Özleyenler İçin❤️

59.9K 2.3K 436
                                    

"Anneğ. Anneğ. Anneğ kalksana hayal ağlıyor."

Gözlerimi kısarak dudaklarını öne büzmüş bana bakan Ömer'e baktım. Bacağımı Mehmet'e doğru uzatarak itekledim.

"Hadi koçum sıra sende."

Mırıldanmayla karışık bir ses çıkararak yastığını düzeltti. Anlaşılmıştı. Yine hayati görev anneye kalmıştı. Oflayarak örtüyü üstümden atarak Hayal'in odasına girerek yattığı yerden aldım. Ömer kedi gibi peşimde geziniyordu. Kardeşini öyle sahiplenmişti ki, abiliğini her zaman belli ediyordu. Beklediğimin aksine onu hiç kıskanmıyor, aksine bana yardımı bile dokunuyordu.

"Bezini getirir misin kuzum?"

Bir eline ıslak mendili bir eline bezi alarak yanıma koştu. Bir anne için bu bile büyük bir yardımdı. Ömer'i boynundan öperek Hayal'i yere yatırdım ve altını değiştim.

Saat sabahın sekiz oluşunu umursamaksızın yine istemsizce oyun oynamaya başlamıştık. Kahkahalar içinde birbirimizle uğraşırken Mehmet'in biraz sonra işe gideceğini hatırlayarak Hayal'i ve Ömer'i salona getirdim. Ellerine birkaç oyuncak vererek mutfağa girip apar topar bir şeyler hazırladım. Ardından çocukları kontrol ederek yeniden yukarıya çıktım ve Mehmet'i uyandırma çabalarıma örtüyü üzerinden atmakla başladım. Ardından perdeleri açarak şarkı söylemeye başladım. Mehmet hala gözleri kapalıyken yastığı kafasına kapatınca üzerine atlayıp yastığı çekmeye çalıştım. Kıkırdamalar eşliğinde sinir bozuculuğuma devam ediyordum ki çocukların aşağıda yalnız olduğunu hatırlayarak yeniden ayağı kalktım.

"Panda gibi yatakta dönüp durmayı bırak ve aşağıya gel. Kahvaltı hazır."

Merdivenlerden koşarak indim ve yine kendimi bebeklerimin yanında buldum. Tüm günüm onlarla oynayarak, bir şeyler öğretmeye çalışarak geçiyordu. Ömer üç yaşında olduğundan artık her şeyi anlayabiliyordu. Hayal ise ona uymaya çalışırken zaman zaman yorulsa da , abisi ile vakit geçirmeye bayılıyordu. Ben onların bu güzel anlaşmalarına hayran olurken Mehmet ise onca işten yine de bize vakit ayırabiliyordu. En önemlisi de Ömer ve Hayal arasında asla ayrım yapmıyordu. Ömer'i kendi oğlu gibi seviyor, birşey alınacağı zaman ilk önce ona alıyordu.

İki çocuğa bakmak her ne kadar zor görünse de aslında keyifliydi. Yine de çok daraldığım zamanlar imdadıma Firdevs anne yetişiyordu. O Ömer ile ilgilenirken ben Hayal ile dışarıdaki işlerimi halledebiliyordum.

Hayatımız güzeldi. Hatta o kadar güzeldi ki, geçmişi hatırlamıyordum bile artık. Git gide büyüyen bir ailem vardı. Kendi içimizde birbirimize aşıktık adeta.

Kendi ailem ile artık hiç görüşmüyordum zaten. O günden sonra köyede gitmemiştik hiç. Özlediğim tek kişi Esma'ydı fakat annemler onunda aklına girmişti. Ama biliyordum ki büyüyünce beni anlayacaktı. Tabi büyürken evlenmesini istemezseler. Ama eğer öyle birşey olursa onu ben koruyacaktım. Tıpki Mehmet'in beni koruduğu gibi. Gerekirse onuda kaçırırdım. Nasıl olsa profesyonel olmuştuk bu konularda. Ona göre herkes ayağını denk alacaktı.

Kendi kendime sırıtırken Mehmet gerine gerine geliyordu. Hepimize bir günaydın öpücüğü kondurduktan sonra sofraya oturduk.

"Anneğ bana zetin" dedi Ömer.

Çatala batırıp uzattığım zeytine saldırmaya çalışan Hayal mama sandalyesine vurarak gözlerini kocaman açmıştı. Onun her halini fotoğraflama isteğimi durduramıyordum.

"Sen dur bakalım pamuk suratlı."

"Mamamamaammama."

"Annesi kılıklı" dedi Mehmet mırıldanarak.

"Ne dedin duyamadım?"

"Sana çok benziyor diyorum hayatım gözleri aynı sen."

"Duymuştum.

"Ama haksız mıyım son zamanlarda bir beni yemediğin kaldı."

"Başının etini yiyerek başlayabilirim?"

"Ha yok yok bende tam kalkıyordum zaten."

Yüzümü buruşturarak çatalımı sinirle zeytine batırdım.

"Tribine bandığım" dedi Mehmet sırıtarak.

"Çok yemek yiyenlerle konuşma."

Yanıma gelerek yanaklarımı sıktı.

"Ben seni öyle seviyorum, tosbağ karım benim."

Ben sırıtırken Ömer ve Hayal bize bakıyordu.

"Söylemesene çocukların yanında şöyle şeyler."

Mehmet kıkırdayarak yerine oturdu ve son hızla kahvaltısını bitirerek evden çıktı. Bu ara yeni bir şube açacağı için fazlasıyla yoğundu. Şehirden uzak bir yerde olmasına rağmen insanlar kafa dinlemeye restoranımıza geliyordu. İşlerimizde hayatımız kadar güzeldi.

Uzuun uzuun neler olduğunu anlatmayacaktım size tabi ki. Hayat güzeldi işte. Başka ne denilebilir ki?

Ama özetlemek gerekirse ben tam anlamıyla bir ANNE olmuştum.

Ha birde size son bir öneri. Ne yaşarsanız yaşayın asla pes etmeyin ve bekleyin. Elinde sonunda mutluluğu bulacaksınız...

-SON-

***

HEY MİLLET!❤️

Nasıl özlemişim ben buralarııı. Özel bölüm diye tutturan tatlı okurlarım için küçük bir kesit hazırladım. Bakalım ne yapıyormuş bizimkiler bir bakayım dedim. Mutlularmış bakın hala. Umarım sizde onlar kadar mutlusunuzdur. Sizler için çok güzel bir hikaye daha yazıyorum fakat yoğun derslerim sağolsun vakit bulamıyorum. Üniversite kötü biri. Bu yüzden çok yavaş ilerliyor, ne zaman biter bir tarih veremiyorum. Buda diğer hikaye nerede kaldı diyenlere toplu bir cevap olsun. Ben hala buradayım, yorumlarınızı okuyorum çokta gülüyorum. En çokta hikayemizin okur sayısının artışını izlemeyi seviyorum. En kısa zamanda tekrar görüşmek üzere. Kendinize çok iyi bakın❤️

TESLİMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin