Bölüm 44

4K 246 57
                                    

Selam millet! Bu gün sınavlarım başladı ve ben yine kendimi derslere vermek zorundayım, bu yüzden yine iki hafta gibi bir süre bölüm atamayabilirim. Ama belki size yılbaşında küçük bir sürpriz yaparım kim bilir.
İyi okumalar...

Tırnağımın kenarındaki etleri sinirle kopartırken aynı zamanda da Kerem'i dinliyordum. Bana Ece denilen kızın yani onu aldatan pislik kızın ona neden yazdığını anlatıyordu.

Neymiş bu ondan ayrıldıktan sonra çok pişman olmuş da bir hafta yataklara düşüş de sonra bunun hasta olduğunu anlamışlar da. Yok halâ Kerem'e aşıkmış da onu affetmesini istiyormuş da.

Miş miş miş de mış mış mış! Allah'ım kafayı yiyeceğim!

Kerem'in anlattıklarına daha fazla dayanamayarak "Bir dakika bir dakika!" diyerek ona döndüm. Kerem araya girmemle susarken derin bir nefes aldım ve konuşmaya devam ettim.

"Şimdi bu kız sana seni çok özlediği için ve halâ sana aşık olduğu için yazdı. Ama sana aşık olduğunu söyleyen bu kız aynı zamanda da altı aylık ilişkinin bitmesine sebep oldu. Doğru anlamış mıyım?"

Kerem sessiz kalarak sadece kafasını sallarken sinirle gözlerim büyüdü ve "Ve sen bana bu kızla buluşacağını söylüyorsun! Benim öldürmek istediğim kızla!" diye bağırarak küçük(!) bir çıkış yaptım. Sıkıntıyla saçlarını karıştıran şebeğimin kafasının karışık odluğunu anlayabiliyordum ama halâ neden bu kızla buluşmak istediğini anlamıyordum. Belki de anlamak istemiyordum.

"Sarışınım kız hasta. Hem de küçük bir hastalık değil bu. Resmen ölümü için gün sayıyor. Hastalığı son aşamada. Sadece tek isteği beni bir kere görmek. Bunu ona çok göremem." demesiyle derin bir nefes alarak saçlarımı karıştırdım ve düşünceli bir şekilde "Hasta olduğunu nereden biliyorsun? Belki seni kandırıyordur?" diye sordum. Kerem buruk bir şekilde gülümseyerek "Çıktığımız dönemde de sık olmasa da ara ara bayılmaları olurdu. Aslında dört kere falan oldu abartmaya gerek yok ama biz zaten altı ay çıktık. Yani yalan söylemiyor." dediğinde bu sefer de "Hastalığının bir tedavisi olmadığına emin misin?" diye sordum.

Bu kıza inanmak istemiyordum işte.

"Biz ayrıldıktan sonra bayılmaları sıklaşmış. Bu yüzden bir hafta boyunca hep evdeymiş. Yatağından çıkmamış. Bir sabah uyandığında yastığında bir sürü saç olduğunu görmüş ve elini saçlarına atmış. Saçları avuç avuç dökülüyormuş. Ağlaya ağlaya bunu annesine söylemiş. Annesi de onu hastaneye götürmüş. Böylece Ece'nin kanser olduğunu öğrenmişler. Hastalığı son aşamada olduğu için de yapabilecekleri bir şey yokmuş."

Kerem'in anlattıkları kalbimi burkarken "Peki ya Buket ne olacak?" diye sordum. Onlar çıkıyorlardı sonuçta. Buket'in, sevgilisinin eski sevgilisiyle buluşmak isteyeceğini pek sanmıyordum. Kerem "Sarışınım ben sadece Ece'ye ondan nefret etmediğimi göstermek için yanına gidiyorum. Onu sevdiğim için veya tekrar onunla olmak istediğim için değil." demesiyle şüpheli bir şekilde ona baktım ve "Onu halâ sevmediğine emin misin?" diye sordum. Her ne kadar ondan ayrılmış olsa da ilklerin hiçbir zaman unutulmadığını biliyordum. Bunun üzerine yazılmış bir sürü kitap okumuştum.

Sorduğum soruyla Kerem'in kaşları sinirle çatılırken beni yanlış anladığını anladım ve hızla "Yanlış anlama. Demek istediğim ilk aşk hiçbir zaman unutulmaz, her zaman kalpte özel bir yeri olur." diyerek ona kendimi açıklamaya çalıştım. Bunu söylerken gözüm çatı kapısındaki Buket'e kaymıştı. Ne zamandır bizi dinliyordu? Ne zamandır bizi dinliyordu bilmiyorum ama bence bunları duymayı hak ediyordu.

Buket ne tepki vereceğimi dikkatle izlerken Kerem bir şeyleri çakmasın diye ona döndüm ve cevap vermesini bekledim. Kendinden çok emin bir yüz ifadesine sahip olan Kerem bir saniye bile düşünmeden "Ben ona aşık değildim sarışın." diye cevap verdi. Kaşlarım anlamsızca çatılırken Kerem "Evet ondan hoşlandım hatta onu sevdim. Sevmeseydim zaten onunla çıkmazdım. Ama ona hiçbir zaman aşık olmadım. Hem onunla çıkmaya başladığımda daha on üç yaşındaydım. Bence bu yaş aşk için fazla küçük. Aşk daha büyük ve özel bir duygu." diye konuşmaya devam etti.

YETİMHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin