-1- DÜĞÜN

14.7K 388 259
                                    

Hellloooo!  Eski watty yazarlarından kim kaldı?

Kaç yıl oldu? Ben sayamadım ama belki sayan olmuştur. Yazmayı bırakmıştım. Bunun için hem sizden hem de kendimden özür dilemek istiyorum. Geri döndüm ve bu sefer gitmeyi düşünmüyorum. Kendim için yaptığım en güzel şey yazmaktı. Bunun farkına varmam zor oldu.  Beni özlediniz mi? Ya da oralarda birileri var mı hala?

Neyse bu kurguyu çok sevmiştim ve düzenleyerek yeniden yazmaya karar verdim. Diğer kitaplarım da düzenlenip yayınlanacak. En azından planım bu yönde.

Mulimedia, 5 yıl önce 17 yaşımda bu kurgunun bana anımsattığı şarkı. Hala dinlediğimde aklıma bu kitap geliyor. Dinlerseniz çok mutlu olurum ❤️

Size iyi okumalar!

Gözünden düşen bir damla yaş, yanağına doğru süzülürken dudakları titriyordu. "Gece," diye yalvardı inişli çıkışlı bir sesle. "Gece yapma."

İşaret parmağımı yavaşça tetiğin üzerine yerleştirdim. Bütün bedenim titriyordu. "Bitti," dedim sakince. "Her şey bitti."

"Gece Hayır!" diye bağırdı. "Gece yapma!"

İçim parçalanıyordu ama bir o kadar da sakindim. Zihnimdeki kaosun içinde duyabildiğim tek bir cümle vardı; Kaybedecek bir şeyin yok! Tetiğe bas!

Parmağımı tetiğe iyice yerleştirdim. Ölmeye hazırdım. Ölmeye razıydım. Çektiğim acılara son vermeye hazırdım.

İçimde şiddetli bir titreme vardı. Bedenimin titremesi ruhumun titremesindendi.

Kararlıydım. Blöf yapmıyordum. Kaybedecek bir şeyim yoktu. Yorgundum. Çaresizdim. Acı içindeydim ve bu acı geçmeyecekti. Çare yoktu. Artık benim için bir umut yoktu. Bu kez toparlanamazdım. Toparlanmak istemiyordum.

Bu gece bu oyunu bitirecektim.

Gözlerimi gözlerinden ayırmadan kesik bir nefes aldım.

Bana doğru bir adım daha attı. Üzerime koşmakla, sakin kalmak arasında gidip geliyordu. Ne yapacağını bilmiyordu. "Gece yapma!"

Yap Gece! Bas şu tetiğe!

Zihnimdeki ses ona galip geldi.

"Tebrik ederim," dedim titrek bir sesle. "Sonunda başardınız."

Gözlerimi bir daha açmamak üzere kapattım.

Parmağım tetiğin üzerine iyice yerleşirken gözlerimi örten göz kapaklarımda onu gördüm. Gülüyordu bana. "Gel," diyordu gülümseyerek. "Söz veriyorum mutlu olacağız."

O sırada kulaklarımda bir ses yankılandı. Beni istiyordu. Beni çağırıyordu. Dudaklarım umutlu bir gülümsemeyle yukarı doğru kıvrıldı.

"Gece!" diye bağırdı. Bana doğru atıldığını duydum.

Sonra parmağım sevdiklerime kavuşmak üzere tetiğe bastı.

Her şeyin bittiğini sandığın o an, çaresizlikle öldürdüğün o sen, yeniden dirilişin çağrısıdır. Kulak ver!

🌪🪶

Dilimin üzerine yerleştirdiğim ağrı kesiciyi suyla mideme yollarken içeriden adımı seslendiler. Gözlerimi devirip boş bardağı mutfak tezgahına koydum ve mutfak çıkışına yöneldim.

KASIRGAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin