Bölüm 28

5.6K 258 116
                                    

Muktide; Edizciğimiz var.
İyi okumalar canlarım...

Oturduğum yerde bir süre bekledikten sonra ayağa kalkarak aynanın karşısına geçtim. Kendime dikkatle baktıktan sonra elimi yeni yeni yavaşlamaya başlayan kalbimin üzerine koydum.

"Neden böyle oluyorum ki? Belki de daha önce hiç böyle bir şey yaşamadığımdandır. Evet, evet kesin ondan. Yoksa başka neden olabilir ki?"

Aynada kendi kendime konuşurken araya iç sesim girdi;

'Benden söylemesi aşık oldun sen.'

Anında gözlerim büyürken "Yok daha neler!" diyerek kendimi azarladım. Sonrada kafamı iki yana sallayarak musluğu açtım. Buz gibi suyu yüzüme çarptıktan sonra musluğu kapatıp tekrar kendime baktım ve "Yok canım, ne aşkı, aşk kim ben kim? Hem on dört yaşındayım yahu ben daha. Evet evet kesinlikle saçmalıyorum." diye mırıldanarak kapıya doğru ilerledim. Elimi kapının koluna koyarak duraksadım, bir süre gözlerim kapalı bekledim ve derin bir nefes alarak kolu indirdim.

Odaya girdiğimde bizimkilerin muhabbet ettiğini gördüğümde benim yatağımda oturan Ediz'in yanına oturmak yerine Keremlerin yanına sıkıştım. Üçü de bana şaşkın şaşkın bakarken onları hiç umursamadım ve "Saat kaç?" diye sordum. Kerem "09.30'a geliyor." dediğinde kafamı salladım ve ayaklanarak "Hadi bakalım beyler, siz çıkın biz de üzerimizi değiştirelim." diyerek onları kışkışladım. Kerem Buket'i kolunun altına alarak "Biz böyle iyiyiz." dediğinde gözlerimi devirdim ve "Tamam çifte kumrular siz böyle kalın ama benim üzerimi değiştirmem lazım." diyerek kapıyı gösterdim.

Kerem oflayarak yerinden kalkıp Buket'e baktı ve yanağına büyük bir öpücük kondurup gülerek kapıya doğru kaçtı. Buket kızarmış yanaklarıyla "Kerem ama ya!" diye mızmızlanırken Kerem gülerek odadan çıktı ve kapıyı açık bırakarak yan odaya girdi. Ben onların bu haline gülerken Ediz de ayaklandı ve bana yaklaşarak önümde durdu. Kafamı kaldırıp ona baktığımda arka bahçede olanlar aklıma gelince kalbim hızlandı ve yakınlığımızdan dolayı kendime gelmek için geriye doğru bir adım attım.

Ediz bana çatık kaşlarıyla bakarak "Bir sorun mu var?" diye sorduğunda hafifçe boğazımı temizledim ve "Hayır, neden ki?" diye sordum. Ediz şüpheci bir şekilde bakarak "Ne bileyim, bir garipsin." dediğinde ona zoraki bir gülümseme yolladım ve "Yorgunum biraz ondan. Hadi çık da üstümü giyeyim." diyerek ona cevap verdim. Ediz kaşlarını tekrardan çatarak "Buket değiştirmiyor, sen de değiştirme işte." dediğinde kafamı çevirerek Buket'e baktım. Dizi izlermiş gibi bizi izliyordu pis gamzeli. Öyle ki 'Çekirdek ister misin?' diye sorasım gelmişti.

Kafamı tekrar Ediz'e çevirdim ve göz devirerek "Onlar sevgili Ediz. Ayrıca senin kıyafetlerin bana büyük geliyor." diye cevap verdim. Ediz geri adım atmayarak bu sefer de "Daha önce tişörtümü giymiştin ama?" dediğinde ofladım ve arkasına geçerek onu kapıya doğru itmeye başladım.

"O zaman sadece tişörtünü giymiştim bay ukala. Hem bizi Seda abla gibi yanlış anlamalarından bıktım artık. O yüzden defol bakayım."

Ediz'in boş bulunması sayesinde onu kapıya kadar ittim ve dışarı çıkararak onu kendime doğru çevirdim, sona da parmak uçlarımda kalkarak yanağına küçük ve hızlı bir öpücük kondurup kapıyı hızla suratına kapattım. Kapıyı kapattıktan sonra elim halâ kapıdayken salak salak sırıtıyordum.

Ben boş boş kapıya bakarken arkamdan biri dürtünce sıçrayarak ona döndüm. Dürtenin Buket olduğunu görünce hiç acımadan koluna bir tane geçirdim ve "Kızım manyak mısın, ne dürtüyorsun?! Aklım çıktı!" diyerek ona çemkirdim. Buket kaşlarını çatarak kolunu ovuştururken, ters ters baktı ve "Benim ne suçum var kızım, seslendim seslendim duymadın. Ben de dürttüm işte!" diye hayıflandı. Kaşlarım çatılırken kendi kendime düşündüm, bana seslenmiş miydi ki? Hiç duymamıştım.

YETİMHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin