Selam millet ben geldim. Multide; Kerem'in çok tatlı olan gülüşü ve aynı zamanda da çok güzel bir şarkı var.
İyi okumalar canlarım...Biraz daha ilerledikten sonra ileride cafe gibi bir yere girdik ve tabii ki de benim ısrarlarımla cam kenarına oturduk. Hepimiz elimize menüleri almış bakarken ben de ne yesem diye düşünüyordum. Genç bir garson başımıza gelip "Ne istersiniz gençler?" diye sorduğunda Ediz "Ben bir hamburger ve kola alayım." diyerek elindeki menüyü garsona verdi. Kerem de ona katılırken biz Buket ile bir tabak soslu spagetti ve yanına da kola almıştık.
Yemeklerimizi beklerken Kerem "Kızlar bizde sizin numaralarınız yok. Alın yazın bakalım numaranızı." diyerek telefonunu Buket'e uzattı.
Buket kendi numarasını Kerem'in telefonuna yazarken Ediz de telefonunu açıp bana vermişti. Demek şifreniz var beyefendi. Aynı zamanda da iphoneniz! Tamam canım büyütmeye gerek yok benimde iphonem var.
Ediz'in telefonuna kendimi 'PANTERCİK' diye kaydettim ve kendi telefonumu çaldırdım. Ediz kendimi ne diye kaydettiğimi gördüğünde gülerek saçlarımı karıştırdı. Ben de onun elinden gülerek kurtuldum ve telefonumda çıkan numarasını kaydettim.
Tahmin edin ne diye kaydettim? Tabii ki 'BAY UKALA'' diye.
Sonra telefonlar değişti. Ben numaramı Kerem'e verirken Buket de Ediz'in telefonuna numarasını yazıyordu. Telefona Kerem'in numarasını kaydederken aynı zamanda da gülümsüyordum. Onu da telefona 'ŞEBEĞİM' diye kaydettikten sonra telefonumu yanıma koydum. O sırada da yemeklerimiz gelmişti. Sesiz sesiz yemeklerimizi yerken Kerem birden "Melis kanka sorması ayıp, sen niye geldin yetimhaneye?" diye sorduğunda makarnam boğazımda kaldı ve deli gibi öksürmeye başladım.
Ediz sırtıma vurarak bana yardımcı olmaya çalışsa da işe yaramıyordu. Halâ deli gibi öksürüyordum ve nefes almam zorlaşıyordu. Ediz en sonunda bana kolayı uzattı ama fark etmeden kendi bardağını vermişti. Neyse şu an bunu düşünemeyeceğim çünkü sanırım gerçekten boğuluyorum. Koladan birkaç büyük yudum aldım ve rahatlayarak arkama yaslandım. "Mavişim iyi misin?" diye telaşla soran Buket'e kafamı sallayarak cevap verdim, aynı zamanda da derin derin nefes alıyordum. Keremse "Melis özür dilerim. Ben anlamadan yanlış bir şey mi söyledim?" diye telaşla sordu.
Ay kıyamam ya yavrumun rengi atmış.
Bir derin nefes daha aldım ve "Yok şebeğim yanlış bir şey söylemedin. Sadece soruyu beklemiyordum. Biraz karışık orası." diyerek onu yanıtladım. Kerem beni başını sallayarak onaylarken "Anlatmak zorunda değilsin." diyen Ediz'e baktım ve "Sanırım kısa bir özet geçebilirim." diye cevap verdim. Ediz kafasını sallarken ben de anlatmaya başladım.
"Oldum olası şımarık büyütüldüm. Her istediğim alındı, her istediğim yapıldı. Zengin bir aile değildik ama maddi durumumuz bizi geçindiriyor ve beni şımartmaya yetiyordu." diyerek güldüm ve kafamı iki yana sallayarak anlatmaya devam ettim. Bu arada onların gözlerine bakmadan makarnamla oynuyordum.
"Annem babama göre hep daha sert olmuştur bana karşı. Beni sevdiğini hep bilmişimdir ama o babam kadar düşkün değildir bana. Yine de istediğim her zaman arkadaşım gibi olmuştur. Hoşlandığım bütün çocukları söylemişimdir ona mesela. Yinede bazen anlaşamazdık işte. Ona göre ben hep yeyip içip yatan, kitap okumak ve film izlemek dışında bir şey yapmayan biriyim. Bir yerde de haklı çünkü oldum olası üşenci olmuşumdur. En sonunda annem buna dayanamadı ve ben ona hiç yardımcı olmuyorum diye beni yetimhaneye vermeleri gerektiğini bir süre burada onun değişiyle adam olmam gerektiğini söyledi babama. Neymiş buraya gelip milletin halini anladığımda kendi halime şükredecekmişim de biraz daha anneme yardımcı olacakmışım falan. Nasıl oldu bilmiyorum ama babamda bunu kabul etti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİMHANE
Teen FictionAnnesi ve babasının kavgalarından bıkmış, düşünceli ama aynı zamandan her durumda çemkirebilen bir kız. Bay Ukalanın Panterciği; Melis Aral Babası tarafından nefret edilen soğuk ama aynı zamanda sevdiklerine karşı çok eğlenceli ve düşünceli olan bir...