Multi; Ediz aşımız ve benim bu aralar feci bir şekilde kafaya taktığım çok güzel ve çok anlamlı bir şarkı var. Şarkıyı açacağınız yeri size söyleyeceğim.
İyi okumalar canalarım...Ediz'den
Tolga abi Melis'in yattığı yatağın perdesini açıp dışarı çıkarken hızla ayaklandım. Bu ani hareketimle başım dönerken düşmemek için yanımdaki Kerem'e tutundum. Kerem beni kollarımdan sıkıca tutarak telaşlı sesiyle "Abi iyi misin?" diye sorduğunda kafamı sallayarak "İyiyim, başım döndü hızlı kalkınca." diye cevap verdim ve Tolga abinin yanına adımlayarak "Melis nasıl? İyi değil mi, bir şeyi yok?" diye sordum. Tolga abi küçük bir tebessümle elini omzuma koyup "Sakin ol Edizcim, arkadaşın biraz yorgun düşmüş sadece." dediğinde derin bir nefes aldım.
"Sinir krizi geçirdiği için bu gün biraz bitkin olması normaldi zaten ama sen küçük hanımı biraz telaşa sokmuşsun."
Tolga abinin açıklamasıyla sıkıntıyla saçlarımı karıştırdım ve "Kahvaltı da etmemişti." diye mırıldandım. Her şey benim yüzümden olmuştu. Her şeyi ben başlatmıştım. Eğer dün akşam o kadar saçmalamasaydım Melis kendi odasında kalmayacak ve bizimle kahvaltıya inecekti. Böylece ben de Yeliz'in oltasına düşmeyecektim.
Yeliz demişken, o kızı kesinlikle ölmekten beter edecektim!
Tolga abi "Büyük ihtimal açlık da onu güçsüz düşürmüş." dediğinde kafamı salladım. Bunu yapmamla yine hafiften gözlerim kararınca düşmemek için yanımdaki Kerem'den destek aldım. Kerem beni tutarken Buket burnunu çekerek "Ediz iyi misin?" diye sordu. Telaşı sesinden belli olurken yavaşça kafamı salladım.
"Abi sen de çok yıprandın, kahvaltı da etmedin. Bayılıp kalacaksın bir yerde."
Tolga abi Kerem'in bu cümlesiyle bana dönerek "Sen de kriz geçirdin mi?" diye sorunca Kerem benim yerime "Geçirdi diyebiliriz." diye cevap verdi. Ben ona öldürücü bakışlarımı atarken Tolga abi bu sefer de "Sen de yat dinlen biraz." deyince ona dönerek başımı hafifçe iki yana salladım ve "İyiyim ben, Melis uyanmadan da hiçbir yere gitmiyorum." dedim.
Buket kolumdan tutarak elini tersiyle halâ akan gözyaşalarını sildi ve "Ediz bari bir şeyler ye. Sen de kötü olma lütfen." dediğinde eğilerek alnına küçük bir öpücük kondurdum ve "Tamam güzellik, merak etme." diyerek Kerem'e döndüm. "Ben kantine gidiyorum. Eğer Melis uyandığında ya da bir şey olduğunda beni aramazsa seni ameliyathaneye sokar bizzat ben ameliyat ederim." Kerem gözlerini korkuyla büyüterek kafasını sallarken ben de kantine doğru yürümeye başladım. Kantine geldiğimde bir sandviç ve yanına da çay aldıktan sonra herkesten uzak bir masaya oturdum. Daha sandviçimden bir ısırık almışken karşımdaki sandalye çekilince kafamı kaldırarak gelene baktım.
"Dertleşmek ister misin koçum?"
Selçuk abi bana anlayışla bakarken çayımdan bir yudum alarak ağzımdaki lokmayı yuttum ve "Dertleşecek bir şey yok abi." diye cevap verdim. Selçuk abi alayla kaşlarını kaldırıp "Melis'le aranızda ne var sizin?" dediğinde sandviçten aldığım ısırık boğazıma kaçtı ve öksürmeye başladım. O kahkahalarla bana çayımı uzatırken çaydan bir yudum aldım ve derin bir nefes alarak "Hiçbir şey." diye cevap verdim.
Sonuçta birbirimize aşırı değer versek de -ki Melsi'in artık bana değer verdiğinden bile emin değildim- aramızda Selçuk abinin sorduğu tarz bir şey yoktu. Selçuka abi sırıtarak "O yüzden mi bu kadar telaş yaptın?" diye imayla konuştuğunda kaşlarımı çatarak "Ben telaş yapmadım. Sadece böyle bir şey sormanı beklemediğim için şaşırdım." dedim. Öyleydi değil mi? Yoksa aramızda bir şey olmamasına rağmen telaş yapmam çok saçmaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİMHANE
Teen FictionAnnesi ve babasının kavgalarından bıkmış, düşünceli ama aynı zamandan her durumda çemkirebilen bir kız. Bay Ukalanın Panterciği; Melis Aral Babası tarafından nefret edilen soğuk ama aynı zamanda sevdiklerine karşı çok eğlenceli ve düşünceli olan bir...