BEDEL 61 *İMTİHAN*

72.9K 3.6K 306
                                    

Multimedya: Elif

ELİF'İN AĞZINDAN

Bilmem kaçıncı kez gün ışığı odama dolarken bugün de gözlerimi açmıştım Güneş'siz bir hayata. Bugün de ölememiştim. Aciz bedenim bugün de toprakla buluşmamıştı. Uyanmak istemiyordum. Uyumak.. Uyumak.. Sadece uyumak istiyordum. Bir kez daha Güneş'imi görme umuduyla kapatmaya çalışıyordum gözlerimi ama ne çare. Kızım girmiyordu rüyalarıma. Onu öyle incitmiştim ki rüyalarımı bile terketmişti. Oysa ki mezarına gidip af dilemiştim ondan. Üşümesin diye üzerini örtmüştüm. Ona sıkıca sarılıp uyumuştum.

Neden ayırmışlardı ki beni kızımın yanından. Orda bir başına korkardı kızım. Tek kalmak için çok küçüktü. Onu korumam lazımdı. Bunu çok görmüşlerdi bana. Kızımla ilgili herşeyden mahrum bırakmışlardı beni. O günden sonra Ömer iki kez daha götürmüştü beni ama kızımı orda bırakıp yine dönmüştüm.

Hayat ne kadar boştu. Ölüm denen bir gerçek vardı ve insanlar buna rağmen hiç ölmeyecekmiş gibi devam ediyordu hayatlarına. Yemek, içmek, çalışmak... bunlar ne kadar gereksizdi. Sonunda öleceksek bunların ne anlamı vardı.

Konuşmak istemiyordum kimseyle. Hep aynı şeyleri konuşmanın anlamı yoktu. Beni anlamayan insanlara karşı en iyi savunma sükuttu. Sadece kızımın mezarına gittiğimde onla konuşuyordum. Birtek o dinlerdi beni.

Kendi yalnızlığıma gömülmek istesem de odada hiç yalnız bırakmamaya çalışıyorlardı beni. Annem neredeyse hiç başımdan ayrılmazken Ömer de devamlı yanıma geliyor konuşmaya çalışıyordu benle.

Odada yalnız kaldığım bir anda kapım açılmış biri girmişti içeri. Uyumadığım halde gözlerim kapalıydı. Konuşmaya başlayınca Sultan ana olduğunu farkettim.

"Ne zamana kadar böyle devam edeceksin. Yeter artık çık o yataktan. Yakında adımız çıkacak gelinleri delirdi diye. Millet senin hakkında konuşmaya başlamış bile."

Onu duymamak için kolumu kulağıma siper yaptığım halde sesi geliyordu. Devamlı yanıma gelip bu tarz şeyler söylüyordu. Bunları dinlemek işkenceydi benim için. Arkadan "Ana!" diye bağıran Ömer'in sesiyle bir anlık sessizlik oluştu odada. Sultan ana yine devam etmişti söylenmeye.

"Bak size söylüyorum kimse dinlemiyor beni. Musallat olmuşlar buna. Lohusa haliyle gece gece mezarlıkta dolaşırsa delirir tabi. Birine okutmak lazım."

"Yeter. Çık bu odadan. Bir daha bu odaya girmeyeceksin."

"Ben onun iyiliği için..."

"Çık diyorum. Bu odaya misafir de almayacaksınız bundan sonra."

Sultan ana odadan çıkınca ne ara odaya girdiğini farketmediğim annem Ömer'e birşeyler söylemeye başlamıştı. Ömer yanıma gelip kolumdan tutarak yataktan çıkarmaya çalıştı beni.

"Kalk dışarı çıkalım biraz. Nefes almaya ihtiyacımız var."

Dışarı çıksam ne olacaktı ki. Yine dönüşüm buraya olacaktı. Beni her yer boğuyordu. Yerimden kalkmaya mecalim yoktu. Yorganı kafama çekmeye çalışırken engel oldu.

"Kalk mezarlığa gidiyoruz." Dediğinde direnmekten vazgeçip doğruldum yerimden. Vücuduma can gelmişti sanki. Yerimden kalkarken Ömer bana kıyafet getirip giyinmeme yardımcı olmuştu. Banyoya gitmek dışında yataktan çıkmadığım için yürümekte bile zorlanıyordum.

Ömer koluma girip arabaya kadar götürmüş kızıma doğru yola çıkmıştık. Mezarlığa ulaştığımızda hemen arabadan inip kızımın yanına gittim. Doyasıya dokunamadığım teni kadar yumuşak toprağını okşadım.

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin