BEDEL 60 *İSYAN*

75K 3.4K 464
                                    

Bölüm şarkısı: Kimler Üzmüş Birtanemi

Kızım.. Cansız bedenine bile doyasıya bakamadığım can parçam. Kızımla konuşup vedalaşmayı bile çok görmüşlerdi bana. Oysaki ona söyleyecek çok şeyim vardı. "Anneni affet." Diyemeden ayırmışlardı bizi birbirimizden. Ben bu azapla yaşayamazdım. Onu hala bedenimde taşımam gerekirken bir anlık öfkem ebediyyen ayırmıştı onu benden. Benim gibi kötü bir anneye sahip olmaktan korkup terketmişti beni. Oysaki ben ona iyi anne olabilmek için herşeyi yapmaya hazırdım.

Onla ilgili kurduğum hayallerin içinde böyle bir ayrılığa yer yoktu. Dün dokunduğum sıcacık teni buz tutmuştu. Ben onu sıcak göğsüme saracakken şimdi toprak saracaktı kızımı.

Neden Allah'ım neden kızım? Ben dururken neden kızımın canını aldın? O ölümü haketmemişti. Ölümü hakeden o kadar çok insan varken neden benim yavruma çok gördün yaşamayı? Hayatı bana zehir eden insanlar yaşamaya devam ederken neden tek yaşam kaynağımı aldın elimden? Karanlık dünyama doğan Güneş'imi neden soldurdun?

Daha kulağına ezanı okunmadan selası yankılanıyordu minareden. Beni teselli eden hiçbir söz dindirmiyordu yüreğimin yangınını. Teselliye ihtiyacım yoktu benim. Ağlamıyordum. Bir aydır akıttığım yaşlar dün geceden beri kurumuştu.

Odada bebeğimin ne kadar eşyası varsa hepsini kaldırmışlardı. Dolapları çekmeceleri açtım, içinde ne varsa yere döktüm ama kızımın hiç birşeyi yoktu burda. Hastaneye götürdüğüm çantayı da boşaltmışlardı. Kızımı benden aldıkları yetmiyormuş gibi ona ait herşeyi de yok etmişlerdi.

Sonunda kızımın patiğini bulmuştum çantamda. Kızıma gelen ilk hediye Samet'tendi. Ne kadar da yakışacaktı ayaklarına. Belki de ilk adımlarını bu patiklerle atacaktı. Patiği göğsüme sararak yere saçılan kıyafetlerimin üzerine uzandım. Kapının kırılacak gibi çalmasını umursamıyordum bile. Yalnız kalmak istiyordum.. Sadece biraz huzur.. Ama bunu bile çok görüyorlardı bana. Kapıyı kilitlemem bile çare olmamıştı. Sonunda uğraşıp kapıyı açmayı başarmışlar ve başıma toplanmışlardı. Odama dolan kalabalıkta her kafadan bir ses çıkarken kulağımı kapatmıştım ellerimle. Annem yanıma çökmüş beni kaldırmaya çalışıyordu.

"Hadi kızım kalk yatağına uzan."

Beni kaldırmaya çalışırken göğsümdeki ıslaklığı farketmişti. "Şu üstündekileri değiştirelim. Sütün akmış." Derken sesi titriyordu. Sütüm dolup taşıyordu ama içirecek bir çocuğum yoktu.

Annem kıyafetimi değiştirmeye çalışırken Ömer girmişti odaya. Başımı kaldırıp yüzüne bakmak istemiyordum. Gördüğüm kadarıyla zor yürüdüğü belli oluyordu. Hiç birşey söylemeden geçip koltuğa otururken annem de üzerimi değiştirip çıkmıştı odadan. Yüzüne baktım bir süre. Başını eğmiş elleri arasına almıştı. Ayağa kalkıp karşısına dikildim.

"Gömdün mü onu?" Dediğimde kafasını kaldırmadan evet anlamında sallamıştı. Karşımda döktüğü yaşlara rağmen acımıyordum ona. Ben ağlamasam da onun benim kadar canı yanmıyordu. Onun da canı benim kadar yansın istiyordum.

"İkinizden birine birşey olursa buna sebep olan kendi mezarını kazsın demiştin hatırladın mı?"

Sessiz kalması sinirimi alt üst etmişti.

"Sen ikimizi de öldürdün Ömer ağa. Bizim canımızı bir tek sen yaktın. Şimdi git kızımın mezarının yanına kendi mezarını kaz. Bizi öldürdükten sonra senin bu dünyada nefes almaya hakkın yok. Şurama saplanan kurşun varya.. Beş santim vardı. Beni de kızımı da senden kurtarmak için beş santim daha aşağı denk gelmeliydi. Ben de kızımla birlikte ölür kurtulurdum."

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin