31.Bölüm

62.1K 2.4K 140
                                    

Uzun zamandır hiç bu kadar rahat bir uyku uyumamıştım. Onun kokusuyla uyumak çok güzeldi. Fakat gözlerimi açtığımda yanımda görememiştim. Ayağı kalkarak sallana sallana üzerimi değiştirdim. Ortadaki masaya güzel bir kahvaltı hazırlanmıştı ama Mehmet hala yoktu. Ardından banyoya girip elimi yüzümü yıkayıp saçlarımı topladım. Banyodan çıktığımda evin kapısı açıldı ve kucağındaki ekmekle Mehmet içeri girdi.

"Ooo sonunda uyanabilmişiz."

Gülümseyerek ona baktım.

"Uzun zamandır çektiğim en güzel uykuydu" dediğimde bir an ne diyorum ben diye düşündüm. Bunu ona söylemek zorunda mıydım sanki.

"Benimde" dediğinde şaşkınlıkla ona baktım. Konuyu dağıtmak istercesine "hadi otur" dedi.

"Eline sağlık herşey çok güzel görünüyor" diyerek masaya oturdum.

"Senin yaptıklarından sonra çocuğun midesine iyi birşeyler gitsin dedim."

"Elimin tersindesin biliyorsun değil mi?"

Sırıtarak yemeğe başladı. Uyuzluk bile yapsa benimle uğraşması hoşuma gidiyordu. Hatta bazen sırf kendini savunsun diye alınmış gibi yapıyordum.

Yemeğimizi bitirdiğimizde arkama yaslandım.

"Hadi ben buraları toplayayım, sende çık iş felan bak. Ve tabi beni değil kendini düşünerek."

"Cadde üzerinde bir lokanta var. Buraya on beş dakika felan yürüme yolu. Orayla tekrar görüşeceğim. En rahat orası olacak gibi."

"Koskoca fabrika patronluğundan sonra garson mu olacaksın?"

"Boşversene, böyle kafam çok daha rahat."

"Gerçekten mi? Burada olduğun için mutlusun yani."

"Evet" diyerek gülümsedi. Bende ona gülümsedim. İyilikte zirvelere ulaşmıştı resmen.

"Hadi oyalanma bakiyim" diyerek ayağı kalktım. Ben sofrayı mutfağa taşırken oda giyinip geldi.

"Hadi ben çıktım o zaman, arkamdan kapıyı kilitle. Dikkatli ol."

"Peki tamam" diyerek kapıya geldim. "Sende dikkat et" diyerek gömleğinin yakalarını düzelttim. Gülümseyerek evden çıktı. Bende arkasından kapıyı kilitleyerek mutfağı topladım.

Evide güzelce süpürüp sildikten sonra o yorgunlukla güzel bir banyo yaptım. Üzerimi giyip kendime çay demledim. Kapı çaldığında kaşlarımı kaldırdım. Mehmet kendi anahtarı ile girerdi. Kapıya yaklaştım.

"Kim o?"

"Benim Ayşegül."

Kapıyı yavaşça açtım. Ayşegül kucağında Meryem ile bana bakıyordu.

"Arkadaşa gitmiştim de bir uğrayayım dedim."

"Tabi buyur gel" dedim gülümseyerek. Salona geçerek üçlü koltuğa oturdu.

"Evi de mis kokutmuşsun. Babaannemin evine girilmezdi kokudan."

"Öyle deme hasta kadın anca o kadar yapabilir, ölünün arkasından konuşmayalım."

TESLİMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin