Evden ayrıldığımızda arabayı bir uçurumun kenarına çektirmiştim ve Ömer arabada uyuyordu. Ben ise yere çökmüş deli gibi ağlıyordum. Mehmet beni sakinleştirmeye çalışsa da ellerine vurarak onu kendimden uzaklaştırıyordum.
"Feride beni dinlemek zorundasın!"
"İstemiyorum! Seni dinlemek istemiyorum git başımdan git!"
Sinirlenden kollarımı tırnaklamıştım. Nasıl yapmıştı böyle bir şeyi!
"Feride buna mecburdum!"
Öfkeyle ayağı kalkarak yakasını tuttum.
"Neye mecburdun neye! Ailemin gözünde beni ne hale düşürdün sen! Tüm köy duyacak, herkes beni kaynından çocuk peydahlayan kız olarak tanıyacak! Bumu bana yaptığın iyilik Mehmet bu mu!"
"Feride buna mecburdum. Babanın dediğini duymadın mı. Biliyordum dedi adam resmen! En azından tamamen bana ait olduğunu anladılar."
"Bu mu açıklaman ya bu mu! Sana ait olduğumu bu şekilde mi hissettirdin onlara! Bekar adam yengesine yeğenine sahip çıktı diyecekler diye mi utandın! Bu yüzden mi beni bu duruma soktun!"
Kollarımdan sertçe tutarak gözlerine bakmamı sağladı.
"Feride saçmalıyorsun!"
"Çek elini" diyerek yeniden yere oturdum ve çıldırmış gibi ağlamaya devam ettim. Kabul edemiyordum bu konuma düşmeyi.
"Ne çabuk unuttun beni çeşmede gördüğün anı! Bana birşey diyeceksin diye ödüm koptu kaçtım oradan! Biri görür laf takar diye nasıl korktum! Ben böyle biriydim! Sen beni şu an düşürdüğün durumun farkında değilsin Mehmet!"
Derin bir nefes alarak yanıma eğildi.
"Feride yarın bir gün biri çıkıp Ömer'e senin baban Mehmet değil derler diye korktum. Ömer'in gerçeği öğrenip benden nefret etmesinden korktum Feride. Yemin ederim amacım seni bu duruma düşürmek değildi. Ben sadece Ömer'in geleceğini düşündüm yemin ederim."
Delirmiş gibiydim. Tek derdimiz bu muydu gerçekten? Kahkaha atarak ayağı kalktım ve karşısına dikildim.
"Peki bu çocuk ilerde test yaptırmak isterse ne olacak Mehmet? Onun babasının Ali olduğu gerçeğini o zaman da değiştirebilecek misin? Onun babası Ali Mehmet! Sen değilsin!"
Tüm kırgınlığıyla baktı suratıma öylece. Kalbi öyle paramparça olmuştu ki , parçaları benim kalbime kadar saplanmıştı.
"Haklısın" diyerek arabaya yürümeye başladı. Peşinden koşarak kolunu tuttum.
"Mehmet, öyle demek istemedim Mehmet."
Kolunu sertçe çekerek arabaya bindi. İşte şimdi her şeyi mahvetmiştim. Tamamen bir anlık sinirle söylemiştim. Yoksa kaçtığımız saniyeden beri babası ilan etmiştim ben onu. Yalnızca buna inandırmıştım kendimi.
Direksiyona başını yaslayıp öylece kaldı. Yanına oturup ellerimi saçlarımdan geçirdim.
"Bak sinirle söyledim onun babası sensin. Beni o hale düşürünce çok sinirlendim Mehmet ben böyle birşeyi bir an bile düşünmedim yemin ederim ben-"
"Feride kes sesini!" diye bağırdığınca irkilerek gözlerimi yumdum. Bana ilk kez böyle bağırmıştı. İçimden birşeyler koparken göz yaşlarımla birlikte iç çektim.
"Ben kaç aydır kimin için uğraşıyorum Feride! Kimin için uğraşıyorum lan ben!"
Direksiyona vurduğunda korkuyla ellerimi yüzüme kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESLİMİYET
General FictionSevmeyecektim. Her ne olursa olsun daha on altımı doldururken babamın beni sattığı bu adamı sevmeyecektim. Hiçbir zaman dediğini yapmayacaktım. Bana hakim olmasına izin vermeyecektim. Ona direnecektim. Asıl eğlence şimdi başlıyordu. Zorla güzellik...