Mehmet'ten...
Gece boyunca uyumayıp babamın nasıl bu kadar vicdansız olabileceğini düşündüm. Feride doğum yaptıktan sonra bebeği alıp, onu öldürecekti. Babama ne dersem diyeyim kararından vazgeçmezdi. Başka bir çare bulmalıydım. Feride'ye bunu yapmalarına izin veremezdim. Kesinlikle anlatmalıydım. Ama ilk önce babamla şu odadan çıkma konusunu konuşmalıydım.
Kahvaltıya oturduğumuzda annem yine Ali'nin her zaman oturduğu sandalyeye daldırmıştı gözlerini. Hanife çayımızı doldururken babam gazete karıştırıyordu.
"Baba" dediğimde gazeteyi yüzünden indirip gözlüğünün üstünden bana baktı.
"Seninle birşey konuşmak istiyorum."
Gazeteyi katlayıp tabağının kenarına bıraktı ve ellerini bağlayıp bana döndü.
"Feride iki aydır odada. Hanife yemek yemediğini ve sürekli kustuğunu söylüyor. Odadan çıkmama olayını fazla abartmadınız mı?"
Kaşlarını çatarak bana baktı ve cevap vermek yerine ağzına bir lokma attı. Ardından yutup bana döndüğünde hala ona bakıyordum.
"Alışsa iyi olur, altı ay daha orda."
"Sonra ne olacak baba?" dediğimde bir an duraksadı. Sonra bilmediğimi sandığından rahatça konuştu.
"Sonrada evde oturur bebeğine bakar."
"Tabi doğuma kadar ölmezse" diyerek gözlerimi devirdim.
"O ne demekmiş?"
"Kız hasta baba. O odada çıldırmak üzere. Ve bu çok sevgili torununuzuda etkiliyor."
"Sen nereden biliyorsun?" dediğinde bir anlık duraksadım.
"Dün Hanife yemek götürdüğünde gördüm. Birazcık konuştuk."
"Ben sana kimse o kızla konuşmayacak demedim mi!"
"Bak baba. Amacın ne bilmiyorum ama bu yaptığın gerçekten çok saçma."
"Görmek istemiyorum o namussuzun yüzünü."
"Baba sana defalarca anlattım onun bir suçu yok."
"Kes!" diye bağırdı. "Bir daha bana bu konuyu açma, işime de karışma!
Sinirle çatalı tabağa vurup masadan kalktım. Kesinlikle psikolojisi bozuktu bu adamın. Ama eğer bende Mehmetsem ne yapıp edip bu kızı bu manyakların elinden kurtaracaktım.
Bu gün halamlara gideceklerdi. Ev boş kaldığında hemen gidip Feride ile konuşacaktım. Odama çıkıp yatağıma uzandım ve beklemeye başladım.
Bir an babama Feride ile evlenmek istediğimi söylesem kabul eder mi diye düşündüm. Ondan önce Feride kabul eder miydi ki? Şu durumda ederdi. Fakat böyle birşey söylersem başından beri böyle düşündüğümü zannederlerdi. Sinirle ellerimi başıma koydum. Tek derdim onu kurtarmaktı.
Babamlar gidene kadar dışarı çıkmak iyi gelecekti. Çarşıya inip birşeyler içeyim diye düşünerek arabaya atladım. Bir kafeye girip sıcak birşeyler söyledim. Hava oldukça soğuktu. Bitki çayım geldiğinde iki şeker atıp karıştırdım. Dudaklarıma götürdüğümde bir yudum alırken boğazıma takıldı.
Tam karşımda Seher oturuyordu ve yanında başka bir herif vardı. Çay nefesime kaçtığından gözlerim yaşarmıştı. Onun için ağladığımı felan zannetmesin diye hızla kalkarak lavaboya ilerledim. Tam kapıyı açıyordum ki sesiyle durdum.
"Mehmet."
Umursamaz bir tavırla arkamı döndüm ve ne var anlamında kaşlarımı kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESLİMİYET
General FictionSevmeyecektim. Her ne olursa olsun daha on altımı doldururken babamın beni sattığı bu adamı sevmeyecektim. Hiçbir zaman dediğini yapmayacaktım. Bana hakim olmasına izin vermeyecektim. Ona direnecektim. Asıl eğlence şimdi başlıyordu. Zorla güzellik...