35.Bölüm

61.6K 2.3K 219
                                    

Günlerdir utanarak bakıyordu bana. Yaptığının ne kadar yanlış olduğunu biliyordu. Beni öpmüştü ve "artık benimsin" demişti. Ben ise sinirle odaya girip kapıyı çarpmıştım. Tamam birazcık ben gaz vermiş olabilirim. Hatta hayatımda hiç yaşamadığım bir duyguydu. Ama konu Mehmet olunca farklıydı tabi herşey.

Birkaç gündür sürekli telefonla konuşuyordu. Birşeyler karıştırdığı belliydi. Söylemeyeceğini bildiğim için bende sormuyordum. Ama deli gibi merak ediyordum tabiki. Neler olacaktı bilmiyordum. Fakat aklım Oğuz'un bahsettiği çocuktaydı. Mehmet ile olmayacaktı, biliyordum.

Günlerdir evden çıkmamıştık. Oğuz bize erzak getirip durmuştu. Kapı tıklandığında oturuşumu düzelttim. Yine gelen Mehmet'ten başkası değildi.

Gözlerini kaçırarak içeri girdi.

"Nasılsın?"

"İyi sayılır sen?"

"Feride ben... Kendimde değildim, özür dilerim."

Bu konunun elinde sonunda açılacağını biliyordum. Ama ona kızamıyordumda. Çünkü bende bir anlık sinirle en az onunki kadar kötü birşey yapmıştım.

"Sorun değil" dedim gözlerimi indirirken. "Ödeşmiş olduk."

Garip duygular hissediyordum. Bir yanım onun yanından kaçıp gitmek istiyor, bir yanım ise sadece onu istiyordu. Beni sevmesini, benimle evlenmek istemesini, beni öptüğündeki duygularının gerçek olmasını... Ama bu doğru değildi, ne olursa olsun kocamın abisiydi. Ve ben bu içimdeki tarifsiz duygulara engel olamıyordum.

"Ödeşmek demeyelimde, sinirimizin kurbanı olduk."

"Sadece sinirlendiğin için miydi?"

Kaşlarını kaldırarak ne demek istediğimi anlamamış bir bakış attı. Daha ne kadar açık konuşabilirdim? Neden ısrarla anlamıyordu?

"Neyse ya" dedim uzatmak istemeyerek. "Ne diyecektin?"

"Yarın buradan gidiyoruz."

"Nereye?" dedim kaşlarımı çatarken.

"Biraz İstanbul dışı bir ev ayarladım. Orada kalıcıyız. Böyle dedikoducu mahalleli felanda yok. İnsanlardan uzak senin içinde bebeğin içinde iyi gelecek bir yer."

Hala sen ve bebeğin diyordu hala biz demiyordu. Sinirle arkama yaslandım.

"Ben gelmiyorum."

Şaşkınlıkla bana baktı.

"Ne demek ben gelmiyorum?"

"Beni kurtardığın için sana ne kadar teşekkür etsem az. Ama artık yollarımızı ayırmamız gerek. Birlikte yaşamamız doğru değil. Bu kadar süre benim için bekar kalmanda öyle. Ben Oğuz'un dediği çocukla tanışmak istiyorum Mehmet."

Boğazındaki damarlar belirginleşirken dişlerini sıkıyordu. Gözleri koyulaşırken kaşlarını çatarak bana baktı.

"Öyle birşey olmayacak."

"Elinde sonunda olacak. Ömür boyu benimle kalamazsın. Ömür boyu tekte kalamam. Bu benim için son şans."

"Daha şimdiden tek kalma korkusu mu sardı seni? Seni şimdiye kadar bıraktım mı ki bundan sonra bırakayım?"

TESLİMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin