Bölüm şarkısı: Sezen Aksu/Vazgeçtim
Ömer'den ayrılıp arabaya bindiğim anda gözlerime hapsettiğim yaşları serbest bıraktım. Yüreğimi ardımda bırakmıştım. Oysaki ayrılığı böyle hayal etmemiştim ben. Çok kolay olacaktı. Onun bana yaşattığı acıları düşününce, ayrılmak hiç zor gelmeyecekti. Peki bu yüreğimdeki sızı nedendi? Neden bu kadar canım yanıyordu? Oysaki ben Ömer'siz mutlu bir hayata adım atacaktım.
Ne diyorlardı bu durum için? Tereyağından kıl çeker gibi kolay olmuştu. Öyle miydi sahiden? Oysaki benim bedenimden can çeker gibi canım yanmıştı.
"Anne, ben ablama gitmek istiyorum. Eve gelirsem herkes üstüme gelecek. Yalnız kalmak istiyorum bir süre."
Samet, annemin cevap vermesine fırsat vermeden itiraz etmişti bile.
"Hiçbir yere bırakmam seni. Merak etme kimse birşey bilmiyor."
"Nasıl kimse bilmiyor? Ömer buraya gelip ortalığı ayağa kaldırmıştı hani."
"Ömer'e kızıp ablasının evinde saklandığını ve ertesi gün evine döndüğünü söyledik. Olanlardan kimsenin haberi yok."
Bunu duymak iyi gelmişti. En azından insanlara laf anlatmak zorunda kalmayacaktım.
Annemin evine ulaştığımda hüzün vardı yüreğimde. Aileme kavuşmama bile sevinememiştim. Ailemi görmek için can atarken, şimdi yalnız kalmak istiyordum. Kendimle başbaşa kalmaya ihtiyacım vardı.
Akşam, vakit erken olmasına rağmen uyumak istemiştim. Büşra yatağımı hazırlarken engel olup kendim açmak istesem de izin vermemişti. Kimseye yük olmak istemiyordum. Özellikle Büşra bu evde yeni gelinken ona yük olmak zor geliyordu.
"Büşra. Ben bir süre burda kalacağım. Kendimi toparlayıp yeni bir hayat kurana kadar. Sonra kendi düzenimi kurarım. Size yük olmayı istemezdim. Kusura bakma."
"Bu nasıl söz abla. Bir daha ağzından böyle bir laf duyarsam ben gider başka yere yerleşirim. İkimiz de bu evin kızıyız. İnsan kendi ablasından rahatsız olur mu?"
"Tabiki olmaz. Ama tek ben değilim. Peşimden iki de çocuk getirdim. Benden rahatsız olmazsın belki ama çocuklarımla yük olamam size. Sadece senin için değil annemi ve kardeşlerimi de düşünmem lazım. Herkesin kendi düzeni var."
"İki çocuk derken? Ne çocuğu abla?"
Elini tutarak karnıma koyduğumda surat ifadesi değişmişti.
"Hamileyim. İkizlerim olacak."
Büşra'nın şaşkın yüzü bir anda sevinçle dolarken boynuma sarılmıştı.
"Gerçekten mi? Hamile misin sahiden? Çok sevindim ablacığım. Desene ailemiz kalabalıklaşacak. Evimiz cıvıl cıvıl olacak."
Bu defa şaşırma sırası bendeydi.
"Büşra asıl sen gerçek misin?"
"Ya abla benim babamın evi kalabalıktı. Kardeşlerim vardı, abimin eşi ve çocukları vardı. O kalabalıktan çıkıp buraya gelince alışamadım bu sessizliğe. Bebeklerinle evimiz şenlenecek."
Bir an hüzün çökmüştü içime. Çocuklarımla emanet gibi ailemin evinde kalma düşüncesi ağır geliyordu.
"Eşinle barışmayı düşünmüyor musun abla. Biz öğrendik yaşadıklarını. Onca şeye sabretmişsin, eşin doğru yolu bulmuşken neden affetmiyorsun? Üstelik çocukların olacak. Başımızın üstünde yeriniz var ama onları babasız mı büyüteceksin bir inat uğruna?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL
SpiritualBEDEL SERİSİ 1 Bir canın bedeli kaç can, kaç hayat, kaç umut eder? Elif ve Ömer'in hikayesi bu.. Bedele kurban edilen iki hayatın hikayesi.. Birbirine zıt iki karakter, iki yaşam, iki kırık kalp.. Mecburen birleşen iki hayat.. Elif.. İstanbul'da doğ...