BEDEL

BEDEL 56 *NEFSİN ESİRİ*

Bölüm şarkısı 'Aditya Roy- Sunn Raha Hai Na Tu'
Şarkının sözleri bölüme tam uyum sağladı. Şarkıyı seslendiren Ömer karakterim.

Türkçe açıklaması
Dinliyor Musun?

Lütfunla kuşat beni
Ey yâr, yâr..

Bana niyetlerini ver
Yeminlerini, vaatlerini koy önüme
Yüreğimden yükselen dualarıma işaret ver
Kalbinin nerede olduğundan haber ver

Yeni bahaneler ver bana
Bir mevsim ver ki
Hayallerim yağmur gibi yağsın önüme

Lütfunla kuşat beni
Gözlerini tutsak etme gözlerime

Dinliyorsun değil mi?
Gözlerimden akan yaşları
Dinliyorsun değil mi?
Neden süzülüyor bu yaşlar?

Mesafeler perperişân
Yollar kaybolmuş
Gel de al beni
Bundan başka yok dileğim

Budur benim kefâletim
Sensin benim emânetim

Lütfunla kuşat beni
Gözlerini tutsak etme gözlerime

Dinliyorsun değil mi?
Gözlerimden akan yaşları
Dinliyorsun değil mi?
Neden süzülüyor bu yaşlar?

Zaman durdu
Neden ve nasıl durdu
Bir duanın kabul oluşu misali
Çıkıp da gelsen keşke

Ruhumun sûkuneti
Yüreğimin ibâdeti...

Lütfunla kuşat beni
Gözlerini tutsak etme gözlerime

Dinliyorsun değil mi?
Gözlerimden akan yaşları
Dinliyorsun değil mi?
Neden süzülüyor bu yaşlar?

ÖMER'İN AĞZINDAN

"Sen.. sen bu kirli dünyamdaki en temiz şeydin. Kirlenmeden kalan tek varlığımdın. Ben bunca pisliğe bulaşmışken sana layık olabilmek için arınmaya başlamıştım. Ama sen buna layık değilmişsin. Sen çoktan kirlenmişsin. Sen benim vazgeçtiklerime değmezmişsin."

"Yeter ya yeter. Ben kirlenmedim anlıyor musun pisliğe bulaşmadım. Senin bunca pisliğine rağmen ben temiz kaldım. Ben bu sözleri haketmiyorum. Zorla yaptı zorla tuttu elimi ben kirlenmedim."

Elif yere çökmüş gözyaşları içinde haykırırken gözüm yere düşen resimlere takılmıştı. Benim karım.. ve Fatih olacak o piç.. Bu kadar birbirine yakın.. Biraz daha burda kalırsam bu öfkeyle Elif'e zarar verecektim. Kapıdan çıkacakken Elif'in koluma yapışmasıyla durdum.

"Böyle gidemezsin. Ben seni herşeyinle kabullenmişken sen sırf bu yüzden bana böyle namussuz muamelesi yapamazsın..."

Daha fazla söylediklerini duymamak için çıkmaya yeltensem de kolumu sıkıca sardığı için çıkamamıştım. Yine geçmişimi yüzüme vurmaya başlamıştı. Aklı sıra bu olayı benim geçmişimle kıyaslayarak kendi hatasını hafifletecekti.

Koluma sardığı ellerini gevşeterek onu itip çıktım odadan. Evden çıkacakken arkamdan seslenen babama bile bakmadım. Arabama binip uzaklaştım evden. Nereye gideceğimi bilmeden deli gibi sürüyordum arabayı. Yolun karlı olmasına bile aldırmıyordum.

Elif bunu nasıl yapar hala aklım almıyordu. Elini zorla tutsa da o kadar yakından gözlerinin içine bakmasını nasıl açıklayacaktı. Resimlerin her bir ayrıntısı beynime kazınmıştı. Elif'imin kokusunu alacak kadar, nefesini hissedecek kadar  yakınındaydı. Elif buna nasıl engel olamazdı. Üstelik bana yalan söylemişti. Hayatta doğruluğuna inandığım tek kadın beni kandırmıştı. O parktaki telaşlı hali.. devamlı "gidelim burdan" demesi.. etrafa göz gezdirmesi hep bundandı. Daha önce de Sevda'nın ihanetine uğramıştım ama bu kadar koymamıştı. Çamurdaki kir belli etmezdi kendini ama süte düşen küçük bir toz bile kirletirdi onu. Elif süt gibi tertemizdi. En ufak bir leke bile onu kirletmeye yetmişti.