BEDEL 52 *İSTANBUL*

82.2K 3.4K 250
                                    

Ne yapacağımı şaşırmış halde Ömer'e bakarken arkasını dönerek odadan çıkmıştı. Balkona gittiğini görünce bende peşinden gittim. Eline aldığı sigarayı dudaklarının arasına yerleştirecekken elinden alıp karşısına dikildim.

"Bunu içmeyi düşünmüyorsun değil mi?"

"Benle evlendiğin için pişman mısın?"

Beklemediğim bu soru karşısında afalladım bir anda. Ne cevap vereceğimi şaşırdım. Halama o anlamda söylememiştim. Beddua eder tarzda konuşmuştu. Hamileydim ve beddua almaktan çok korkardım ben.

"Benle zorla evlendin. Bu olaylar olmasaydı sevdiğin adamla evlenecektin değil mi?"

"Ben sevdiğim adamla evliyim zaten. Öyle yada böyle ikimiz de zorla evlendirildik. Ama şimdi mutluyuz birbirimizi seviyoruz. Geçmişle yaşamayalım artık yeter. Geçmişle baktıkça mutlu olamayacağız."

Elini tutup büyümeye başlayan karnıma koydum. Bebeğim yavaş yavaş büyüyordu. Ömer eli karnımda gezerken bambaşka bir insan oluyordu.

"Bebeğimiz için herşeyi unutup yepyeni bir başlangıç yapalım. Ben sadece seni sevdim. Sen benim ilkimsin. Senden öncesi yok sonrası da olmayacak."

Safça bir gülümseme belirdi dudaklarında. Şuan bu kadar yakın durmamız ve hamilelik hormonlarım o gülüşünden öpmek istiyordu. Eli karnımda gezinirken başımı omzuna yasladım. İkimizin de geçmişi peşimizi bırakmıyordu. Şükürler olsun benim kötü bir geçmişim yoktu. Yüreğimle bile tertemiz gelmiştim eşime.

"Kalk gidiyoruz."

Ömer'in sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp yüzüne baktım merakla.

"Nereye?"

"Seni bir yere götüreceğim orda kalacağız bu gece."

Ağzımı açacağım sırada parmağını dudağıma bastırarak susturmuştu. Kendi odamızda olsaydık kesinlikle başka türlü susturacaktı beni.

"Hazırlanmak için on dakikan var. Bana da kıyafet hazırla. Annene de bir akrabamda kalacağımızı söyle."

Ömer itiraz hakkımı elimden almıştı. Tanıdığı her kimse ben başkasının evinde rahat edemezdim. Yatma vakti gelince tekrar buraya dönmek için Ömer'i ikna etmeye çalışacaktım.

Ömer'le gülümseyerek içeri girdiğimizde evden çıkmak üzere olan halamla karşılaştık. Halamı görünce Ömer'in elini tutup "Sakin ol" dercesine yüzüne baktım.

"Ne yaptın da kandırdın adamı. Tabi şeytansın sen çok iyi bilirsin kandırmayı."

"Boşuna uğraşma hala ne sen ne de oğlun bizim huzurumuzu bozamayacaksınız. Zor şartlarda evlenmiş olsakta biz birbirimizi çok sevdik. Aramızı bozmak için uğraşanlara..."

Ömer'in beni arkasına çekmesiyle sözüm yarım kalmıştı.

"Bana bak bundan sonra karımdan uzak duracaksınız. Onu üzen karşısında beni bulur. Oğlun olacak şerefsizi de çevremizde görürsem bu defa işini ben bitiririm. Yemin olsun sağ bırakmam onu."

Halam birşey diyemeden aşağı inmişti. Hazırlanıp evden çıkmıştık. Kısa süren yolculuktan sonra arabayı büyük bir otelin önünde durdurmuştu.

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin