21.Bölüm

89.9K 3.1K 234
                                    

"Ali burası yanıyor Ali koş annemden anahtarı al Ali koş!"

Ali'de en az benim kadar endişeliydi. Hızla fırlayarak eve doğru koştu. Bende hızla koşarak kapıya birkaç tekme attım. Allah kahretsin ki açılmıyordu! "Feride!" diye bağırdım. Ses yoktu. Tepeden yanan bir tahta yere düşerken hızla geri çekildim.

O sırada Ali koşarak elindeki anahtarla geldi. Elinden çekip deliğe soktum ve kapıyı açtım. Bir duman yığını kapıdan çıkarken gözlerim alev alev yanıyordu. Öksürerek içeri girdim ve bağırmaya başladım. "Feride cevap ver!"

"Buradayım! Mehmet yardım et!" Derin bir nefes alarak ilerledim. Arka taraf ateşler içindeydi. Dumanlar arasında dolanıyor ellerimle onu arıyordum. Ayağıma birşey çarptığında bunun et olduğunu hissettim. Hızla yere eğilerek ellerimle yüzünü buldum. Nefes almaya çalışıyordu ve elleri titriyordu. Hızla belinden kavrayarak kucağıma aldım. Tam bir adım çekildim ki Feride'nin biraz önce yattığı yere koca bir tahta parçası düştü. Tam zamanında yetişmiştim. Öksürerek kapıdan çıktığımda ileriye doğru yürüyüp onu yere bıraktım. Yüzü kapkara olmuştu. Kumral saçları koyulaşmıştı ve aşırı duman kokuyordu. Bende yere doğru eğilip birkaç kez öksürdüm.

Ali karşıma dikilmiş şaşkınlıkla bana bakıyordu.

"Ne bakıyorsun itfaiyeyi çağır!"

Ali koşarak gittiğinde annem ve babam koşarak geldi. Bir bana bir Feride'ye bakıyorlardı.

"Senin yüzünden!" diye bağırdım anneme. Başını yere eğerek geri çekildi.

"Feride iyi misin?"

Nefes almanın verdiği rahatlıkla başını salladı. Kollarında yanıklar olduğunu fark ettim. O ise acıyla gözlerini sımsıkı yummuştu. Ben Feride'nin başında beklerken itfaiye bahçeye girdi. Bir saat sonra tamamen sönmüştü. Kül olan ardiyeye baktım. Neyse ki eve sıçramamıştı.

Ama biraz geç kalsaydım Feride...

"Doktor çağırdım geliyor."

Ali ilk defa ben söylemeden mantıklı birşey yapmıştı. Onu yeniden kucağıma alıp eve götürecekken Ali kolunu uzattı.

"Sen dur ben alırım."

Ona bir bakış atarak ellerimi geri çektim. Feride ise tam kendinde değildi. Ali onu kucaklayıp eve doğru soktu. Bizde arkasından eve girdik. Annem hatasını bildiğinden sessiz kalmayı tercih ediyordu.

Doktor geldiğinde koltuğun üzerinde acı çeken Feride'nin yanına oturdu.

"Uzat bakalım kolunu."

Feride korkak bir hareketle yavaşça elini uzattı. Doktor yarayı temizlemeye çalışırken acı bir feryat kopardı. Dirseğinin alt kısmı bileğine kadar yanmıştı. Doktor orayı sıkıca sardıktan sonra "başka neresi?" diye sordu. Gözlerinden akan yaşlarla bacağını gösterdi. Doktor eteğini sıyırdığında sol dizinin yan tarafındada ara ara yanıklar vardı. Ne kadar acı çektiği ise her halinden belliydi. Doktor orayıda sardıktan sonra ayağı kalktı.

"Birkaç gün dinlen. Yaralarını ıslatmadan duş alabilirsin."

Yaşlı gözleriyle başını salladı. Ne annem ne babam birşey diyebiliyordu. Ama bunun nasıl olduğunu deli gibi merak ediyordum.

"Feride? Konuşabiliyor musun rahatça?"

Tekrar başını salladığında yanına eğildim.

"Nasıl oldu?"

Yaralı olmayan eliyle gözlerini silip zar zor annemi gösterdi.

"Beni kitledi" sesi titriyordu. Kendini sıkarak devam etti. "Çok bağırdım ama açmadı. Uykum gelmişti. Uyuduğumda kolumda hissettiğim acıyla uyandım. Nasıl oldu bilmiyorum. Ayağı kalktım bağırdım ama kimse duymadı. Kurtulamayacağımı anlayınca oturup ölmeyi bekledim."

TESLİMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin