım. Seni istiyorum."

Yüzünü iyice yüzüme yaklaştırmış kara gözlerini korkudan açılan gözlerime dikmişti. Konuşurken nefesini yüzümde hissediyordum.
Dudakları dudaklarımla birleştiğinde kalbim kapana kısılmış kuş misali çarpmaya başlamıştı. İlk defa dudağıma bir dudak değmişti. Eşimin dudaklarıydı. Ben ona helaldim fakat o bana yasaktı, bana uzaktı. Başkasına aitti o dudaklar.
Gözlerimi sımsıkı kapatmış bir tepki veremiyordum.

Dudağımdaki sıcaklık uzaklaşınca başımı önüme eğip derin bir nefes almıştım. Parmaklarıyla çenemi kaldırıp gözlerini gözlerimle birleştirdi. Dudaklarımız arasında kısacık bir mesafe vardı.

"Neden öpmeme karşılık vermiyorsun?"

"Ben.. Ben öpmedim kimseyi.. Yani.. İlk defa..."
Sesim titreyerek zor konuşmuştum. Hatta konuşamamıştım. Parmağı dudaklarımda gezinirken hafif tebessüm etmişti.

"Gerçekten mi? İlk defa.. İlk ben mi öptüm bu dudakları?"
Önceki gün söylemiştim ona bunu. Ama sanki bilmiyormuş gibi tekrar ettirmek hoşuna gidiyordu.

Ben ona aittim ama o bana ait değildi. Bunu bilmek canımı çok acıtıyordu.

"Evet. Bana ait olmayan dudaklar çaldı ilkimi. Başka bir kadına ait."
Ağzımdan tokat gibi çıkan sözle kendini biraz geri çekmişti. Boşluktan faydalanıp odaya kaçmıştım. Hemen yatağı açıp erken olmasına rağmen yatağa girdim. O da birşey demeden balkona çıkıp sigara yakmıştı.
Balkonun kapısı açılıp tekrar kapanınca içeri girdiğini farkettim. Arkam dönük olduğu için göremiyordum. Üzerini değiştirmeye gidip çok geçmeden yatağa girmişti.

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin