~Multimedia Özcan~
Geçen uzun bir süreden sonra nihayet sargılarımı çözmüştük. Yaralarım kabuk bağlamaya başlamıştı. Umarım iz kalmazdı. Bu sırada sürekli hastaneye gidip geliyordum. Birazcık üşütmüştüm ve midem bulanıyordu.
Evdekilerle mecbur konuşmam gereken durumlar dışında konuşmuyorduk. Özellikle Firdevs anneye çok kızgındım. Kaç gün yanık acılarıyla uğraşmıştım. Özcan yüzünden olsada sebep olan oydu.
Kahvaltı yaptıktan sonra odaya çıktım. Tek arkadaşım olan kitapları karıştırıyordum ki kapı tıklandı.
"Gir" dedim duyulacak şekilde.
Önce Ali belirdi kapıda. Ardından Esma koşarak içeri girdi. Heyecanla ona sarıldım. Ali'de içeri girerek koltuğa oturdu.
"Küs müyüz?"
Cevap vermeyerek Esma'yı yeniden öptüm. Bu sefer ona inanmayacaktım. Bana vurmuştu. Başıma ne geldiyse onun aptallığı yüzünden geliyordu zaten.
"Yemek yedin mi ablacığım?"
"Evet annem peynirli gözleme yapmıştı. Sen çok severdin dimi abla!"
Evdeki en güzel günlerim kahvaltıda peynirli gözleme olduğu günlerdi. Çünkü maddi durumumuzdan dolayı annem sürekli yapmazdı. Özel günlerdi bizim için. Şimdi ise istediğim zaman yaptırıp yiyebilirdim. Ama mutlu değildim. Hayat çok garip değil mi ya?
"Abla bu kapı nereye açılıyor?"
"Gir bak bakalım" diye gülümsedim. Bu odaya bayılacağından emindim.
Merakla ayağı kalktı ve zayıf bedenini kapıya yaslayarak kapının koluna uzandı. Kapıyı açıp içeri girdikten sonra ellerini ağzına tutmuş şaşkınca bakıyordu. Bende arkasından girdim.
"Ablaaa inanmıyorum. Burası... Burası harika!"
Esma benden çok daha süslüydü. Tam hayalindeki bir yer olduğunu biliyordum. Annem hep Seherlere gittiğinde Esma onun makyaj malzemeleriyle sürekli zorla makyaj yaptırıyordu. Sonra babam gelmeden çıkarıyordu hemen tabi.
Kıyafetlerime dokunurken gözleri parlıyordu resmen. Birkaç ayakkabımı eline aldıktan sonra bırakarak takılarımın yanına koştu. Birkaç kolyeyi boynuna takıp aynaya baktı.
"Abla sen çok şanslısın."
Ona göre şanslıydım, evet.
"Beğendiysen senin olabilir onlar."
"Gerçekten mi?" diye gülümsedi gözlerini büyütürken. Başımı salladığımda şıngırdayan takılarla bana koşup sarıldı.
"Oyuncaklarınla oynuyor musun? Artık sıkılmıyorsun değil mi?"
"En çok boyamayı seviyorum ama annem kalemler evi pisletiyor diye çık kapıda yap diyor. Bende avluda yapıyorum o yüzden. Bebeğimede senin eski elbiselerini kesip küçük elbiseler diktik. Aynı sana benzediler."
İnci dişleriyle kahkaha atarak bende güldüm.
"Beni çok özlemezsin o zaman."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESLİMİYET
General FictionSevmeyecektim. Her ne olursa olsun daha on altımı doldururken babamın beni sattığı bu adamı sevmeyecektim. Hiçbir zaman dediğini yapmayacaktım. Bana hakim olmasına izin vermeyecektim. Ona direnecektim. Asıl eğlence şimdi başlıyordu. Zorla güzellik...