Gözümü açtığımda hala ona sımsıkı sarılmayı beklemiyordum. Bu kokuyla ömür boyu uyuma fikri bile harikaydı. Kıpırdayınca oda gözlerini açtı. Gece Ömer birkaç kez uyandırmıştı bizi. Ona rağmen dinç uyanmıştım. Yakın mesafeden Mehmet'in gözlerine bakarken gülümsedim. Uzanıp yanağıma bir öpücük kondurarak bana baktı.
"Günaydın karıcığım."
Kalpten gitmemem için hiçbir sebep yoktu bence.
"Günaydın" dedim gülümserken. "Sen biraz daha yat istersen, ben kahvaltıyı hazırlayayım. Ömer uyanırsa alıp aşağı gelirsin."
Yarı bayık gözlerle başıyla onayladı ve geri yatıp gözlerini kapadı. Aşağı indiğimde Ece'yi ortalıkta göremedim. Muhtemelen oda uykusundan vazgeçemiyordu.
Mutfağa girip güzelce yumurta kırdım. Ardından salatalık domatesleri güzelce tabağa yerleştirdim. Yaptıklarımı masaya taşırken Ömer'in ağlamasını duydum. Elimdekileri masaya bırakarak yukarı çıktım. Mehmet öylece uyuyordu. Ömeri'i duymamıştı bile. Ömer'i kucağıma alıp aşağı indim. Karnını doyurduktan sonra koltuğun üstüne bıraktım.
Mehmet'in yanına çıkıp yatağa oturdum. Elimle omuzunu dürterek ona doğru uzandım.
"Kalksana uykucu. Sözde Ömer'i de alıp aşağı gelecektin bide."
Gerneşirken sırıtarak bana baktı.
"Ömer mi uyandı?"
Benim yastığımı ona fırlattığımda kollarıyla yüzünü korudu.
"Kahvaltı hazır hadi gel."
Kolumdan tutarak beni yatağa doğru çekti.
"Az daha uyuyamaz mıyız?"
Yeniden yataktan doğrulurken kaşlarımı çattım.
"Geliyor şimdi ikinci yastık."
"Tamam" diyerek ofladı ve zar zor ayağı kalktı. O aşağı inerken Ece'nin kapısını tıkladım.
"Ece uyandın mı, kahvaltı hazır?"
Biraz beklesem de ses gelmemişti. Kapıya biraz daha vurdum.
"Ece giriyorum bak?"
Kapıyı yavaşça açtığımda gördüğüm manzarayla çığlık attım. Mehmet çığlığıma koşarken gözlerim kocaman oldu. Ece yatakta öylece yatıyordu ve yatak ilaç kutularıyla doluydu.
"Mehmet, Ece!"
Mehmet koşarak yanına geldi ve Ece'nin yumruk yaptığı elini açtı. Ellerinin içi ilaç doluydu. İlaçları eliden alırken bağırdı.
"Sen burda kal ben hemen hastaneye götürüyorum."
"Ya saçmalama evde felan kalamam bizde geliyoruz!"
"Feride Ömer'i getirme oralara evde kal."
"Hayır Mehmet. Kavga etmenin sırası değil hadi gidelim acele et!"
Oflayarak Ece'yi kucağına aldı. Bende aşağı koşarak Ömer'i aldım. Acele ile arabaya atladık ve hastaneye geldik. Mehmet arabayı hastaneye yaklaştırdığında arabadan inip "acil sedye" diye bağırmaya başladı. Yetkililer koşarken bende Ömer'i kucaklayıp arabadan indim. Mehmet arabayı park edip yanıma geldi. Ömer seslerden korkmuş olacakki ağlamaya başladı. Mehmet kaşlarını çatarak Ömer'i kucağımdan aldı.
"Evde kalsan olmuyordu değil mi?"
"Mehmet aklım sizde kalacaktı, sadece kendini düşünme lütfen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESLİMİYET
General FictionSevmeyecektim. Her ne olursa olsun daha on altımı doldururken babamın beni sattığı bu adamı sevmeyecektim. Hiçbir zaman dediğini yapmayacaktım. Bana hakim olmasına izin vermeyecektim. Ona direnecektim. Asıl eğlence şimdi başlıyordu. Zorla güzellik...