45.Bölüm

59.1K 2.3K 168
                                    

"Ece!" diye bağırarak üzerine atıldım. Hızla kolunun altına girerek içeriye çektim. Mehmet'inde yardımıyla onu zar zor koltuğa oturttuk.

"Ece iyi misin ne oldu sana?" dedim bu sefer. Öksürerek başını geriye yasladı. Konuşacak hali yoktu.

"Mehmet tut lavaboya götürelim, elini yüzünü yıkayalım kendine gelsin."

Mehmet başını sallayarak koluna girdi. Banyoya geldiğimizde soğuk suyu açarak elini yüzünü yıkadım. Yüzünü kurularken derin derin nefes aldı.

"Daha iyi misin?"

Olumlu anlamda başını salladı. Ardından aşağı indik. Üçlü koltuğa uzandı. Ellerini saçlarından geçirip gözlerini kapattı.

"Kim yaptı sana bunu? Ne oldu Ece anlat."

"Mehmet" diye uyardım. Kızın zaten konuşmaya hali yoktu. Mutfaktan soğuk bir su getirip uzattım, kana kana içtikten sonra "teşekkür ederim" diye mırıldandı. Yanına oturup elini tuttum.

"Konuşabilecek misin?"

Olumlu anlamda başını salladı.

"Eski sevgilim" dedi arkasına yaslanırken.

"Hiç bahsetmemiştin" dedi Mehmet.

"Adını bile duymaya tahammül edemezken anlatamazdım."

"Olayı en başından anlatır mısın?" diye sordum bu sefer.

"Yaklaşık iki yıl kadar sevgiliydik. Aramız iyiydi, bir sorun yoktu. İyi bir insan gibiydi. Sürekli geziyorduk, gülüyorduk, mutluyduk. Ta ki bir gün ona sürpriz yapmak için evine gittim. Anahtarı her zaman olurdu bende. Arkadaşlarımla tatile gidecektim. Son anda bir sorun çıkınca böyle bir fikir geldi aklıma. Birşeyler alıp ona gittim. Birşeyler yiyip eğlenecektik hayalimce. Sonra... Sonra ona gittiğimde kapıdan kadın kahkahası duydum. İçeri girdiğimde ise..."

Ağlamaya başlayınca hızla sarıldım ona. Omuzumda hala ağlarken iç çeke çeke konuştu.

"Dokuz aydır ayrıydık. Yaptığı şerefsizliğe rağmen şimdi gelmiş barışmak istiyor. Yeniden konuşalım istemezsen daha rahatsız etmem dedi bana. Sırf benden uzak dursun diye kabul edip konuşmaya gittim. Konuştuk ve ben kabul etmeyince vurmaya başladı. Zor kaçtım elinden!"

Ben sırtını sıvazlarken o çoktan hıçkırmaya başlamıştı bile. Gerçekten zor bir durumdu. Yüzündeki yaralara bakınca haince vurduğu ortadaydı. Mehmet'inde surat ifadesinden ne kadar çok sinirlendiğini anlamıştım.

"Başka birşey yapmadı dimi?"

Mehmet yumruğunu sıkarak sormuştu bu soruyu. Olumsuz anlamda başını salladı.

"Nerde oturuyor bu şerefsiz?"

"Mehmet sakin ol" diye uyardım. Yoksa bu saatte gidip onu aramaya başlayacağını biliyordum.

"Mehmet boşver" dedi Ece.

"Nasıl boşver ya, şu yüzünün haline bak. Yaptığını yanına mı bırakacaksın?"

"Yarın karakola gideceğim" dedi göz yaşlarını silerken.

"Bu kadar mı?"

"Mehmet" diye uyardım tekrar. "Üstüne gitmesene kızın, ne kadar korktuğunu görmüyor musun?"

Oflayarak ayağı kalktı.

"Hadi şimdi yatalım o zaman" dedim Ece'ye bakarken. "Sen benimle yat."

"Gerek yok burada yatarım ben."

"Ece zaten korkmuşsun inat etme işte."

Başını salladığında Mehmet'e baktım.

TESLİMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin