Bölüm 31

5.1K 260 71
                                    

Multi; Buket.
İyi okumalar...

Kitabımın bir sayfasını daha çevirirken gözümden akan yaşları sildim. Kitabın sonundaki sahneye gerçekten aşık olunasıydı.

Ediz'le beraber kahvaltımızdan sonra odalarımıza çıkmıştık. Buket anne ve babasının mezarına gideceğini söylediğinde Ediz ona Ahmet Amca'yı çağırmıştı. O da Kerem'le gittikten sonra ben de kendimi kitaplarıma vurmuştum. Şimdi ise kitabın sonundaki sahneye ağlamakla meşguldüm.

En sonunda kızın ve çocuğun kavuşmasına sevinsem de duygusal bir sahne olduğu için göz yaşlarıma hakim olamamıştım. Heyecanla kitabın son sayfasını okurken kapı çalınca yerimden kalkmadan "Kim o?!" diye seslendim. Kitabın son sayfasını yarım bırakmam istemiyordum. Kapının arkasından "Sürpriz!" diyen iki ses duyduğumda elimdeki kitap şaşkınlıktan yatağa düştü. Gözümden akan yaşlarım hızlanırken kitabı kapatıp kapıya doğru koştum.

Bu sesleri çok iyi tanıyordum.

Kapıyı açmamla gülümseyen Doğukan ve Eda'yı gürünce çığlık atarak ikisine birden sarıldım. Onlar da gülerek kollarını belime doladıklarında "Ne işiniz var sizin burada?!" diye sordum. İkisi de gülerek "Sürpriz yapalım dedik!" diye bağırdığında yan tarafın kapısı hızla açıldı. Kafamı çevirip oraya baktığımda tişörtsüz bir Ediz görmemle bizimkilerden ayrılıp onu içeri tıkmam bir oldu.

"Manyak mısın sen, böyle çıkılır mı dışarıya?! Git üstüne bir şey giy!"

Ediz'in şaşkınlığından faydalanarak onu içeri soktum ve kapıyı kapatarak sırtımı yasladım.

Allah'ım o neydi öyle?!

Ediz ağladığımı anlamasın diye yüzümü kuruladıktan sonra kafamı kaldırıp biricik arkadaşlarıma baktım. İkisi de sırıtarak bana bakıyordu. Tam onlara cevap verecekken kapının açılmasıyla geriye doğru düşmem bir oldu. Ediz beni kollarımın altından tutarken kafamı geriye doğru atarak ona baktım ve "Kapıyı açarken haber versen ölürsün çünkü." diye laf attım. Ediz gözlerini devirerek beni dikleştirdi ve gözleriyle Doğukan ve Eda'yı işaret etti. Yine kötü çocuk havalarına bürünmüştü.

Bu haline bıyık altından sırıtarak bizimkilere döndüğümde Eda'nın ciddiyetle Ediz'i süzdüğünü gördüm. Kaşlarım çatılırken yalandan boğazımı temizledim ve Eda'nın bana dönmesini sağladım. Benim şapşal kankam her zaman ki gibi yakışıklı bir erkek görünce kendinden geçiyordu ama benim bay ukalamı onunla paylaşmaya hiç niyetim yoktu.

Bir elimle Ediz'i göstererek bana bol alayla bakan ve kaş göz işaretleriyle Ediz'i gösteren kankalarıma baktım ve "Beni sinir etmek için dünyaya gelen biricik kankalarım, bu Ediz. Benim..." diyerek mırıltıyla konutum. Lafım yarım kalırken Ediz'e dönerek 'Ne diyeyim?' dermişcesine baktım. Ediz bana boş boş boş bakarken, daha doğrusu Eda ve Doğukan öyle sanarken o içinden bana kahkahalar atıyordu. Bunu gözlerinden anlayabiliyordum. Ediz'den hayır gelemeyeceğini anladığımda göz devirerek bizimkilere döndüm ve "Arkadaş gibi bir şeyiz işte." diye açıklama yaptım. Onlar bana gülerken bu sefer de onları Ediz'e tanıttım.

"Bay ukala, bunlar da benim canım ciğerim biricik kankalarım. Doğukan ve Eda. Üçümüz kardeş gibiyizdir."

Açıklamamdan sonra dayanamayarak "Ay ben sizi çok özlemişim ya!" diye çığlık atarak onarın boynuna atladığımda güzel bir üçlü sarılma gerçekleştirdik. Biz daha birbirimize uzun uzun sarılmayı planlarken arkamdan biri tişörtümü tutup beni geri çekince onlardan ayrılmak zorunda kaldım. Sadece ben değil, Eda ve Doğukan da şaşkınlıkla Ediz'e bakarken Ediz onları hiç umursamadan bana baktı ve gözleriyle kapıyı işaret ederek "Girin artık içeri." diye soğuk bir sesle konuştu, kaşları da çatıktı.

YETİMHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin