Bölüm 49

4.1K 220 60
                                    

Selam millet nasılsınız? Umarım iyisinizdir ve umarım ki hepinizin karneleri umduğunuz gibi gelmiştir. Hepinize iyi tatilleeer! Multide; Buket var.
İyi okumalar canlarım...

Elimdeki kalemin arkasını kemirirken artık soruyu parçalayacak durumdaydım. Hayır yani böyle matematik sorusu mu olur?! Neyim ya ben?! Bilim adamı falan mı?!

Tabii siz şimdi bu deli niye tatilde test çözüyor diye düşünüyorsunzdur. Hemen izah edeyim. Eylül ayının bir buçuk haftasını geride bırakmıştık ve bu zaman içerisinde pek de değişik bir şey yaşanmamıştı. Kerem Ece'nin ölümünü atlatmış ve Ediz de sonunda iyileşmişti. Artık kusarken peşinden koşmam gerekmiyordu.

Şimdi de saat gece on ikiyi geçmişti ve ben özel lise için gireceğim bursluluk sınavına çalışıyordum. Aslına bakarsanız hepimiz çalışıyorduk. Hiçbirimiz Burcu abla ve Selçuk abiye yük olmak istemiyorduk. Ediz hariç tabii. Arkadaşın babası zengin olunca...

Beyefendi ders çalışmayı geçin kitap bile açmıyor, bizi rahatsız etmekten başka bir işe yaramıyordu. Bütün gün beraber olmamıza rağmen akşam ders çalışma saatlerimizde yanımıza geliyor, ya sinir ediyor ya da sorulara saçma sapan cevaplar vererek bizi güldürüyordu.

Geniş bir esneme bedenimi esir alırken gözümü ovuşturarak mışıl mışıl uyuyan Buket'e baktım. Haftaya okul başlayacağı için şimdiden kendimizi erken yatmaya alıştırmıştık. Yani şu an gece on ikiden sonra bizim için geç bir saatti. Zaten kahvaltı 12.00'de olduğu için de en geç 11.30'da kalkmamız gerekiyordu. Ben genelde sorulara kafayı taktığım için yapamadığım sorularla en az yarım saat uğraşıyor, böylece geç saatlere kalıyordum ve Ediz, çocuk gibi gelip beni yatağıma yatırıyor, üstümü örtüyordu. Tabii kendisi de yanıma yatmayı ihmal etmiyordu.

Ediz'in ilgili halleri gözümün önüne gelirken kafamı elime yaslayarak gülümsedim. Bizim ukala, umursamaz ve terbiyesiz Ediz'imiz bazen çok düşünceli olabiliyordu.

Ben dalgınlıkla onu düşünürken arkamdan çok hafif bir kapı gıcırtısı geldi. Sesle hafifçe irkilip arkamı döndüğümde içeri girenin Ediz olduğunu fark ettim. Gözleri nerede olduğumu ezberlemiş gibi anında mavilerimi bulurken ona küçük bir gülümseme yolladım ama bu onun çatık kaşlarının düzelmesine etki etmemişti. Kapıyı kapatarak yanıma gelirken çatık kaşları hafiften gevşedi. Sonra yüzünü küçük ve şefkatli bir gülümseme esir aldı. Bu halime dayanamadığını biliyordum.

"Bir kere olsun ben gelmeden yatmış ol pantercik. Seni yatağa taşımaktan belim kopacak yakında."

Suratım asılırken bu sefer ben kaşlarımı çattım ve "Ben mi diyorum sana beni yatağıma taşı diye?! Sen gelip her gün yatağıma taşıyorsun. Üstüne bir de yanıma yatıyorsun!" diye kısık ama sert harflerle çemkirdim. Ediz küçük bir kahkahadan sonra sandalyemi kendine doğru çevirip önümde eğildiğinde kafamı yavaşça ona doğru eğdim. Eli yanağıma değdiği an uykum ağırlaşırken gözlerimi kapatarak başımı eline yasladım. Kısık kıkırtısı kulaklarıma dolarken elini yavaşça yanağımdan çekti ve topuzumu zar zor tutturduğum kurşun kalemi saçlarımın arasından çekerken konuştu;

"Yine sorularla mı cebelleştin? Yanakların kızarmış."

Yapamadığım sorunun aklıma gelmesiyle sinirle gözlerim açılırken "Ama Ediz ya, çok zor soruyorlar bunlar. Ben galiba geçemeyeceğim bu bursluluk sınavından." diye yakındım. Ediz gülümseyerek eliyle topuzumu dağıttı ve "Sen tanıdığım en zeki kızsın pantercik. Sınavı kazanacağından eminim." diyerek kalemi test kitabının arasına bıraktı.

Kaşlarım şaşkınla havaya kalkarken "Sen bana zeki mi dedin az önce?" diye sordum. Ediz gülerek beni bir bebek gibi kucağına alırken alışık olduğum bu sahneyle kollarımı boynuna doladım. Ben sorumun cevabını beklercesine yüzüne bakarken o, umursamazlıkla göz devirdi ve "Bunu bir daha benden duyamayacağından emin olabilirsin." dedi. Sırtım yumuşak yatağımla temas ederken kıkırdadım ve "Olsun bana bir kere de yeter." diye cevap verdim. Ediz sırıtarak göz devirdiğinde tatlılığına gülümseyerek iyice yatağa gömüldüm ve ona yatması için yer açtım. O, gidip ışığı kapatırken son kez şansımı denemek için "Ediiiz?" diye seslendim.

YETİMHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin