~Multimedia Ali~
"Ve burasıda sizin odanız."
Feride annenin gösterdiği odaya girdim. Burası Ali'nin eski odasıydı. Fakat eski halinden eser yoktu. Açık mavi tonlarında süslenmiş perdeler, aynı tonda köşede bir koltuk. Alışverişte aldığımız beyaz örtü beyaz başlıklı yatağın üzerine özenle serilmişti. Beyaz duvar üzerine gökyüzü ve denizli tablolarla iç açıcı ferah bir oda olmuştu.
Odanın içinde iki kapı vardı. Ben orası neresi diye sormadan Firdevs anne önden giderek kapıyı açtı.
"İşte buraya bayılacaksın. Hadi gel."
Kapıdan girdiğimde gözlerim büyüdü. Tavana kadar büyükçe dolapların içi renk renk kıyafetlerle doluydu. Diğer büyük bir dolap ise her model ayakkabılarla. Dolapların karşısında büyük bir boy aynası ve makyaj aynası vardı. Burası tek kelimeyle her kızın hayali mükemmel bir yerdi. Böyle yerlerin sadece sanatçılara ait olduğu düşünürdüm. Acaba Firdevs hanımında böyle bir odası var mıydı?
"Bunların hepsi benim mi?" diye sorabildim sadece. Hala gözlerimi kıyafetlerden alamıyordum.
"Hepsi senin canım. Her gün istediğini giyebilirsin. İstediğin zaman yenilerini de alabilirsin. Sen yeterki Ali'ye hanımlık yap."
Bu söylediğine gözlerimi devirdim. Bunların hepsini Ali'nin seçip hazırladığına emindim. Muhtemelen aranızda daha ne istiyorsun kızım sevmesende olur diyenler vardır. Ama babanız tarafından satılmışsanız bunların hiçbirini kendinize ait hissedemiyorsunuz.
Firdevs anne odadan çıkınca bende peşinden gittim.
"Buda son olarak banyonuz."
Banyoya girmek yerine kapısından baktım. Bizim oda kadar bir banyoydu. Ortada büyükçe bir küvet vardı. Duvarları yine mavi taşlarla döşenmişti.
"Buraların haricinde de tüm ev senin kızım. Rahatça istediğini yapabilirsin. Zaten çoğu zamanın burada geçecek. Bizde evli kadınlar çok gezmez biliyorsun. Gezersen Ali ile veya şöför eşliğinde gezersin zaten. Bir ihtiyacın olursada Hanife her anlamda senin hizmetlin olacak. Ona söylersin.
Birşey demek yerine başımla onayladım. Tüm evi gezip ne nerede öğrenmiştim artık. Bu sefer annemle gelmek yerine tek gelmiştim. Firdevs anne öyle istemişti. Şöför geldiğinde arabaya binecekken şöför anneme "Firdevs Hanım yalnızca Feride'yi almamızı istedi" deyince annem baya bir bozulup eve geri girmişti.
Firdevs annenin beni salona indirip hizmetlileri çıkarmasıyla benimle konuşacakları olduğunu anlamıştım. Önümdeki sehpada duran kurabiye tabağından bir ısırık alıp çayımı yudumladım.
"Biraz daha odaklandın mı evlilik konusuna?"
Madem baş başa açıkça konuşacaktık bende gerçek duygularımı söyleyecektim.
"Pek sayılmaz" dedim koltuğa yaslanırken.
"Bak kızım. Biliyorum hala küçük hissediyorsun. Bir kaç ay sonra on yedi olacaksın. Başta zorlanabilirsin. Ama zamanla evli olmaya sende alışacaksın. Ali fedakardır. Ama bir o kadarda sabırsızdır. Sen ona bir adım yaklaşsan o sana bin adım gelir. Ama onunla hiçbir konuda inatlaşma. Sözünden çıkmamaya çalış. Böyle olursan emin ol hiç sorun çıkmaz."
Söylediklerini kafamda çevirdikten sonra sıra bana geçmişti.
"Ona ısınamıyorum" dedim açıkça. "Daha da fazlası ona güvenemiyorum. Onunla anlaşabileceğimi de sanmıyorum. Yani ona hiçbir şey hissetmiyorum. Duygularım evlendikten sonra da değişmeyecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESLİMİYET
General FictionSevmeyecektim. Her ne olursa olsun daha on altımı doldururken babamın beni sattığı bu adamı sevmeyecektim. Hiçbir zaman dediğini yapmayacaktım. Bana hakim olmasına izin vermeyecektim. Ona direnecektim. Asıl eğlence şimdi başlıyordu. Zorla güzellik...